POZANTI’DAKİ TABUR KUMANDANI BİNBAŞI, VERDUN KAHRAMANIYDI

Mustafa Kemal’den 16 Mart 1920 günü gelen emirle yepyeni bir yol haritası çizilmişti. Ana ilke, işgalcilerin demiryolu ulaşımını yok etmekti. 

19 Mart’ta Koçak Köprüsü havaya uçurularak Demiryolu bağlantısı yok edildi… 24 Mart’ta başlatılan harekatla, Cevizli, Yeniköy, Sofulu, Çamalan, Kadirhan, Hacıkırı, Bucak, Durak, Kuşçular ve Kelebek mevzileri ele geçirildi.8 Nisan’da kuşatılan Belemedik’te de, 10 Nisan sabahı yapılan genel hücumla şanlı bayrağımız dalgalanmaya başladı.

Aynı zamanda, çok önemli ganimet ele geçirildi.

Artık sıra Pozantı’daki Tabur Karargahının düşürülmesine gelmişti. 10 Nisan günü kuşatma gerçekleştirildi. Pozantı Tabur Komutanı Ünlü Binbaşı Menil (Mesnil yazılır) “teslim ol” çağrısını reddetmiş, Adana’dan gelecek desteği bekliyordu.

Komutan Mesnil Fransızların Ünlü kahramanları arasında sayılıyordu. 1916 yılının Şubatından Aralığına kadar 11 ay süren Verdun Savunmasında Alman saldırılarına karşı büyük yararlık göstermişti. Savaşta her iki taraftan yüz binin üstünde asker can vermişti. Binbaşı da bu savaşta bir bacağını kaybetmiş olmasına karşın tahtadan protezle görevini sürdürmekteydi. Fransızların “Verdun Kahramanı” olarak tanıdığı bu ünlü Kumandana halkımız  “Tahtabacak Menil” ya da “Topal Menil” isimlerini takmıştı.

Hemşire eşinin Belemedik’te esir olduğunu bilmesine rağmen, iyi bir asker olan Binbaşının teslim olmayacağını bizimkiler de tahmin etmişti. Fazladan, taburun askeri imkanları bizimkilerLe kıyaslanmayacak kadar üstündü. Ne var ki, sıkı bir kuşatma ile tabura ikmal imkanı kesildiğinde zayıflayacaklarına da inanılıyordu.

KAVAKLIHAN’DAKİ

BİRİNCİ VURUŞMA

Hem bizimkilerin, hem de Mesnil’in beklentisi gerçekleşti. Üst üste uğradıkları inanılmaz kayıplar üzerine adeta çıldıran merkez komutanlık 11 Nisan günü Mesnil’e yardım etmek üzere, donanımlı bir orduyu Pozantı’ya doğru harekete geçirdi. Karar, Adana’dan Karaisalı’ya bildirildi. Kaymakam Beybaba haberi alır almaz, 11’inci Tümen’den gelmiş olan Teğmen Cemal Efe’ye 38 mücahit vererek Fransızlara karşı koyma görevini verdi.

Karaisalı’dan hızla hareket eden yiğitlerimiz 12 Nisan sabahı Çırbıklar Köyüne yetiştiklerinde çatışma başlamıştı. Camtepe, Kayadibi ve Bayramlı köyleri yanmaktaydı. Fransız topçuları durmaksızın ateş açmaktaydı. Çatışmanın şiddetlendiği anlarda yardıma diğer müfrezelerimiz de geldi. Fakat Makineli Tüfek birliğinin ölüm kusan mermileri yüzünden hareket edemiyorlardı. Bizimkiler bir ara makineli tüfek yüklü katırların mevzi değiştirmekte olduğunu fark ederek aniden ateş açtılar. Katırlar yıkılınca da hücum ederek bazi silahları ellerine geçirdiler. Fransızlar hiç beklemedikleri direnç ve karşı ateşlerden ürkerek geri çekildi.

FRANSIZLAR BU KEZ

ÇOK İYİ HAZIRLANDI

Tarihe İkinci Kavklıhan Savşı olarak geçen vuruşma yine bir mucize ile sonuçlanmıştı. Lafı uzatmadan, yine özet bilgilerle, İkinci Kavaklıhan’ı anlatalım.

Tarsus Şosesi tamamen kontrolümüzdeydi ve  demiryolunu da, kullanamıyorlardı. Kavaklıhan’da hiç beklemedikleri bozgundan sonra uzun bir hazırlık dönemine girdiler. Yöre haritaları didik didik incelendi. Her türlü istihbarat bilgileri değerlendirildi. Özel kuvvet elemanları hazırlandı. Kurmay heyetine göre “Bu Türkler çok olmuştu ve iyi bir ders verilmesi” zorunluydu.  İşgal güçlerini en çok şaşırtıp üzen nokta, her türlü silah ve bitmek-tükenmek bilmeyen cephane ile uçak dahil çeşitli araçlarla da bir türlü ilerleyememiş olmalarıydı. Türklerin üç öğün yemek bile yiyemedikleri, bırakın postalı, çarıksız, çorapsız, kuru ekmeği katıksız olarak aslanlar gibi cephe tutmasına inanamıyorlardı.

Son bir gayret, 15 Mayıs günü Pozantı Cephesinde zafer rüyası ile tanklar-toplar harekete geçirildi. Bir tümen piyade, dört batarya top, üç tank ve iki zırhlı araçla ve tabii ki sürekli bomba atacak uçaklarla artık hiçbir kuvvet karşılarında duramazdı. Bu defa Türklere tam bir ölümcül darbe vurulacağı kesindi(!). Sadece Tarsus’ta toplanan asker sayısı 5 bini bulmuştu. Yenice ve diğer mevzilerde de en az bu kadar tam techizatlı ve bol taşıtlı asker toplanmıştı.

17 Mayıs sabahı, şafakla hücuma geçtiler. Karayayla ve Kavaklıhan’a saldırmışlardı; amaç, Pozantı Yolu’nu kontrol altına alabilmek ve bu suretle Menil’in Taburu ile birleşip Türklerin eline geçen stratejik nokta ve karakolları yeniden almaktı. Tabii bu arada Menil Taburu da onurunu kurtarmış olacak, Fransız İşgal güçleri bir yüz karasına bulanmayacaklardı.

GELECEK YAZI: TARİH BÖYLE BOZGUN GÖRMEDİ

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor