Şu organize işlerden bir türlü vaz geçemedik.. Bak kardeş! Sen Belediye Başkanı oldun, ne kadar sosyal demokrat varsa ya sürdün, ya işine son verdin.. Sonra döndün, değişik kentlerden kendi ülküdaşlarını aldın baş köşeye oturttun.. Hemen sonra, ekmek parası için çalışanları garip-guraba insanları işten çıkardın, yerine kendi yandaşlarını koydun..
Sana, ”Yandaş ve kardaşlarla bu gemi su alıyor” dedik aldırmadın.. “Bazı kişilerle muhabbetin sağlıklı gitmiyor” dedik, dediğimiz çıktı ama, muhabbet ettiklerinin talebi fazla olunca karşılayamadın, düşman edindin..
Biz yanlış yolda olduğunu söyledik, sen direndin.. Önce bir kumpasla karşılaştın, mahkemelik oldun. Sana karşı kurulan kumpası ilk gören biz olduk, “Belediyenin memurlarıyla bilirkişi olmaz dedik” dedik, seni savunduk, haklı çıktık.. Bir gazeteciyle bir yargıtay üyesinin seninle ilgili yazışmalarını belgeleriyle ortaya koyduk, sana karşı kumpas düzenlendiğini günlerce yazdık, haklı çıktık..
Haklı olduğun davalarda savunduk..
Seçimin tehlikeye girdiğini görünce, bir gazetecinin rakibin Zeydan Karalar’a karşı başlattığı karalama kampanyasında destek oldun “Yanlış” dedik, bunun bir senaryo olduğunu yazdık, dinlemedin..
Bir şehit eşini, kendi siyasi geleceğin için kullanmaya çalıştın, senaryonun nasıl yazıldığını görüntüleriyle ortaya koyduk, inat ettin.. Şehit eşinin yakını “Gelinimiz gerçekleri saptırıyor” dedi, ikna etin, kendi yanına çektin, ziyaretlere gittin, kamuoyu oluşturmaya çalıştın tutmadı..
“Yapma” dedik yaptın, “konuşma” dedik konuştun, “Halkın hür iradesine müdahale ediyorsun, seçim kaybediyorsun” dedik dinletemedik..
Sonuçta kaybettin..
Hala durmuyorsun.. Hala susmuyorsun.. Hala ağır yenilginin farkında değilsin.. Ve bu ağır yenilginin sorumlusunun sen ve yakın çevren olduğunu da kabullenemiyorsun..
Yapma.. İnsanları birbirine düşürmeye çalışma.. Görev devir-teslimindeki tutumuna devam et.. Konuştukça kaybediyorsun, konuştukça tepki topluyorsun..
Zeydan Karalar’ın savunucusu değiliz. Ama basının toplumsal bir görevi vardır. Yanlışa yanlış, doğruya doğru demek gibi bir ilkesi vardır..
Yanlış yapıyorsun Hüseyin Sözlü..
Zeydan Karalar’ın bazı müdürleri değiştirip, sosyal demokrat anlayıştaki insanlarla beraber çalışmasında ne sakınca var.. Sen aynısını yapmadın mı?
Sen bütün kadroları değiştirmedin mi?
Bir sana bak, bir Zeydan Karalar’a.. Ne yapmış Zeydan Başkan?
Bu kent insanının nefes almaya ihtiyacı var.. Bu kent insanının kavgaya değil, kol kola gezmeye ihtiyacı var.. Bozma.. İnsanları karşı karşıya getirme çabası içine girme.. Gittiğin yol, doğru değil..
Çekil köşene Zeydan Karalar’ın yanlışları varsa belirle, sonra bir basın toplantısı düzenlee, belgeleriyle koy ortaya kamuoyunu aydınlat.. Kim ne diyebilir o zaman!
Ama, sırf gündemde kalabilmek için boş konuşma.. Daha fazla yıpranma Hüseyin Sözlü..
Güzel bir söz vardır “Çok konuşan çok hata yapar”
Çok konuşuyorsun Hüseyin Sözlü..
…. …… …
ALİ BATMAN’IN İSYANI
Ali Batman Kabzımallar Odası Başkanı.. O da isyan ediyor.. İsyanı hem siyasetçilere, hem de basına..
Noktasına, virgülüne dokunmadan yayımlıyoruz haklı isyanını;
“Sayın Türkiye’yi yönetenler ve değerli basın-yayın yöneticileri.. Yaş sebze ve soğan, patates ile diğer ürünlerle ilgili hava şartlarından dolayı Türkiye’yi ayağa kaldııyorsunuz. Hadi batkalım şimdi karpuz ve kavun olmak üzere domates, üzüm elde kaldı satılmıyor. Şu anda üretim yapanlar ve tüccarlar perişan durumdalar. Hani ülkeyi yönetenler ve medya ile basın.. Neden bir açıklama yapmıyorsunuz..Korkuyor musunuz?”
Tepkisini hükümete yönelik yapıyorsa doğru.. Ama bu tepkinin içine basını katıyorsa yanlış..
Ali bey, gazeteciler sizin tepkinizi yayınlamak, haklıysanız kamuoyu oluşmasına yardımcı olmak ve yayın yoluyla iletmektir..
Açıklama yapma gibi bir görevi yoktur ve olamazda…
Yapın basın toplantınızı açıklayın sorunlarınızı biz haber yapalım, yorum yapalım sorunlarınızı kamuoyuna açıklamanızda yardımcı olalım.. Ama bizim açıklama yapmak gibi bir hakımız da yok, böyle bir görevimiz de yok..
Size önerim, geniş katılımlı bir toplantı düzenleyin.. Basını çağırın, sorunları bir rapor halinde dile getirin.. Biz de bunu kamuoyuyla paylaşalım, hatta yetkililerle konuşalım..
Sizi anlayoruz.. Sizin de bizi anlayacağını biliyoruz..
….. ….. ….
YELDA AKSÖZ YAZMIŞ
Yelda Aksöz Adanalı bir kardeşimiz.. Sosyal medyada sık sık karşılaşıyorsunuzdur.. CHP eski milletvekili avukat Uğur Aksöz’ün eşi..
Yine bir paylaşımda bulunmuş.. Noktasına virgülüne dokunmayacağız.. Bir mizah yazısı olarakta değerlendirebilirsiniz, çok düşünülmesi gereken sözler olarakta.. Yorumu size bırakıyoruz.. Beğeneceğinizi umuyoruz, lütfen dikkatli okuyun;
RTE’nin işi zor oldu!!!
-Sarayı’na gitse Ankara CHP’de.
-Yazlık Sarayı’na gitse Muğla CHP’de.
-Eskisi gibi Rixos’a tatile gitse, Antalya CHP’de.
-Egenin sıcak havasında Kordon Boyu yapmak istese İzmir CHP’de.
-Sonbaharın ve kışın güzelliklerini görmek ve yaşamak için Abant’a gitse Bolu CHP’de
-Bahçeliyle birlikte Söğüt şenliklerine katılsa Bilecik CHP’de.
-Aşıklar Ozanlar kentini gezmek istese Kırşehir CHP’de
-Yazın aşırı sıcaklarda Karadeniz’in en güzel plajlarında dinlenmek istese Sinop CHP’de
-Sanat ve kültür şehrindeki Porsukç ayında gondol keyfi yapmak istese Eskişehir CHP’de
-Bahçeli ile birlikte canları kebap çekse, Adana CHP’de,
-Tantunu yelim dese, Mersin CHP’de.
-Kebaplardan sonra canları peynirli künefe çekse Hatay CHP’de
-Zeybek havası görmek isterse Burdur CHP’de
-Dinlenmek için kaplıcaları tercih etse Yalova CHP’de
-Ceviz ezmesi yiyelim derse Burdur CHP’de
-Avrupa yakasından Marmara Denizi’ni görmek istese Tekirdağ CHP’de
-Çoruh Nehri’nde rafting ve kano yapmak istese Artvin CHP’de
-Trakya’yı gezmek istese Edirne CHP’de
-Çıldır Gölü’nde Atlı Kızak keyfi yapmak istese Ardahan CHP’de
-Çok bunaldım yaaa, biraz boğaz havası alayım dese, İstanbul ve Çanakkale CHP’de…
