SABUN KİRLENDİ

Böyle şey görmedim anam, babam, görmedim. “Sabun da kirlenir miymiş?” diye sorsalar, hiç tereddütsüz, “Neüzübillah!.. O ne biçim soru?” diye tepki gösterirdim. Görün ki, sabun da kirleniyormuş. Özdeneyimimle (Özçekim’den cesaretle dilimize kazandırdığım yeni sözcük) saptadım ki, günümüzde sabun da kirlenirmiş…
Beni tanırsınız…
Haddimi bilip siyasi alanlarda pek kalem oynatmam. Arada sırada dokundurduklarım salt vatandaşlık görevim gereği olup bitenleri takip ettiğimi göstermek içindir. Zaten siyaseti, ekonomiyi, sosyolojiyi ve hatta biyolojiyi bilenler , maşallah, çok fazla. Bizim gibi fani vatandaşlara laf bile düşmüyor. Fakat koşullar öyle dağıldı, öyle boyutlandı ki; baktım, şeytanlaşıyorum, yani dilsiz şeytan olma yolundayım, ezberi bozmaya mecbur kaldım.
Atletten başlayacağım. Mağazada 60 lira, işportada çifti 25 Liraya kadar bulunabilir. Ama siz fiyatına bakmayın. Atlet deyip geçemezsiniz. Bir kere ipliği karde midir, penye midir, bunu ayırd etmek gerek. Hangi cins pamuktan çekilmiş; yerli mi, yabancı mı? Queen Caroline mı, Deltapine Upland mi, Akala mı yoksa Giza 64 mü? Yerli ise, Adana mı, Antalya mı, Suruç mu, Maraş mı, Söke mi, Bergama mı, Iğdır mı?.. Yapay liflerle karıştırılmış mı, karıştırılmamış mı? İplik yapılırken cerde kaç pasaj geçmiş, kaçlık bilezikte iğe dolanmış, bobinlenirken düğümlü mü sarılmış, düğümsüz mü? Parafinden geçmiş mi, geçmemiş mi? Örülürken kaç may uygulanmış. Kasarı optik mi, peroksit mi? Sanforize edilip edilmediğini de not etmek lazım. Bunlar son derece önemli detaylar. Konfeksiyona gelince, kumaş bilgisayarlı masada mı yoksa hızar makasla mı kesilmiş. Parçaların her biri ayrı makinede mi yoksa hepsi aynı makinede mi dikilmiş.
Velhasıl, atlete atletik davranıp en yüksek derecede önem vermek, bırakın vatandaşlığı, aynı zamanda insanlık görevidir. Bu önemli konu dururken, bazı işsiz-güçsüz takımı tarafından dikkate alınmayacak konulara değinilmesini yadırgıyorum. Nedir bu incir çekirdeğini doldurmayacak konular, bir kısmına bakalım; kuru ekmek bulmakta zorlananlar varmış, emekliler eziliyormuş, yüz binlerce öğretmen yıllardır tayin bekliyormuş, Suriyelilere 30 Milyar Dolar harcanmışmış, mültecilere karşı halkın tepkisi artıyormuş, Adaba havalimanı taşınıyormuş, köprülerin büyük açığını vatandaş ödüyormuş, İşkur’a başvurmayanlarla birlikte 10 milyon vatandaşın işsiz olduğu söyleniyormuş, ailelerin ekmeğinden keserek kursa gönderdiği gençler üniversiteye giriş sancılarıyla kıvranırken Suriyeliler sınavsız girip ayrıca hatırlı aylık alıyormuş, muş-muş ta muş muş.
Bu kadar değil ha; daha neler sayıyor münafıklar neler… Artan tecavüzlerden girip kadını sürükleyerek döven polislerden ve çakma FETÖCÜ’lerden çıkıyorlar. Halbuki bunlar son derece basit, sıradan meseleler. Allah takdir etmişse, hepsi halledilir. Sayısız televizyonlardaki kefen elbiseli, sarıklı, cübbeli, kara sakallı hocalara kulak vermiyor musunuz?.. Adamlar cenneti hak edenlere kadın kataloğu bile amade olduğunu söyleyebiliyor.
Atlet’e bakın siz atlete… Diğerleri boş laftır, kof laftır. Kıymet-i harbiyesi yoktur. Ben o eften püften konuları sabunlayıp kafamdan temizlemeye kalktım. A-Aaa!.. Bir de baktım, sabun kirlenmiş.