PROJE OKULLARINA KARŞI EĞİTİM-İŞ VE EĞİTİM SEN’DEN ORTAK EYLEM

(HABER MERKEZİ)-Eğitim-İŞ Adana 1 ve 2 No’lu Şubeleri ile Eğittim Sen Adana Şubesi, Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yaptıkları ortak basın açıklamasıyla, proje okullarına yapılan keyfi atamaları protesto ettiler. Basın açıklamasında ilk konuşmayı Eğitim-İş 1 No’lu Şube Başkanı Hatice Hazar yaparken, ikinci konuşmayı ise Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Fatih Toprak yaptı.

Eylemde ilk olarak söz alan Hatice Hazar, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) proje okullarındaki atama sürecine yönelik sert eleştirilerde bulundu. Hazar, MEB’in “okulları şirket gibi yönettiğini” belirterek, proje okullarının “keyfiliğin ve kayırmacılığın adresi” haline geldiğini ifade ederek, “Okulları, öğretmen ve öğrencileri ‘nitelikli’, ‘niteliksiz’ diye ayırmaktan derhal vazgeçin. Buralar sizin şirketleriniz değil, eğitimde eşitliği, hakkı ve liyakatı sağlamak MEB’in asli görevidir” derken, yapılan atamaların hiçbir objektif kritere dayanmadığını, başarılı ve kıdemli öğretmenlerin görmezden gelindiğini, atamalarda torpilin ve yandaş ilişkilerin etkili olduğunu vurguladı. Açtıkları davaların çoğunda mahkemelerin, MEB’in atama yetkisini keyfi kullanamayacağı yönünde karar verdiğini hatırlattı.

MEB’e açık çağrıda bulunan Hazar, şu talepleri sıraladı:

-Proje okulu ayrımına son verilsin.

-Atamalar, yasallık ve liyakat ilkeleri doğrultusunda yeniden düzenlensin.

-Öğretmen ve yöneticilere dair süreçlerde şeffaflık sağlansın.

-Torpil ve cemaatvari yaklaşımların yerine adalet ve hakkaniyet esas alınsın.

Hazar konuşmasını, “Eğitim-İş olarak hiçbir öğretmenimizin mağdur edilmesine izin vermeyeceğiz. Tüm yasal haklarımızı kullanacağız” diyerek tamamladı.

kinci konuşmayı yapan Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Fatih Toprak, 2025 yılı proje okulu atama sonuçlarının yine “şeffaflıktan uzak ve liyakati hiçe sayan bir anlayışla” yapıldığını söyledi. Atamaların ölçülebilir, nesnel hiçbir kritere dayanmadığını, tüm sürecin siyasi ve idari takdirle yürütüldüğünü belirterek, “Siyasi sadakat, mesleki liyakatın yerini almıştır. Bu durum yalnızca öğretmenleri mağdur etmekle kalmıyor, eğitimin niteliğini doğrudan etkiliyor” dedi.

Toprak, MEB’in proje okullarına yönelik politikalarını “eğitim kurumlarını siyasetin arka bahçesine dönüştürme girişimi” olarak nitelendirdi. Eğitim Sen’in bu çarpık sisteme karşı itirazlarının yanıtsız kaldığını belirterek, öğretmen ve yönetici atamalarının nesnel kriterlere bağlanması gerektiğini vurguladı.

Toprak, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

-Proje okulu statüsüne dair kararlar bağımsız komisyonlarca alınmalı.

-Tüm atamalar kıdem, hizmet puanı, akademik yeterlilik gibi objektif ölçütlerle yapılmalı.

-Bakan’a tanınan sınırsız yetkiler sınırlandırılmalı.

-Proje okullarına atanan öğretmenler genel tayin sisteminde yer alabilmeli.

Fatih Toprak, “Eğitim kurumları iktidarın kadrolaşma alanı değildir” diyerek konuşmasını bitirdi ve tüm eğitim emekçilerini bu adaletsizliğe karşı mücadeleye çağırdı.

Ortak Vurgular: Liyakat, Adalet ve Hukuk

Her iki sendikanın temsilcisi de; proje okullarında liyakatin yok sayıldığınısiyasi ve sendikal yakınlıkların belirleyici olduğunu ve şeffaflık ilkesinin tamamen ortadan kalktığını ifade etti. Eylem boyunca sık sık “Eğitimde adalet istiyoruz”, “Liyakat haktır, gasp edilemez” gibi sloganlar atıldı.

Ortak açıklamada, “Proje okul atamaları keyfi olmaktan çıkarılmalı, eğitimde eşitlik ve adalet sağlanmalıdır” mesajı verildi. Sendikalar, hukuki sürecin takipçisi olacaklarını ve öğretmenlerin haklarını sonuna kadar savunacaklarını belirtti.

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor