Önce, gazetecilerin görevlerinin ne olduğunu özetle dile getirelim, sonra Rıfat Söylemez’in gazeteciliğini tartışalım.
Gazeteciin asli görevi, halkın gerçekleri araştırarak kanıtlarıyla bilme hakkını, kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, gerçekleri ve doğruları belgeleriyle okurlarına duyurmak gibi bir sorumluluğu vardır. Bu çabaya saygı duymak, yardımcı olmak ve doğruları, sadece doğruları bildirmek kamu hizmeti yapanların görevi ve şeffaflığın gereğidir.
Gazeteci bilgi ve haber alma, yorum yapma, eleştirme özgürlüklerini ne pahasına olursa olsun kullanır, savunur, savunmalıdır uygulamalıdır.
Gazeteci, başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur, Irk, etnisite, cinsiyet, dil, milliyet, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmadan tüm ulusların, tüm halkların ve tüm bireylerin haklarını ve saygınlığını tanır, tanımak zorundadır. Gazeteci, İnsanlar, topluluklar ve uluslar arasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır, kaçınmak zorundadır. Bir ulusun. Ayrıca bir topluluğun ve bireylerin kültürel değerlerini ve inançlarını veya inançsızlığını doğrudan saldırı konusu yapamaz, yapmamalıdır.. Gazeteci, her türden şiddeti haklı gösterici, özendirici ve kışkırtıcı yayın yapmamaya özen gösterip toplumsal barışa katkı sunacak yayımlar yapmalıdır..
Gazeteci, kaynağını bilmediği bilgi ve haberleri yayınlamamalı, kaynak açık olmadıkça, yayınlamaya karar verdiği durumlarda da kamuoyuna gerekli uyarıları yapmak zorunda olmalıdır.
Bunu neden yazdığımızı soruyor olacaksınız, hemen yanıtlayalım..
Yukarıda belirttiğimiz konuları sorarak kamuoyuna gerçekleri muhatabına sorarak haber yapmak durumunda, toplumu bilgilendirme sorumluluğu taşımaktadır. Gazetecilerin asli görevi tam da budur.
Yani görevi kamuoyunu bilgilendirmek olan gazeteci, ilan peşinde değil, haber peşinde koşmak, gerekirse ölümü göze almaktır.
Rıfat Söylemez, doğruları, sadece doğruları yazan, soran, sorgulayan bir gazeteci olduğu için eleştirilemez, eleştirilmemelidir, soruları yanıtlanmalıdır..
Şeffaflığın gereği yerine getirilmelidir.
Gazeteci halk adına soran, sorgulayandır. Halk adına hizmet veren de, halka basın aracılığıyla hesap vermesi gibi bir sorumluluğu ve zorunluluğu vardır.
Susmak, ya da soranı sorgulamak halkın oyuyla o makama oturanların, halk adına soranlara saygı duymak zorundadır. Aksi kafalarda soru işaretlerini artırır.
Size, halk adına hesap sorma hakkını kullananlara, siz de cevap verme hakkınızı kullanırsınız olur biter.. Ama arkasından konuşulmaz
Gazeteci sorar, halk adına hizmet veren muhatabı de cevap verir, vermediği sürece kamuoyu vicdanında yargılanır, ayrıca savcılık ihbar kabul ederek soruşturma da açar..
O nedenle, Rıfat Söylemez’e gıyabında aleyhinde konuşacağınıza, yüzüne konuşun ve halk adına sorulan sorulara, halkın oyuyla seçilen kişi olarak hesap verme zorunluluğunuzun olduğunu da unutmayın.
Yok, öyle efelenmek!..
Ya sorulara cevap verin, ya yargı yoluna gidin, ama dedi-kodu yaparak hakkınızdaki iddiaları karambole getirip unutturma gayretine girmeyin.
Şimdilik bu kadar..
Kamu görevlisi halka bilgi verir, gazeteci o bilgiyi halka ulaştırır, ama halk adına soru sorma hakkını da sonuna kadar kullanır.
