Yakışmadı!.. Hatta ayıp oldu. Üç gün önce, kudurmuş sel suları bentleri aştı, Pozantı ve çevresinin tebdili şaştı. Setler döküldü, büzler söküldü. Yollar yolluktan çıktı, yamaçlar suya aktı. Anlayacağınız suyla-seylapla geldi felaket; istersen “imtihan” de, ister tufana benzet.
Bu sosyal medya var ya, sosyal medya; iyi olsun kötü olsun, sıra dışı olaylar saniyeler içinde her tarafa yayılıyor. Pozantı ve çevresindeki su baskınları da, daha Cuma günü ikindi vaktinden itibaren çarpıcı fotoğraflar ve videolarla duyuruldu. Duyurulurken de “İmdat!” çağrısı yapılıyordu. Pozantı Belediyesi, özverili Pozantılıların kol ve taşıt gücü katkısını almasına karşın, kıt olanaklarıyla doğal güce karşı koyamadı. Belediye Başkanı Mustafa Çay bekledi ki Adana Büyükşehir Belediyesi, Devlet Su İşleri, İstanbul-Bağdat hattının en kritik kesimleri Belemedik ve yakınlarında bulunan Devlet Demir Yolları ve başka resmi kurumlar acele seferber olup yardıma koşacak. Beklendiği gibi olmadı. Büyükşehir’den, “Makine gönderdik, sabaha işe başlayacak” haberi akşam üstü ulaştı ama selin-suyun tahribatı sürgit devam ediyordu.
Nüfus sayısına bakıp Pozantı’yı küçümserseniz, biliniz ki çok büyük yanılgı içindesiniz. Yaz nüfusuna bakarsanız, nice vilayetleri geride bırakır. Tekir ve Bürücek yaylaları yüzbinlere kucak açarken, Eski ve Yeni Konacık’lar olsun, Alpu-Kamışlı olsun, çok fazla yaylacının itibar ettiği yerlerdir ve bunların belediye hizmeti Pozantı tarafından karşılanır.
Mustafa Başkan’ı tanırım. Yerinde duramaz, alışılmadık yenilikleri kovalar, sevilip-sayılır. “Büyükle büyük, küçükle küçük”, gönül adamıdır. Siyasi görüşlere demokrasinin temeli olarak bakar, ayırım yapmaz. Kuşkum yok, tıpkı Aytaç Durak gibi, hangi partiden girerse girsin seçim kazanır. Bu yapıdaki birinin, maddi yardım yapılamazsa bile, belli makam sahiplerinden “geçmiş olsun” telefonları beklemesi normaldi. Yol-yolak bırakmayan tufan gibi taşkınla gece gündüz boğuşurken, dayanamadı, sosyal medya üzerinden “Bari geçmiş olsun diyeydiniz” renginde mesaj yayınladı. Yerden göğe kadar haklıydı. Başkan Çay’ın serzenişi, geniş kitleler tarafından “Zeydan Karalar, belediye CHP’li olmadığ için yardım etmedi” şeklinde yorumlandı.
Sayın Karalar’ı yakından tanımam. Fakat son haftalardaki yaklaşımlarındaki, siyasi olgunluğuyla, CHP’li olmayan ilçe başkanlarını koluna takarak fotoğraf vermesiyle sıçrama yaptığı söylenebilir. Maddi sıkıntının dibini yaşadığı için olmalı, henüz yapamadıysa bile bundan sonra uygulayacağını ilan ettiği planlarla da, siyasi ayrıcalığa yer vermeyeceği anlaşılıyor. Kaldı ki, Sayın Karalar’ın en iddialı projelerinden bir de turizm ve Adana’da “Doğa Turizmi” deyince Belemedik’in amiral gemisi olduğunu bilir. Aynı günlerde on büyükşehir belediye başkanını ağırlıyor olmasına rağmen, bir dakikasını ayırıp Mustafa Çay Başkan’la hemen görüşebilseydi de demiri tavında dövmüş olsaydı keşke.
Bu arada Büyükşehir bürokratları “Pozantı, Belemedikten ibaret değil, yardım bekleyen başka köyler yok mu ki, oralardan başladık”açıklamasın yaptılar. Bu da, yaraya tuz basmak gibi oldu. Yeterli veya yetersiz, yardım seferberliği yapılacaksa, önceliğin nerede olduğunu herhalde Adana’daki masalar değil, Pozantı’dakiler bilir, öyle değil mi? Gelen ekip ve ekipmanın nerede, nasıl çalışacağını yüreği yananlarla görüşmeksizin alınmış kararın sağlığı tartışılır.
Neyse ki, Büyükşehir Belediye Başkanı Karalar Cumartesi mağdur ilçeye gitti, gönül aldı. Yaraların sarılması için gerekli talimatı verdi ve sonunda Mustafa Başkan’dan sosyal medya üzerinden teşekkür almasını bildi. Şimdi sıra, tedavi ve onarımda. Her iki başkanımıza kolaylıklar diliyorum.
