ALAMET-İ FARİKA’DAN TEE HORUZLU ŞEKERE!
Okumayı yeni yeni söktüğüm zamanlardı. “Yıl?” derseniz, sanırım 1953, belki 1954… Babam henüz yaşını tamamlamışken dedemin şehit haberi gelmiş. Savaş yılları… Yokluk, yoksulluk kasıp kavururken babaannem dört küçük çocuğuyla çetin mi çetin yaşam savaşı vermek zorunda… Babam yıllarca ayakkabısı olan çocuklara imrenmiş. O çok sıkıntılı günlerden hıncını almak istercesine, bize bereket-bolluk yaşamı için titizlenirdi. Pantolon […]