Prof. Dr. Alkin: “2019’da negatif büyüme olmayacak”
ADANA (İHA) – Prof. Dr. Emre Alkin, 2019’un küresel ölçekte zorlu bir
yıl olacağı beklentilerine karşılık, Türkiye’nin negatif büyümeyeceğini
söyledi.
Çukurova Genç İşadamları Derneği’nin Akademi öğrencileriyle bir araya gelen
Prof. Dr. Emre Alkin, “Fırtınada Ayakta Kalma Sanatı” ve “Türkiye’nin Geleceği
Parlak” konularında Türkiye ve dünya ekonomisini üzerine genel değerlendirme
yaptı.
Türkiye’de üretimin düşük olmasından yakınıldığını vurgulayan Alkin, “Ülke
olarak üretime kafayı takmış durumdayız. Türkiye’nin üretmekle ilgili sorunu
yok. Türkiye’nin üretmekten bıkmış insanları var. Biz sanayicilerin önemli bir
kısmını Türkiye’de bıktırdık. Sanayi yapmak çok zor, maliyetler zaten çok
yüksek. En güzeli arazileri AVM’lere çevirelim, daha fazla para kazanalım
düşüncesiyle ve inşaat furyasıyla insanları sanayiden soğuttuk. Sanayiden
soğutmadan dolayı bizim cari işlemler açığımızda da yapısal bir sorun oluştu.
İthalatımızın yüzde 85’inden fazlası hammadde, yatırımlara, üretime yönelik.
Türkiye ithalat yapamazsa üretim yapamayacak halde” dedi.
Kalkınma ve yapısal reformlar
Gençlere ‘çözüm odaklı üretim’ tavsiyesinde bulunan Prof. Dr. Alkin, Türkiye’de
sürekli büyümeden söz edildiğini, ancak, asıl konuşulması gereken konunun
yapısal reformlarla kalkınmayı sağlamak olduğuna dikkat çekerek, konuşmasını
şöyle sürdürdü:
“Herkesin yaptığını yaparsan, mal ve hizmet üreterek rekabet edersen çok sert
bir rekabetle karşı karşıya kalırsın. Çözüm anlamında bir şey ürettiğin zaman
farklı olursun. Dünyada milli geliri yüksek ulusların geçmişine bakın. Hiç
vergi reformu yok, yüksek ithalat vergisi yok. Ne var, adalet, eğitim, hak ve
özgürlükler. Yani yapısal reformlar. Ancak, özgür beyinler çarpıcı, sıra dışı
şeyler üretir. Üstü-astı herkesin adalet karşısında eşit olduğu, eğitim
seviyesinin yüksek olduğu, herkesin eşit şartlarla yarıştığı ülkede müthiş
işler çıkıyor. Çözüm oluşturan ülkeler de genellikle adalet, hak ve
özgürlükler, eğitimin yüksek seviyelerde olduğu ülkeler.”
“Resesyonda değiliz”
ABD’nin dünyanın toplam gelirinin yüzde 25’ini, Çin’in yüzde 15’ini aldığını,
Türkiye’nin ise yüzde 1,07’sini aldığına dikkat çeken Alkin, “Türkiye’nin
durumu çok kötü değil. Siyasal rejimlerin istikrarlı olmadığı yerlerde kalkınma
gerçekleşemiyor. Ülkemize baktığımızda davranışlarımız kalkınmayla ilgili değil
büyümeyle alakalı. Dünyanın toplam borcunun yüzde 31’i ABD’nin. Türkiye’nin
borcu ise dünyanın toplam borcunun yüzde 0,4’ü. Türkiye’nin borcu düşük,
ödenemeyecek bir borç değil, ama, vade kısa ve faizi yüksek. 2019’da çok vahim
bir şey olmazsa Türkiye’nin bu sene yüzde 0-1 arasında pozitif büyüme ihtimali
var. Resesyonda sayılmayacağız. Eksi büyümeme ihtimali var. Milli geliri
büyütmenin de bence bir önemi yok. Bizim nicelik açısından değil, nitelik
açısından büyümemiz, kalkınmamız lazım” diye konuştu.