Bir yaz mevsiminin daha sonuna geliyoruz. Son 3 yıldır özellikle yaz mevsimlerinde yaşanan orman yangınlarında ormanlarımız, ormanlarda yaşayan canlılar ve orman köylüleri büyük zarar gördü. Yaşanan orman yangınları sonucunda çok büyük alanlarla çok büyük tahribatlar meydana geldi.
Şuanda açıklamalar yapılıyor. Yanan yerlerin yeniden yeşertileceği, en kısa zamanda yeniden yeşil alana kavuşturulması için çalışmaların yapılacağı anlatılıyor. Tabi hemen olacak bir iş değil.
Uzmanlar televizyon kanallarında bas bas bağırarak anlatıyorlar. Yanan alanların hemen yeşillendirme yapılamayacağını, belli bir süre beklemek gerektiğini, kendi tohumları ile canlanma sürecinin olduğunu eğer bu gerçekleşmez ise fidan dikimi olacağını anlatıyorlar.
Yanan yeşil alanlar bir şekilde aradan uzun yıllar da geçse yeşil alana dönüştürebiliyor. Tabi o sırada nefes aldığımız alanlardan bazıları kapanacak, akciğerlerimiz de oksijensiz kalmaya devam edecek.
Peki ya ormanların içinde yaşayan ve yangınlarla birlikte yanıp giden orman canlıları onları da yerine getirebilecek miyiz? Elbette ki hayır getiremeyeceğiz. Çok üzücü, can yakıcı bir durum…
Artık yaz mevsimi bitiyor ve orman yangınlarını da yaz mevsiminin bitmesi ile birlikte onlar da sona erecek. Halihazır da yeniden çıkan orman yangınları var. Ancak sonbahar ile birlikte bu yangınlarda sona erecek.
Peki gelecek yeni yaz dönemi?
O zaman neler yaşayacağız?
Orman yangınları konusunda ciddi bir çalışma ve müdahale yöntemlerinin arttırılarak daha profesyonel hale getirilmesi gerekiyor. Yangına müdahale ekiplerimiz canları pahasına yangınlarla mücadele ettiler, ediyorlar. Helikopterler, uçaklarla müdahaleler yapıldı.
Ancak yangınlar da artık ülkemizin bir gerçeği haline geldi. Bu gerçeği görerek daha ciddi önlemler alınması gerekiyor.
Her yaz aynı kabusu yaşamaktan bıktık ülke olarak…
