PSİKOLOJİK DANIŞMAN EKREM ÇAĞRI ÖZTÜRK YARIM KALMIŞ MESELELERİN ETKİLERİNE DİKKAT ÇEKTİ

HABER: İLKER UÇAK

Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk, yarım kalmış meselelerin etkilerine dikkat çekerek önemli bilgiler verdi.

Ekrem Çağrı Öztürk, “Hayatta her şey bitmiyor. Bazı şeyler olduğu yerde kalıyor. Üzeri örtülüyor, zamanla unutuluyor sanılıyor ama aslında içimizde bir yerlerde yaşamaya devam ediyor. Bazen söylenmemiş bir cümle, bazen yapılmamış bir açıklama ya da eksik kalmış bir veda… Kapanmamış bir defter gibi duruyor insanın içinde…

Zamanla alışıyoruz o duygulara. Ama alışmak çözmek anlamına gelmiyor. Üzerinden yıllar geçse de, küçük bir şeyle geri dönebiliyorlar. Bir ses tonu, bir bakış, bir olay… Ve o anda hiç beklemediğimiz kadar büyük bir tepki verebiliyoruz. Sonra kendimize şaşırıyoruz: “Bu kadar basit bir şeyden neden bu kadar etkilendim?”

Çünkü bazı şeyler yaşanmadığında bitmiş sayılmıyor. Bastırılmış bir öfke, içine atılmış bir kırgınlık, yarıda bırakılmış bir karar… İnsan fark etmese de bunları içinde taşımaya devam ediyor. Gündelik hayatta karşılaştığımız bazı zorlanmaların altında da genellikle bu yarım kalmış duygular yatıyor.

Örneğin iş yerinde bir adama, yöneticisi yüksek sesle bir şey söylediğinde, o adamın kalbi hızla çarpmaya başlıyor. İçinde büyük bir öfke kabarıyor ama bunu dışarıya yansıtamıyor, sessizce orada oturuyor. Olay bittikten sonra bile bütün gün aklından çıkmıyor, eve gittiğinde hâlâ içinin rahat etmediğini hissediyor.

Dışarıdan bakan biri, “Ne var bunda, herkesin başına gelir” diyebilir. Ama onun yaşadığı duygu, sadece o anın duygusu değil. Çocukken, babası ona sık sık yüksek sesle konuşurmuş. O zamanlar cevap veremez, susar, korkar ve içine atarmış. Yıllar geçmiş olsa da, o duygular içinin bir köşesinde öylece duruyor.

Yöneticisinin sesi, bugünkü bir olayı tetiklemekten çok, o eski duyguyu harekete geçiriyor. Bu yüzden verdiği tepki sadece bugünün tepkisi değil; geçmişte yarım kalmış bir duygunun da yankısı.

Peki insan bunu nasıl fark eder ?

Kimi zaman bunu sadece bir duraksamayla anlarız. Bir şey olur ve içimizde bir ağırlık kalır. Ya da bir sahne tekrar tekrar gözümüzün önüne gelir. Bazen bir cümle takılır zihnimize: “Orada keşke şunu deseydim…” İşte bu tür izler, yarım kalmış bir şeyin işareti olabilir.

Bu noktada kendimize şu soruları sormak işe yarayabilir:

• Bu olay bana neyi hatırlattı?
• Bu duygu bana tanıdık mı, daha önce ne zaman böyle hissetmiştim?
• Bu duyguyu o anda gerçekten yaşayıp bitirebildim mi? Yoksa içimde mi kaldı?
• Şu anda verdiğim tepki, sadece bugünkü duruma mı ait, yoksa geçmişten bir parça da içinde mi var?

Bazen bu sorulara net cevaplar bulmak kolay olmaz. Ama bu sorularla kendi içimize dönmek, yarım kalmış bir şeyin farkına varmak için iyi bir başlangıç olabilir. Çünkü bazı şeyler gerçekten çözülmeyi değil, sadece görülmeyi bekler” dedi.