PORTAKAL ÇİÇEĞİNE BİR KARNAVALNAME

Portakal, portakal olalı hiçbir zaman bu denli önemli yer tutmamıştı. Hele çiçeği, hele çiçeği… Güzellik adına kavramlaştırılacak ne kadar duygu varsa, hepsini kapsayacak güzellikte. Görünüşü bir güzel, kokusu bin güzel…

Dünyanın en yetenekli ressamı bile, koyu yeşille turuncu rengi birbirine bu kadar yakıştıramaz. Biz, şükürler olsun, bol bol ağaç görebildiğimiz ve turunçgillerle birlikte yaşadığımız için kanıksamışız. Bizim kadar şanslı olmayanlar, ağaçlardan birini, hele üstünde meyve varken, daha da hele bir de çiçekliyken görünce, kendini cennet-i âlânın antresinde sanıyor.

Bir şükür daha çekelim; mayasında ve ruhunda Adana olan iki hemşerimiz, Ali Haydar Bozkurt ve Ayşe Arman’ın yaktığı çıra daha ilk yıl halkın içten benimsemesiyle muhteşem karnavalın doğumunu sağladı. Belli bir baş yok, komite yok, resmi makam müdahalesi yok halkın büyülenmiş gibi elvermesiyle doğal, coşkulu, etkili ve geniş alanlarda yankılanan etkinlik bir anda sınırları aşan itibarı kazandırdı.

RESMİ MAKAMLAR DAHA AZ KARIŞSA

Henüz ortasındayız ama, gözlemlerim yanıltmıyorsa, resmi makamlar, hadi biraz inceltelim, protokole mensup zevat, daha iyisi olsan diye karnavala müdahaleyi sınırlamalı. Çünkü, oluşumun genetiği halkın davranışında. İlk üç yılı anımsayalım; kılık-kıyafet, cicili-bicili el ürünü tezgâhları, sunumlar, müzik, dans gibi unsurlara belediye de, vilâyet de daha az müdahale etmekteydi. Doğallık her hareketin temeline oturmuştu. Tekrar edelim; daha iyisi olsun, daha çok tanınsın, ekonomimiz daha da gönensin amacıyla yapılan “Nizam-intizam” müdahaleleri, etkinlik ayrıntılarına yaklaştıkça karnavalın ruhunu zedelemekte. Bu, benim görüşüm. Yanılıyor olabilirim.

Yanlış anlaşılmasın, gözlemimize dayalı düşüncemizi belirtirken, elbette yer, mekân güzergâh, hijyen, tağşişi önleme ve güvenlik gibi temel konuların mutlaka ilgili resmi kurumların inhisarında olduğunu kabul ediyoruz.

ÖNÜMÜZDEKİ YIL ÇOK BAŞKA OLUR

Geçen yıl, mübârek Ramazan ayının çiçek mevsimi ile örtüşmesi karnaval üstünde gölge gibiydi. Bu yıl, çiçek mevsiminin sonuna gelmiş olmasına karşın, biraz daha adına uygun oldu. Önümüzdeki yıl ise, yaklaşık on gün daha öne çekilebileceği için ziyaretçilerin kılcal damarlarına kadar işleyecek nitelikte olabilir.

VE SAYIN VALİMİZ

Mukadder Öztekin, Ali Rıza Aydos, Oğuz Kağan Köksal ve Cahit Kıraç valilerimizle yakınlığımız olmuştu. Kişisel gözlem ve inancıma göre, saydığım isimler Adana’nın sosyal yapısı, güvenliği, ekonomisi kadar, kültür-sanat ve özellikle turizmi konusunda son derece etkin hizmet sundular.

Henüz yılını yeni doldurmuş olsa da, Valimiz Sayın Yavuz Selim Köşger’i, kent yaşamına renk katacak, düzey kazandıracak her hareketin arkasındaki güçlü destek olarak görüyorum. Kırk yıllık Adana çocuğuymuş gibi babacan, içten, özverili, sempatik yaklaşımları oldukça sevindirici. Festivallerimizin tamamına gösterdiği ilgi, verdiği destek ve teşvikler, yerel yöneticileri ve bürokratları da olumlu yönde etkiliyor. Naçizane, teşekkürlerimi arz ediyorum.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor