Seher Ergin: Bugün ‘artık yeter’ demenin günüdür

Eğitim-iş Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı Atatürk Parkı’nda ortak ses yükselterek iş bırakma eylemi yaptı. Eğitimciler isyan ederek ‘artık yeter!’ dedi.

 

HABER: CANSU ERSOY

ADANA (BÖLGE)-Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) karşısında ses yükselterek iş bıraktı ve Atatürk Parkı’nda basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasını Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası adına Eğitim İş Adana 1 No’lu Şube Başkanı Seher Ergin ve Eğitimci Emin Erkan Şenol yaptı.

Eğitimci Emin Erkan Şenol, “Bugün eğitim emekçisinin, haksızlıklar karşısında susmayacağını, baskılara boyun eğmeyeceğini, mesleğinin onuruna, çocuklarının geleceğine sahip çıkacağını göstermenin günüdür” dedi.

“EVİMİZE BAŞIMIZ DİK, SINIFLARIMIZA KAFAMIZ RAHAT GİRMEMİZİ ENGELLEDİLER”

Yıldan yıla haklarının gasp edildiğini belirten Şenol, “Bizi ayın daha başında kara kara ay sonunu düşünür hale getirdiler; evimize başımız dik, sınıflarımıza kafamız rahat girmemizi engellediler; Başöğretmenimizin bize emanet ettiği öğrencilerimize laik, bilimsel, kamusal, adil ve çağdaş bir eğitim vermemizin önüne geçtiler, yaşanabilir bir emeklilik hayalimizi bile çaldılar; sistematik itibar suikastleri düzenlediler, şimdi ise bu tabloyu daha da beter hale getirecek, hakaret niteliğindeki bir öğretmenlik meslek kanununu önümüze getirdiler. Onlar, elimizde kalanlarda da gözü olduğunu gösterdi; şimdi biz de haklarımızı ve saygınlığımızı teslim etmeye niyetimiz olmadığını göstereceğiz!” diye kaydetti.

“BUGÜN ‘ARTIK YETER’ DEMENİN GÜNÜDÜR”

Şenol, “Bugün ‘artık yeter’ demenin, sendikal önderimiz Fakir Baykurt’un dediği gibi ‘ders vermenin’, bizi hafife alanları uyarmanın günüdür” dedi. Eğitim-İş olarak eğitim emekçilerinin görüşü alınmadan, Saray’ın talimatı ve yandaş sendikaların oluruyla hazırlanan, sorunlarımızı çözmek bir yana dursun bize yeni haksızlıkları ve angaryaları dayatacak olan ÖMK’ya karşı ilk günden beri itirazın örgütleyicisi olduklarını dile getiren Şenol, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“’Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir’ dedik. ‘Her öğretmen uzmandır, diploması da uzmanlık belgesidir. Siz kendi diplomalarınıza bakın’ dedik. ‘Teslim edilmesi gereken haklarımızı yeni ve keyfi şartlara bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda bizi yeni sıfatlarla ayrıştıracak olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saat dışındaki vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim emekçileri açısından değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir’ dedik. Fakat, hükümet bu konuda geri adım atmayacağını gösterdi. Şimdi biz de haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi gösteriyoruz!”

“ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU GERİ ÇEKİLMELİ”

Açıklamaya devam eden Eğitim İş Adana 1 No’lu Şube Başkanı Seher Ergin’de, Eğitim-İş’in çağrısı ve bu çağrıya yanıt veren eğitim sendikalarıyla birlikte, Türkiye sendikal mücadele tarihinde neredeyse benzeri olmayan bir ortak duruş birlikteliği oluşturulduğunu dile getirdi. “Bugün 14 eğitim sendikası olarak üretimden gelen gücümüzü kullanacak, iş bırakarak kararlılığımızı gösterecek, ‘ders vereceğiz’” diyen Ergin, eğitimcilerin ortak taleplerini şu şekilde sıraladı:

-Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir.

-Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim emekçisinin alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır! Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.

-Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.

-Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır.

– Eğitim Anayasal bir hak iken ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.

“TARİH, EĞİTİM EMEKÇİLERİNDEN YANA OLANLARI MUTLAKA YAZACAKTIR”

“Tarih, eğitim emekçilerinden, çocuklarımızın geleceğinden ve nitelikli eğitim hakkından yana olanları mutlaka yazacaktır” diye vurgulayan Ergin, emeklerine, alın terlerine ve mesleki itibarlarına saldıranlar ile bu ülkenin çocuklarının nitelikli eğitim hakkını gasp edenlerin tarihle yargılanacaklarının altını çizdi.

“BAŞÖĞRETMENİM ATATÜRK”

Ergin, “Bir Başöğretmenin kurduğu ülkede eğitim emekçisini değersizleştirmek, Başöğretmenimizin yeni nesilleri emanet edecek kadar güvendiği öğretmenlerin uzmanlığını kendi yeterliliğine bakmadan teste tabi tutmak, öğrencileri Anayasal hakları olan laik, bilimsel ve kamusal eğitimden mahrum bırakmak kimsenin haddi değildir” dedi ve bu gerçeği anlamayanlara cevaplarını hep birlikte vereceklerini bildirdi. Ergin son olarak, “Gücümüz birliğimizde, gücümüz örgütlülüğümüzde” diyerek açıklamayı sonlandırdı.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Spor