R.T.E. ve Öcalan Hedeflerine Doğru Yol Arkadaşlığı

Hollanda ve İtalya’da olduğu gibi, Avrupa’da aşırı sağcı (faşizme öykünen ırkçı-milliyetçi-merkezci) partiler, sandıkta popülist destek bulur duruma geldiler. 2002 seçiminde Avrupa Birliğine üyelik vaadi ile iktidarı ele alan AKP’nin, zaman içinde “dindar nesil yetiştirerek” laik demokratik yapıyı, radikal dinci (ağırlıklı Sünni mezhepçi) duruma indirgediği de Türkiye’mizin bir gerçeği.

Popülist (dalkavukçu halkçılık) sandığa hükmeder olunca, hiçbir toplumda, uygar bir yaşam ve hakça bölüşüm olmayacağını sosyal-ekonomik tarih belgelemiştir. Sanayi devrimi ile başlayan ve emeğin aşırı istismarına varan “sömürü” yirminci yüzyıla damga vuran kitlesel sıcak ve soğuk savaşlara neden oldu.

Yüzyılın ikinci yarısında, karşı seçenek umuduyla yükselen sol-sosyalist devrimci partilerin Moskova’da düşüşü ile birlikte, nerede ise bütün dünya küresel sermayenin kolları altına girdi. Kendimizden bir örnek, 2023 Mayıs seçiminde ekonomik ve mali koşullar sandıktan çıkmak için en uygun olduğu halde sosyal demokrat parti CHP, adeta aşırı sağcı 6’lı Masa partilerine bağımlı kalıp, seçimi yitirdi.

Daha bir yıl geçmeden 31 Mart 2024 yerel seçime giderken halkın ekonomik yaşamı, yüzde 100 pahalanmış duruma geldi. Özellikle günlük emeği ile geçinenler ve başta emekliler olmak üzere sabit gelirliler, geçmişte görülmedik bir darlık ve yokluk içine düştüler. Bu duruma karşın İstanbul başta büyük şehirlerde AK Saray, demokratik ülkeleri bırakın, Tek Adam idarelerinde bile görülmemiş ölçüde tırmandırdığı tehditkâr propaganda ile seçmeni baskı altına aldı. Yerel seçimi, açıkça kendi için adeta bir genel halk oylamasına dönüştürdü.

O seçimde Belediye Bşkan adayları arasındaki yerel hizmet yarışı, AKP Genel Başkanı Partili Cumhurbaşkanı Tek Adam R. T. Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İ.B.Ş.B.B. Ekrem İmamoğlu’nu aşağıladığı, suçladığı bir “erişilmez güç” gösterisine dönüştü.

2028’e kadar yatağında biraz olsun rahat uyuyabilmesi için O artık başta İstanbul her yerde, 31 Mart 2024 yerel seçiminde AKP’nin ne yapıp, yapıp sandıktan çıkmasının “Şart” olduğunu görüyordu. Bu “Şart” için yirmi yıldır elinde olduğuna inandığı sandığa ve damarından aşıladığı en az yüzde 50 taban seçmenine güveniyordu. Ne var ki, sahil kent ve kasabalardan başlayan ve 2018’den bu yana Ankara’dan doğuya doğru hızla ilerleyen Halkın Aş-İş derdine dönük seçme (sandık) bilinci artık değil lâfa-vaade-masala ne denli korkutucu da olsa tehdide-şantaja ve betona-demire-asfalta kanmayı çoktan aşmıştı. Ve R.T. Erdoğan’ın korktuğu başına geldi, 31 Mart 2024 seçiminde 2. Parti durumuna düştü.

1992’den ve özellikle 2004’den buraya kadar anımsattıklarımın altını şu kırmızı çizgi ile çizmem gerekir, “yanlışı-doğrusu ile devlet adına atılan ‘açılım-çözüm’ gibi adımların amacı, sonunda PKK terörünü silahlara son vererek bitirmekti”.

Cumhur İttifakının bu kez ki Öcalan’ı TBMM’ye davetin arkasında ise, 1- seçim korkusuna kapılmış Partili Cumhurbaşkanının, TBMM’de kendi geleceğine uygun anayasa ve seçim yasası değiştirmeye yeter sayıda çoğunluk arayışı,( CHP‘yi yola getiremeyince DEM’i ve İmralı’yı kullanmaya karar verdiler).

Açıkça görülüyor ki, bu yeni “açılım” PKK terör örgütünü “silahları gömmek!” için üzerlerine İmralı’yı ve DEM’i sürmek manevrası! Oysa AK Saray çok daha içerden biliyor ki PKK artık eski Kandil değil, içine kaynamış olduğu güney sınırımızdaki ABD’nin yeni peyki PYD. Yani resmen olmasa da, Barzani’nin kuzey Irakta olduğu gibi kuzey doğu Suriye’de Kürt federe devleti. AK Saray şunu da iyi biliyor, bütün bu gelişmelerden amacı örneğin değiştirilecek Anayasada vereceği iki kelimelik ödün bile, DEM’i birlikteliğe razı eder: “Anayasanın herhangi bir maddesinde -Kürt Sorunu-yer alsın”. Öylece Türkiye Cumhuriyeti anayasasında ilk kez -İki Halkın Varlığı- kabul edilmiş olacaktır.

R.T.E.na Her Şey Feda Olsun! Yeter ki, Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sürsün ve AKP Genel Başkanı R. T. Erdoğan yüzde 50+1’e mahkûm olmadan seçilebilsin. Öcalan’ın ilk gün yola çıkarken ki hedefi, “bölgede önce federe sonra da Kürdistan devletini kurmak” gerçeğine karşın.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor