Orman yangınları

Ali AKILLI

Havaların ısınmasıyla beraber orman yangınlarında sezon açıldı. Şu ana kadar çok ciddi olanı yaşanmadı çok şükür ama mutlaka sorumsuzluk yüzünden ciğerimiz yine yanacaktır. Her yıl aynı masala yem edilen ormanlarımız nasıl bu kadar kolay harcanıyor? Yakılan ormanların yerine ağaç dikilen kaç metrekare alanımız var? Ayrıca dikilse ne yazar? Bir ormanın orman olabilmesi için 30 yıl gerekirken.
***
Yakılan ormanlar hayatla aramızdaki uçurumu derinleştirirken. Ne acıdır ki, orman yangınlarını bizlere hazmettirdiler. Fast food gibi tüketilen değerler arasında ormanların yanması kimsenin umurunda değil artık. Türkiye’nin yüzölçümünün sadece yüzde 10’u tarım alanı olarak kalmışken. Ülkemizin gelecekte çürük bir halıyla kaplanma ihtimaline kimse kafa yormuyor. Balıklar zehirlenirken denizlerde. Battı balık yan gidiyor.
***
Oysa bir kayın ağacı 10 kişinin bir yıllık oksijen ihtiyacını karşılar. Yüz dekarlık ağaçlık alanın emdiği karbondioksit, bir otomobilin bin kilometrelik yolculuğunda yaydığı karbondioksite eşit.
Yakılan ormanlar iklim değişikliklerinin de gerçek sebebi. Nem oranlarının her yıl daha öldürücü biçimde kendini göstermesinin sebeplerini başka yerde aramayalım. Teknolojik aletlerden çocuklarımıza yeteri kadar ultraviyole ışını yayılırken, ormanların bu ışınlardan çocuklarımızı korumakla yükümlü olduğunu da unutmayalım.
***
Ama teknoloji insanlara bildiklerini unutturmanın hizmetinde artık. Ekranlarda orman yangınlarının haberleri birkaç saniye sürerken, falanca dizinin filanca züppesinin haberine dakikalar ayrılıyor.
Bunun adına da “şartlar artık böyle gerektiriyor” diyorlar. Hafife alınan gerçeklerin ödettiği bedelleri gördüğüm içindir ki. “Bir martı uçak düşürür” sözünü yıllarca duvarımda taşıdım. Şimdi de orman yangınlarına mahsuben duvarıma yazıyorum. “Yakılan orman herkesi yakar!”.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor