REKORTMEN YÜZÜCÜ KOMPLE SPORCU: YILMAZ BOZTAY

HAZIRLAYAN: Ramazan ŞANIVAR

Yılmaz Boztay, 2 Ağustos 1949 yılında Adana’da doğdu. İlkokulu İsmet İnönü, orta okulu Atatürk, liseyi de tarihi Erkek Lisesi’nde tamamladı. Daha sonra da Adana İktisadi ve Ticari İlimler Bilimler İşletme Bölümü’nden mezun oldu. Küçük yaşlarda menenjit hastalığı geçiren Boztay, doktorun önerisiyle spora başladı. Sulama kanalında arkadaşlarıyla yüzerken Karataşspor’un efsane Başkanı ve eski Milli atlet Ökkeş Koşkun, 12 yaşında ki Yılmaz Boztay’ı alarak Atatürk Yüzme Havuzuna getirerek spora başlamasını sağladı.

Ünsal Fikirci ve Mustafa Erdal Acet’i model alan Yılmaz Boztay, Karataşspor mayosuyla hafta sonları yapılan teşvik yarışmalarına katılarak kendini hissettirdi. Okulda da özellikle Erkek Lisesi’nde başta futbol olmak üzere atletizm, voleybol, basketbol, yüzme ve sutopunda önemli dereceler elde etti. Hem okul, hem de kulüp takımlarının şampiyon olmasında önemli rol oynadı.

10 parmağında 10 marifeti olan Yılmaz Boztay, Erkek Lisesi Bando Takımı’nda da yer aldı. Tüm spor dallarında yaptığı derecelerle spor otoritelerinin dikkatini çekti. Futbolda Adana Genç Karması’na seçilen Yılmaz Boztay, futbolda defalarca şampiyonluk yaşadı. Genç Milli Takımlar Teknik Direktörü Nazım Koka’nın listesine girmeyi başardı.

O dönemlerde Hurma ve Palmiye ağaçlarıyla çevrili olan Atatürk Yüzme Havuzu’nda ki dostluk, aile ortamı, Ahmet Bozdoğan, Mustafa ve Erdal Acet, Ünsal Fikirci, Ayhan Karataş, Faruk Morkal gibi yüzücülerin rekor kırması yüzme ve sutopuna daha ağırlık vermesine vesile oldu. 1966 yılında 200 metre karışıkta 2.53’lük derecesiyle rekor kırdı. Aynı yıl sürekli derecesini geliştirdi. 1967 yılında gençler 200 metre karışık ta 2.48.3’lük derecesiyle yeni Türkiye rekoru kırdı. 4 X 100 metre serbest ile 4 X 100 karışıkta Adana takımının Türkiye şampiyonu olmasında önemli rol oynadı.

Karataşspor ile Adana Demirspor birleşince Yılmaz Boztay, Demirspor mayosuyla 1968 yılında 100 metre serbesti 1.03’te, 200 metre serbesti ise 2.29’da yüzerek yeni Türkiye rekoru kırdı.  Ayhan Karataş ve Mustafa Acet’in ardından 100 metre serbesti bir dakikanın altında yüzmeyi başaran sporcu oldu. Sutopunda da hayli başarılı olan Yılmaz Boztay, Yenilmez Armada takımında ikinci kuşak olarak birçok şampiyonluklar yaşadı. Milli takımlara seçildi.

Yılmaz Boztay, 1971 yılında İzmir’de gerçekleştirilen Akdeniz Oyunları başta olmak üzere, milli takımla Macaristan, Beyrut, İspanya, Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya ve daha birçok Akdeniz Oyunları, Balkan ve Avrupa şampiyonalarına katıldı.

19 Mayıs 1977 yılında Ayşe Boztay ile yaşamını birleştirdi.

Faal sporculuğun ardından MENSA Fabrikası’nda uzun yıllar görev yaptıktan sonra emekli olan Yılmaz Boztay, geçirdiği bir rahatsızlıktan sonra 11 Ağustos 2017 yılında 68 yaşında vefat ederek sevenlerini üzdü. Yılmaz Boztay evli bir kızı ve bir torunu bulunuyordu.

KIZI İPER BOZTAY BABASINI ANLATTI

Yılmaz Boztay’ın kızı İper Boztay, babasının hayırsever, merhametli, mükemmel bir insan olduğunu belirterek, “Babama doyamadım. Benim en iyi arkadaşım, sırdaşım ve her konuda arkamda duran, koruyan, güven veren birisiydi. Mekânı cennet olsun. Çok erken kaybettik” dedi.

Babasıyla, annesi Ayşe Boztay’ın üniversite de tanıştıklarını ve anlaşarak evlendiklerini ifade eden İper Boztay, babasını şöyle anlattı:

“Babam küçük yaşlarda menenjit hastalığı geçirmiş. 15 gün kadar hastanede yatmış. Doktor sporla kendini toparlayacağını söylemiş. Biraz da spor tutkusu oradan geliyor. Yatakta rüyasında yüzdüğünü anlatırdı. Okul dönemlerinde sporun her dalında başarılı olmuş, milli takımlarda yarışmış birisiydi. Hırslı, inatçı birisiydi. Hiç övünmeyi, kendinden söz etmeyi sevmezdi. Annem ile üniversitede tanışarak evlendiler. Hatta daha anlam kazanması için düğünlerini 19 Mayıs Gençlik Spor Bayramı’na denk getirmişler. Tek çocukları ben olmuşum. Benim mutlu olmam ve iyi bir eğitim almam için büyük çaba gösterdiler. BİLKENT üniversitesi Turizm Yüksek Okulu’ndan mezun oldum. 10 yıldır SASA Fabrikası’nda Dış Ticaret Sorumlusu olarak görev yapmaktayım. Bir kız çocuğum var. Çok kimse bilmez ama, babam ile Yalçın amcam ikizlerdi. Babam çok titiz, güzel giyinen ütüsünü kendi yapan, ayakkabısını boyayan yakışıklı birisiydi. Sesi güzeldi, iyi dans ederdi, eğlenceli biriydi ve her türlü müziği severdi. Fatih Terim ile yakın tanışırlardı. Mersin’de ki yazlıkta Fatih Terim’in babası rahmetli Talat amca evlerimiz yan yanaydı. Hatta babam öldüğünde Fatih Terim beni arayarak, takımın başından ayrılamayacağını belirterek baş sağlığı dilemişti. Babamı özlüyorum.”

Annesinin babasından 10 ay önce öldüğünü ifade eden İper Boztay,  anne ve babasının arka arkaya ölümlerin kendini çok yıprattığını, ruh halinin bozulduğunu belirterek, babasının başarılarıyla gurur duyduğunu da ifade etti. İper Boztay, dedesi İbrahim Sarıibrahimoğlu’nun Adana’nın en eski noterlerinden birisi olduğunu, yazmayı ve okumayı çok sevdiğini, Yaşar Kemal ile Abidin Dino’nun yakın arkadaşları olduğunu da sözlerine ekledi.

GÜRHAN BENCAN’DAN BİR ANI

Milli yüzücü ve sutopu oyuncusu Gürhan Bencan, Yılmaz Boztay ile 1966 yılında aynı zamanda milli mayoyu giydiklerini, İstanbul Lido Havuzu’nda uluslararası yarışa katıldıklarını, aynı odayı paylaştıklarını anlattı.

1966 yılında Hatay olimpik yüzme havuzunun açılışına katıldıkları için milli takımdan çıkarıldıklarını belirten Gürhan Bencan, şöyle devam etti:

“Hatay’da ilk kez yapılan yüzme havuzunun açılışı vardı. Aynı tarihlerde de Adana’da milli takım kampı vardı. Bizlerde kampa alınmıştık. Hatay Valisi ve Spor İl Müdürü, açılışa Adana’dan sporcuların gelmesini istemiş. Karataşspor’un merhum başkanı Ökkeş Koşkun, Adana Beden Terbiyesi Müdürü Cemil Oka’dan izin alarak bizi Hatay’a gösteri müsabakalarına götürdü. Hatay’da Adana’yı çok iyi temsil ettik. Ayrıca bütün madalyaları topladık. Ancak, Adana’ya döndüğümüzde yemek için Muharrem Gülergin’in Gar Lokantası’na gittik. Milli takım antrenörü Hırvat Miodrak, daha yemeğe başlamadan bana, Yılmaz Boztay’a, Mehmet Çetin’e, Gülşen Koşkun, Ali Rıza Öngören ile Aytekin Tülay’a kadro dışı kaldığımızı belirterek İspanya’da yapılan müsabakalara götürmeyeceğini söyledi. Adeta şok olduk. Aksi ve disiplinli bir adamdı. Ökkeş Koşkun ile Muharrem Gülergin rica etmesine rağmen bizi kadrodan çıkardı. Bizlere büyük ders oldu. Büyük bir fırsat kaçırdık. Bu olayı hiç unutamıyoruz.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor