ÖĞRETMEN, MİLLİ SUTOPUCU VE GAZETECİ: AYTAÇ PEKKOÇAK
HAZIRLAYAN: Ramazan ŞANIVAR
Aytaç Pekkoçak, 1 Ocak 1937 yılında Adana’da doğdu. Dedesi, babası ve annesi öğretmen olan Pekkoçak, İsmet İnönü, Gazipaşa Okulu’nun ardından Sanat Okulu’ndan mezun oldu. Daha sonra da Ankara Meslek Yüksek Okulu Elektrik Bölümü’nü tamamladı.
Milli Mensucat İlkokulu’nda öğretmenliğe başlayan Pekkoçak, başta Fatih Terim olmak üzere birçok ünlü kişinin öğretmenliğini yaptı. Yedek subay olarak gittiği Konya Karasınır ilçesinde kısa bir dönem Belediye Başkan vekilliği görevinde bulundu. Sporun her dalında başarılı olan Pekkoçak, okul dönemlerinde basketbol, voleybol ve yüzme ile yakından ilgilendi.
Ailesinden gizli bir şekilde Atatürk Yüzme Havuzu’na giden Pekkoçak, kısa sürede kendini hissettirerek birçok yüzme yarışlarında dereceye girdi. Pekkoçak, Antrenör ve Milli Rekortmen sporcu merhum Halil Dalhan, Alman Antrenör Herman Hörsgen ve efsane sporcu Muharrem Gülergin’in teşvikiyle sutopuna başladı. Adana Demirspor ve Milli takımın uzun süre sutopunda kalesini başarıyla korudu. 60’ın üzerinde milli mayoyu giyme başarısını gösterdi.
Devlet Demiryollarında Elektrikli Trenlerde görev yapan Aytaç Pekkoçak, İş yaşamı İstanbul’da olduğu için uzun süre Modaspor’da yüzdü ve sutopu oynadı. Pekkoçak, 1963 Napoli, 1967 Tunus, 1971 İzmir Akdeniz Oyunları, 1956 İran, Bulgaristan ve Romanya Balkan şampiyonası, 1966 Hollanda Avrupa Şampiyonası’nda milli takımda sutopu kalecisi olarak görev yaptı.
Pekkoçak, ayrıca antrenörlük yaparak milli takımlara yeni yetenekler kazandırdı. Yüzme ve sutopu hakemliği de yaptı. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Kurucu Üyesi olan ve aynı zamanda Hürriyet Gazetesi’nde uzun yıllar spor gazeteciliği yapan Pekkoçak, birçok kez ödüller kazandı. Kevser ve Sencer adında 2 çocuğu bulunan Aytaç Pekkoçak, geçirdiği ranatsızlığın ardından 15 Ocak 2013 yılında yaşamını kaybetti.
ÖĞRETMEN EŞİ GÖKSEL PEKKOÇAK, AYTAÇ PEKKOÇAK’I ANLATTI
Aytaç ile aynı okulda görev yapıyorduk. Tanıştık ve evlendik. Mükemmel bir eş ve iyi bir aile reisiydi. Çok neşeliydi. Bir süre tiyatroda bile rol aldı. Dostlarına büyük önem veren birisiydi. Nüktedan, hoş sohbet, gönüllere taht kuran arkadaş canlısıydı. Gittiği yerde dikkat çeker ve neşe kaynağı olurdu. Müziğin her türlüsü sever ve çeşitli enstrümanlar çalardı.
Sporculuğu sırasında birçok müsabakaya beni de götürürdü. Sevilen saygı duran birisiydi. Yedek Subaylığı sırasında Konya’nın Karasınır ilçesinde belediye başkan vekilliği yaptı. Hatta ihtiyaç olduğu için müezzinlik bile yaptı. Sanıyorum, İran’da yüzüne şişe atıldığı için dişleri kırıldı. Uzun süre tedavi gördü. Muharrem Gülergin’in her konuda yardımcısı gibiydi. O dönemlerde Yüzme ve Sutopu Federasyonu Başkanı Fehiman Akdağ ve diğer yöneticiler Aytaç’ı çok sever ve beğenirlerdi. Aytaç, zortuyla marş çalardı. Herkes bir daha yapmasını isterdi. En çok Hamit Deste’yi “Hamido” diye kızdırırdı.
AYTAÇ MİLLİ SPORCU OLMANIN ÇOK YARARINI GÖRDÜ
Aytaç yedek subay öğretmendi. Teskere bıraktı. Konya Karasınır’dan sonra milli sporcu olmasından dolayı ve yeni sporcular yetiştirmesi için tayini Adana’ya çıkarıldı. Aytaç’ı önceleri köy okullarına vereceklerdi. Muharrem Gülergin’in de desteğiyle dönemin Valisi Mukadder Öztekin, Aytaç’ı makamına çağırarak şöyle konuşur “ Sabahları ilkokula gideceksin, öğleden sonra ortaokulda Beden Eğitimi Öğretmenliği yapacaksın, Boş zamanlarında da havuza giderek senin gibi milli sporcular yetiştiremezsen seni Feke’ye sürerim.” Aytaç gerçekten özveriyle çalışarak hem sporcu yetiştirdi, hem de ağabeylik, antrenörlük yaptı. Fatih Terim öğrencisiydi. Aytaç 3 yıl Fatih’e sadece spor öğretmedi. Çok Katkı sağladı. Fatin da çok vefalıdır Adana’ya gelişinde mutlaka bizleri ziyaret eder. Aytaç, her zaman Fatih ile gurur duymuştum.
EVLİLİĞİMİZİ BÖLGE MÜDÜRÜ CEMİL OKA SAĞLADI
Aytaç ile okullarımız çok yakındı. Benim çalıştığım okul küçük bir okuldu ve yıkılıp yeni yapılacaktı. Öyle olunca geçici süreliğine Aytaç Beyin öğretmenlik yaptığı okula gittik ve üçlü eğitim yaptık. O dönemde tanıştık. O yıllarda flört olayları çok da yaygın değildi…. Ancak, Aytaç’ın sporcu, heyecanlı ve her konuda bilgili olması dikkatimi çekmişti. Aytaç da bana yakınlık duyuyordu. Aytaç aklına koymuş beni. O dönemki Beden Eğitimi Bölge Müdürü Cemin Oka idi. Cemil Bey’e benden bahsetmiş o da “Senin alacağın kızı benim görmem lazım” demiş. Sonra benim okula geldiler, “Biz sizin okula voleybol sahası yapacağız” diye ama aslında beni görmeye gelmişler. Sonra bir gün beni yanına çağırdı gittim ama nasıl korktum, bir kabahatim de olmadı diye. Gittiğimde bana sordu “Oğlum gibidir Aytaç, biz seni çok beğendik ne düşünüyorsun?” dediler. “Ailem var benim, bir şey diyemem” dedim sonra geldiler nişanlandık…Sonra da evlendik. Düğünde tüm sporcu arkadaşları bizleri yalnız bırakmadılar.
AYTAÇ’IN EVİ SIRTINDAYDI. SÜREKLİ KAMPA VE MÜSABAKALARA GİDERDİ
öğretmenlerin senede 2-3 ay yaz tatilim vardı. İnsan o tatilini kocasıyla çocuklarıyla geçirmek ister. Ama ben hiç geçirmedim, evimde çocuklarımla oldum, Aytaç ya milli takım kampında ya da müsabakada. Hürriyet Gazetesi’nden Nezih Demirkent, aynı zamanda Moda Spor Kulübü’nün başkanıydı. Aytaç spor kökenli olduğu için öğretmenlikten istifa ettirdi ve Hürriyet Haber Ajansı’na geçmesini sağladı. Maç çıkışlarında arabaya binip matbaaya gitmezdi. Taraftarlarla beraber yürürdü. O taraftarlar bir güzel maç yorumları yapardı ki aklınız durur. Aytaç, yorumlarında taraftarlardan esinlenirdi.
AYTAÇ HAYIRSEVERDİ
Aytaç’ın sağlam dostları vardı. Çopur Nihat, İskender Ayvalık, Hamit Deste, Nihat Geven, Vergi gibi. Bunlar sürekli bir araya gelerek yemeğe çıkarlardı. Çopur Nihat Havaalanının restoranını çalıştırırdı. Bununla çok şakalar yaparlardı. Aytaç, yoksul, dar gelirli zeki çocuklara gizliden destek olur. Kırtasiye harcamalarını karşılardı. Benim hoşuma giden bir anıyı paylaşmak isterim. Aytaç öğretmenlik yaparken Adana’da spor malzemecisi vardı. Ali Uçan ama lakabı Maymun Ali… Belediyeye de işe girecek ama ilkokul diploması yok. Adana Demirspor Spor’un Kongre Üyesi Muharrem Ağabey aramış “Bu çocuğa diploma lazım” dedi, Maymun Ali bitirme sınavlarına girmiş. Cografya dersinde Aytaç Türkiye’nin komşularını say demiş “Amerika, İran, Suriye, Rusya, Bulgaristan, Yunanistan” demiş. Aytaç kızmış. “Lan Amerika nerden çıktı?” demiş Maymun Ali de “İncirlik Adana’da ya” demiş.
DEMİRSPOR SUTOPUNDA YENİLDİ Mİ YENİCE’DE BEKLERLERDİ
Demirspor sutopu takımı deplasmanlara trenle gelip dönerdi. İstanbul’dan galibiyetle dönünce karşılamalar yaparlardı. Tüm sporculara hediyeler verilirdi. Takım şayet yenilmişse mahcubiyetten sporcular Yenice’de bekletilirdi. Kentte gizli bir şekilde girerlerdi. Aytaç’ın çok renkli yaşantısı ve başarıları vardı. Bunu kitap haline getirebilirdi.