OKUL KANTİNLERİ CEP YAKIYOR

Okullar açıldı, ders zili çaldı, çocuklarımız yeni dönemin heyecanıyla sıralarına oturdu. Ama o heyecanın gölgesinde velileri düşündüren başka bir mesele var: okul kantinleri. Ne yazık ki öğrencilerin beslenme ihtiyacını karşılaması gereken kantinler, artık aile bütçelerinin en büyük düşmanlarından biri haline geldi.
Bir tost, bir ayran…
Bu, yıllardır okul kantinlerinin en klasik menüsüdür. Ancak bugün bir tost ile bir ayranın fiyatını yan yana koyduğunuzda neredeyse bir akşam yemeği parasına denk geliyor.
Çocuğuna günde sadece bir tost ve ayran alsa, ay sonunda velilerin cebinden çıkan miktar ciddi boyutlara ulaşıyor. Hele ki evinde iki-üç çocuk okula giden aileler için kantin harcaması adeta ikinci bir mutfak masrafı gibi.
Üstelik bu durum sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda sosyal bir eşitsizlik göstergesi. Çünkü kantinlerde fiyatlar bu denli yüksek olunca, bazı çocuklar sadece suyla günü geçirmeye çalışıyor, bazılarıysa arkadaşlarının aldığı yiyeceklere imrenerek bakıyor.
Yani kantin sadece açlığı gidermek değil, aynı zamanda çocukların ruh halini de etkileyen bir yer haline geliyor.
Bir diğer mesele ise kantinlerdeki ürün çeşitliliği…
Sağlıklı beslenme politikaları çerçevesinde bazı ürünlerin satışı sınırlandırılsa da fiyatı uygun ve doyurucu seçeneklerin azlığı dikkat çekiyor. Çocuğunuzun sağlıklı beslenmesini istiyorsunuz ama sağlıklı bir sandviç ya da meyve suyu almak, paketli gıdadan daha pahalıya geliyor. Bu durumda hem sağlık hem de ekonomi arasında sıkışıp kalıyoruz.
Velilerin çoğu çocuğuna evden beslenme çantası hazırlamaya çalışıyor. Fakat çalışan anne-babalar için bu da her zaman mümkün olmuyor. Hâl böyle olunca kantin bir zorunluluk haline geliyor. Zorunlu olunca da fiyat artışları velilerin belini daha çok büküyor.
Peki çözüm ne?
Öncelikle denetimler artırılmalı. Kantin fiyatları serbest piyasaya bırakıldığında, işletmeci kendi maliyetini ve kârını düşünerek hareket ediyor. Oysa burada mesele sadece ticaret değil; mesele çocuklarımızın sağlığı ve eğitimi.
Devletin ya da Milli Eğitim’in belirli ürünlerde üst fiyat sınırı koyması gerekiyor. Kantinlerin hem hijyen hem de fiyat yönünden düzenli olarak kontrol edilmesi şart.
Kısacası mesele basit bir tost ve ayran meselesi değil. Bu konu, velilerin cebini, çocukların sağlığını, toplumun geleceğini ilgilendiriyor. Çünkü aç karnına ders dinleyen bir öğrenciden başarı beklemek, hayalden öteye gitmez.
Okul kantinleri ticari işletme değil, eğitim sisteminin bir parçasıdır. Çocuklarımızın karınlarını doyurmak için velilerimizin ceplerini boşaltmamamız gerekiyor.
Unutmayalım, doyuramadığımız çocuklardan sağlıklı bir gelecek inşa edemeyiz.
