PİMPİNELLA ANİSUM

Bebekliğimde “Pimpinella Anisum” vererek iyileştirmiş beni merhum annem. Bugün Fransa’da ve Yunanistan’da da tüketilmekte. Bakarsanız, şifalı otlar arasında ayrıcalıklı yeri var. Her şeyden önce, bebekler ve küçük çocuklar için gaz giderici ilaç olarak asırlardan beri verildiği biliniyor. Bünyesindeki Anethol denilen madde insan sağlığı açısından önmsenmiş. Bitkinin yağı, binlerce yıl öncesinden beri saç bitlenmesine karşı kullanlmış, Anlayacağınız, aynı zamanda bit düşmanı.

Başka?

Literatüre bakılırsa, duruma göre doğru kullanmak koşuluyla; İştah açar, nefes almayı kolaylaştırır, idrar söktürür, sindirim sistemini rahatlatır,  mide kramplarını giderir, kuru öksürüğü yok eder, kusma ve ishali bitirir, beyin yorgunluğuna iyi gelir, migreni hafifletir, astımda, nefes darlığında, bronşitte faydalıdır. En önemlisi, genç kadınların göğsünü dikleştirir, yaşlı kadınlarda göüs sarkmasını önler; literatür öyle diyor.

Latince adı Pimpinella Anisum olan bitkiyi biz ANASON diye biliriz. Nenelerimize göre şifalı ot, dedelerimize göre de rakının ruhudur, kokusu ve rengidir.. Yunanın Uzo’su, Fransız’ın Perno’su da anasonuyla kişilik kazanmıştır.

ŞALGAM KEBAP YERİNE ANASON KEBAP DESEK!

Rakı Kebap Festivali Dünya Rakı Günü kutlamalarının ikizi. Adana’da icat doğdular. Bildiğim kadarıyla Dünya Rakı Günü şimdilik sadece Adana’da kutlanmakta. Hâlâ anlam veremediğim, daha doğrusu anlayıp ta inanmak istemediğim nedenle yasaklanmış olmasına karşın, geçtiğimiz Cumartesi bol bol tüketildi. Ben bile, seneden seneye toplam üç-dört duble ancak içebilirken, bu defa “yasak tatlıdır” kavramına derin saygı gösterdim ve hayatımda ilk kez üç duble devirdim.

 Olayın mayası Rakı, bunu hepimiz biliyoruz. “Yasak!” diyen otoriteye saygı göstererek, “RAKI-KEBAP” ikilisini yumuşatıp “ŞALGAM-KEBAP” dediler. Buna karşıyım; rakıysa rakı kardeşim. Rakı’dan irkilenlerin hatrına, ANASON-KEBAP da diyebiliriz. Elbette yanında şalgam da gider. Yani geniş tabanlı bakarsak, Dünya Rakı Günü’nün simgesi RAKI-ADANA KEBABI-ŞALGAM üçgenine oturur. Hangi saikle yasak konulduğuna dair tahminim güçlü olmasına karşın  “bende kalsın” diyor ve ekliyorum;  halkın oluşturduğu, hiçbir kurumdan katkı almayan, otelleri, insanları eğlendiren, lokantaları gönendiren etkinliğin kime ne zararı vardı? Güvenlik bağlamındaki resmi ifade de rahatsız etti beni. Portakal Çiçeğinde, Lezzet Festivalinde, Ulusal Bayramlarda, parti mitinglerinde halkı koruyan güçlü Emniyet Teşkilatımız ufacık bir alandaki insanları mı koruyamayacak?

Çok önemsediğim gerçekten de bahsedeyim; Adana Kebabı, ne yapılırsa yapılsın sadece Adana’da yenir. 1966’dan bu yana, işim gereği sayısız yabancı konuk ağırladım. Bizim kebabı sevmeyeni görmedim. Sırf bir daha yitebilmek için gelen bile oldu. Yani, dünyada tek!..

Adana Rakı-Kebap Festivaline engel olununca, rakı tüketimi arttı ve fakat esnaf büyük darbe yedi. Aylar öncesinden bilet alanlar tedirgin ve rahatsız oldu. Genel koşulların ağırlığı altındaki vatandaş, birkaç saat de olsa beynini boşaltıp moral tazelemekten mahrum kaldı.

Kendi düşüncemdir; yazık oldu Adana’ya ve Adanalıya…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor