ŞAMPİYON BOKSÖR MİLLİ TAKIM YERİNE BERBERLİĞİ SEÇTİ: HİLMİ ONGUN

Şimdilerde 73 yaşında olan Hilmi Ongun, Adana’da doğdu. Okul dönemlerinde atletizm başta olmak üzere futbol, yüzme ve özellikle boks sporunda önemli dereceler elde etti. Atletizmde 100 ve 200 metre koşuda 5 yıl geçilmedi. Defalarca bölge şampiyonluğu yaşadı. Boksta da hayli başarılı olan ve milli takım hazırlık kampına çağrıldığı halde baba mesleği olan berberliği seçen Hilmi Ongun’un işyeri adeta sporcuların uğrak yeri gibi. Spor ailesi içinde çok sevilen, saygı duyulan ve fikirlerine başvurulan Hilmi Ongun, yardımseverliği ve efendiliğiyle tanınıyor. Kendini model alan oğlu Kemal Ongun’da futbolda birçok kulüpte profesyonel forma giydi ve şampiyonluklar yaşadı.

 

HAZIRLAYAN; RAMAZAN ŞANIVAR

Hilmi Ongun, 5 Ekim 1949 yılında Adana’da doğdu. Okul döneminde çeşitli sporlarla ilgilendi. Atletizm ve boksta önemli dereceler elde etti. Atletizmde 100-200 metrede 5 yıl geçilmedi ve defalarca Demirspor formasıyla bölge birinciliği elde etti.

Boksta da 57 kiloda defalarca Adana şampiyonu oldu. Antalya ve Mersin’de yapılan Akdeniz bölge şampiyonalarında finale kadar yükseldi ve ikinci oldu. Boksta Milli takım hazırlık kampına davet edildiği halde, biraz da baba baskısı nedeniyle gitmedi. Ve baba mesleği olan berberliği tercih etti.

Spor ailesi arasında çok sevilen, fikirlerine danışılan, nezaket ve saygısı, spor bilgisi ve yardım severliği nedeniyle Hilmi Ongun’un berber dükkânı adeta sporcuların uğrak yeri gibi.

Adana’da ünlü boksörlerle antrenmanlarda eldiven giydiğini ve resmi maçlarda karşılaştığını, antrenör Atilla Pakyürek’ten büyük destek gördüğünü ifade eden Hilmi Ongun, BÖLGE GAZETESİ‘nin sorularını şöyle yanıtladı;

Kendinizden söz eder misiniz? Eğitiminiz nedir? Okul dönemlerinde ve daha sonra ki yıllarda hangi sporlarla ilgilendiniz?

İlkokulu Gazipaşa, ortaokulu ise Tepebağ’da tamamladım. O dönemlerde okul yerine meslek öğrenmek daha ağır basıyordu. Babam kurallı, disiplinli, mesleğini çok seven, iyi çevresi olan, ünlü siyasetçi, iş adamı, doktor ve avukatları tıraş eden, sohbet etmeyi çok seven birisiydi. Benim de öyle yetişmemi sağladı. Babam sayesinde 12-13 yaşlarında saç ve sakal tıraşı etmeye başladım. Bu arada sporun her dalını çok seviyordum. Bazen babamın izniyle, bazen de kaçamak yaparak atletizm başta olmak üzere, yüzme, futbol ve boks yapardım. Baban önceleri çok sıcak bakmıyordu. Daha sonra benim atletizm ve boksta Adana şampiyonu olduğumu öğrendi. Ayrıca gazetelerin spor sayfalarında da yer aldığım için biraz daha toleranslı davranmaya başladı.

Sporda hangi branşlarda ne gibi başarılarınız var? Size kimler antrenörlük yaptı? Milli takımlara seçildiniz mi? Madem iyi bir sporcuydunuz neden devam etmediniz?

Her çocuk gibi futbol aşığıydım. SSKspor ve Yapıspor’da resmi olarak futbolda forma giydim. Sulama kanallarında yüzmeyi öğrendim. Az da olsa Atatürk yüzme havuzunda yarışlara katıldım. Yüzme de çok önemli derecelerim yoktu. Atletizmde sprinterdim ve hocam rahmetli Hasan Tekin’di. Demirspor formasıyla 100-200 metre koşuda 5 yıl geçilmedim ve bölge şampiyonluğumu elimde bulundurdum. Salon sporlarıyla da ilgilendim. Boksa da merak sardım. Önceleri Atatürk Parkı içinde bulunan ve daha sonra evlendirme müdürlüğü olarak değerlendirilen, şimdilerde 75. Yıl Sanat Galerisi olarak kullanılan binanın altında boksa başladım. Daha sonra Menderes Spor Salonu üstünde, güreş, judo, karate, tekvandocularla birlikte boks için aynı mekânı kullanıyorduk. O dönemin efsane antrenörü Atilla Pakyürek’in katkılarıyla defalarca 57 kiloda bölge şampiyonluğu, ayrıca Antalya ve Mersin’de Akdeniz Bölge Şampiyonluğunda finale kadar yükseldim ve ikinci oldum. Boyum kısaydı, ancak çok teknik ve sert vuruşlarım sayesinde 1968 yılında milli takım hazırlık kampına çağrıldım. Daha sonra adı Yakapınar olan Adana’ya bağlı Misisli olan Rahmetli babam Kemal Ongun hemen karşı çıktı. Aldığımız terbiye gereğince baba her zaman haklıdır. Aile bütçesine de katkı sağlamak adına bu fırsatı değerlendiremedim. Daha sonra çok üzüldüm ve sporu resmi olarak erken bıraktım. Ancak, halen sağlık için spor yapıyorum.

Sizin döneminizde hangi ünlü boksörler vardı? Arkadaşlık, dayanışma ne durumdaydı? Bunlardan söz eder misiniz ? Ayrıca vatani göreviniz sırasında da spor yaptınız mı?

Varlıklı aile çocukları boksu tercih etmez. Gerçeği söylemek gerekirse boks yapanların büyük bölümü dar gelirli aile çocuklarıydı. Hepsi iyi kalpli, pırlanta gibi çocuklardı. Özellikle eskii büyük ve deneyimli boksörler bizlere çok iyi davranırlardı. Benim dönemimde Eren ve Müslüm Kaya, Erol Bucan, Ahmet Boğa, Kemal ve Sefa Nar, Ahmet Karahan, Tacettin Kaya, Esat Ortaçbayram, Mustafa Kızılkaya, Ramazan Yavuz, Sefa Savaş, Süleyman Sırrı Sevindik, Sertaç Batur, Nadir Bilmiş, Ülkü Alpan, Salim Bilgin, Orhan Düzgün, Kaplan Tokaç,  daha sonra Emniyet Müdürü olan Mustafa Yalçın daha birçok adını unuttuğum boksörlerle eldiven giydim ve resmi müsabaka yaptım.

Spor ailesi sizi çok seviyor ve hem tıraş olmak için sizi tercih ediyor, hem de spor konuşuluyor. Bunlardan söz eder misiniz ?

Adana’da son 40-50 yıl önce spor yapanlar gerçekten hem tıraş olmak için hem de spor sohbeti yapmak için beni tercih ederler. Rahmetli babamdan kalan 32 yıldır kullandığımız Misis Berberi tüm sporcuların uğrak yeridir. Kulübü, eşi ve çocuklarıyla sorunu olan, transfer düşünen kardeşim gibi gördüğüm sporcular adeta stres ve gerginliklerini benim dükkânımda atarlar. Bana fikir danışırlar. Onlara yol gösteririm. Biraz da profesyonel futbolcu olan önemli başarıları ve şampiyonlukları bulunan oğlum Kemal Ongun’dan dolayı gelirler. Poşet ve çantalarını geri almak üzere bırakırlar. Bundan dolayı ben de çok mutluyum.

Bu arada vatani görevimi Erzincan ve Kars Göle’de yaptım. Orada da özellikle bölükler arası atletizmde önemli dereceler elde ettim.

Sporda unutamadığınız ne gibi anılarınız var? Bazılarını bizlerle paylaşır mısınız? Bir de çocuklarınız spor yapıyor mu?

Sporda anılarımı toplasam bir kitap olurdu. Bir ikisini anlatayım. Ali Yaylacı Adanaspor’u çalıştıran sporun her dalını iyi bilen fiziği de düzgün birisiydi. Bir gün büyük bir heyecanla antrenmana gittim. Beni görünce sen bizim kulüpten dövüşmüyorsun seni antrenmana alamam dedi. Şaşırdım, Beden Terbiyesi’nin Menderes Spor Salonu herkese açık olmalıydı. Tartıştık ve bana dönerek var mısın benimle dövüşmeye demez mi? kan adeta beynime sıçradı. Kendi öğrencileri bile Ali Yaylacı’yı ayıpladı. Seninle dışarıda görüşelim dedim. Boyu benden 2 kat uzundu. Gençlik stadına geldi. Araya görevliler girdi. Sonra da iyi dost olduk. Bana transfer teklifinde bulundu.

Bir de rahmetli Erol Bucan ile resmi maç yapıyoruz. Bana döndü kaşın açılmış kan akıyor dedi. O anda kollarımı düşürdüm bana çok sert vurdu. Beklenmedik yumrukla adeta sarsıldım. Ben de döndüm ayakkabının bağcığı çözülmüş dedim. Ayağına bakarken ben de ona geçirdim. Sonra her ikimiz de birbirimizden özür dilemiştik.

Bir kızım ve oğlum var. Hayatta en çok sevdiğim babamın adını oğluma verdim. Kemal Ongun, biraz da beni model aldı. Çok iyi bir profesyonel futbolcu oldu. Adana Demirspor’da başlayan futbol serüveni Türk Telekom, Niğdespor, Tarsus İdmanyurdu, Pendik, Karagümrük, Tokatspor, Yıldırım Yeni Bosna, Turgutluspor hatta Boluspor’da şampiyonluk bile yaşadı. Onunla gurur duyuyorum.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor