SEHER ERGİN; ÖĞRETMEN BİTERSE, GELECEK BİTER!

HABER: CANSU ERSOY
ADANA (BÖLGE)- Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Atatürk Parkı’nda basın açıklaması düzenledi. Gün geçtikçe öğretmenlerin daha da değersizleştirildiğinden söz eden sendika üyeleri ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’na itiraz etti.
Basın açıklamasını Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası adına Eğitim İş Adana 1 No’lu Şube Başkanı Seher Ergin yaptı.
ÖĞRETMEN BİTERSE, GELECEK BİTER!
“Bizler, Cumhuriyet aydınlanmasının ve onun önderi Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ve devrimlerinin yılmaz savunucusu eğitimcileriz. Bizler geleceğin mimarlarıyız. Bizler öğretmenleriz” diyerek söze başlayan Eğitim İş Adana 1 No’lu Şube Başkanı Seher Ergin, bu basın açıklamasını öğretmenlik mesleğinin itibarını, emeğini onurunu korumak amacıyla yaptıklarını belirtti.
“SARAY’DAN İNME BİÇİMDE HAYATIMIZA SOKULAN ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU’NU KABUL ETMİYORUZ”
20 yıldır öğretmenliğe sistematik olarak itibar suikastı düzenleyenlerin, haklarını gasp edenlerin; bu kez hakaret niteliğindeki sözde meslek kanunuyla en büyük saldırıyı yapmaya giriştiklerinin altını çizen Ergin, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Öğretmene danışılmaya bile lütfedilmeden, kuytu köşelerde yandaş sendikadan olur alınarak, Saray’dan inme biçimde hayatımıza sokulan Öğretmenlik Meslek Kanunu, bizlerin sorunlarını iyileştirmek bir yana dursun; omzumuzdaki yükleri ağırlaştıracak ve mesleğimizi itibarsızlaştıracaktır. İktidar, torba yasalardan da aşina olduğumuz bir taktikle, bu meslek kanununda da en büyük felaketleri en parlak paketlerle sarmalama yöntemine gitmiştir. Öğretmene müjde olarak sunulan meslek kanununun aslında ne olduğunu sendikamız ilk günden beri en gür şekilde anlatmıştır: Bu kanun hukuksuzdur. Çünkü öğretmenliğin bir uzmanlık mesleği olduğunun altını çizen ilgili yasalarla çelişmektedir. Hukuksuzdur çünkü her öğretmen uzmandır ve uzmanlık belgesi de diplomasıdır. Hukuksuzdur çünkü hayata geçerse eşit işe eşit ücret ilkesi okullarda tamamen tarihe karışacaktır. Hukuksuzdur çünkü, hukukun temel ilkeleri gereğince kazanılmış haklar geri alınamaz. Bu kanun adaletsizdir. Kanun zaten sözleşmeli, ücretli, kadrolu diye kategorize edilerek sömürülen öğretmenleri bu kez de uzman öğretmen, başöğretmen diye bölmeyi hedeflemektedir. Bu kanun tehlikelidir çünkü tahribatı sadece öğretmenlere değil tüm eğitim sistemine yönelik olacaktır. Öğrenciler ve veliler dahi, hangi unvana sahip öğretmenlerin sınıfında eğitim gördüğüne göre ayrışacaktır. Bu kanun hadsizdir çünkü her şeyden önce bu ülkenin bir tane Başöğretmeni olduğu ve bizim muradımızın da O Başöğretmen’in unvanını paylaşmak değil O’nun mirasına sahip çıkmak olduğu gerçeğini hiçe saymaktadır. Hadsizdir çünkü daha eğitimci bile değilken Milli Eğitim Bakanı olmayı kabul etmiş, en yakın kadrolarına tahsili alakasız insanları atamış bir zatın, öğretmenin “yeterliliğine” dair ahkam kesmesi kabul edilemez. Kanunun dayattığı bu sınavların adında “yeterlilik” kelimesinin kullanılması bile öğretmene üsten bakışın bir göstergesidir. Oysa öğretmenlerin yeni unvanlara değil, insanlık onuruna yaraşır bir ücretle çalışmaya, liyakatsizce atanan yöneticilerin mobbinglerinden ve keyfi soruşturmalarından kurtulmaya, Anayasal bir hak olan güvenceli istihdama erişmeye, uydurulmuş kriterlere değil kıdeme göre ücret artışı almaya ihtiyacı vardır.”
“PANKARTLARIMIZ BU UTANÇ TABLOSU ORTADAN KALKINCAYA DEK ASILI KALACAK”
Yandaş sendikanın “sınavsız olmasın” diye akıl verdiği bu meslek kanununa karşı kendi sendikasının ilk günden beri itirazı en güçlü örgütleyen adres olduğunu belirten Ergin, “Bugün itibariyle Türkiye genelinde tüm şube ve temsilciliklerimize “Öğretmene saygı” yazılı pankartlarımızı astık. Pankartlarımız bu utanç tablosu ortadan kalkıncaya dek asılı kalacak. 1 Eylül’de, sendikal olarak tarihi önderimiz olan Fakir Baykurt’un Burdur Yeşilova’daki köyünde Eğitim-İş olarak basın açıklamamızla mücadelemize hız vereceğiz. Daha kanun ilk gündeme geldiği gün yaktığımız mücadele ateşini büyüteceğiz! Mücadele önderimiz Fakir Baykurt’un dediği gibi yalvarmayıp ders vereceğiz. 2 Eylül’de İzmir’de, 3 Eylül’de İstanbul’da, 5 Eylül’de Samsun’da, 7 Eylül’de Diyarbakır’da kitlesel eylemler düzenleyeceğiz. 9 Eylül’de kitlesel olarak Anıtkabir’e yürüyecek, Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’e saygı ziyaretinde bulunacağız Yine 9 Eylül’de Milli Eğitim Bakanlığı önünde kitlesel bir basın açıklaması yapacak, hakaret niteliğindeki bu meslek kanununu kabul etmeyeceğimizi yüzlerine haykıracağız! Çalışma alanımız olan okulları da mücadelemizin bir parçası haline getireceğiz. 5-9 Eylül arasında tüm üyelerimiz okullara “mesleğimiz onurumuzdur” yazan kokartlarla gidecek ve yine aynı tarihler arasında düzenlenecek olan öğretmenler kurul toplantılarında meslek kanununa karşı bir metin okunup tutanaklara geçirilecek. 12-16 Eylül arasında ise öğretmenlerimiz okullarına “Her öğretmen uzmandır” yazan kokartlarla gidecek” diye vurguladı.
ÖĞRETMENE SAYGI, ÖĞRETMENLİĞE İTİBAR İSTİYORUZ VE ALACAĞIZ!
“Bilinsin ki mesleğimize hakaret, emeğimize saldırı niteliğindeki bu meslek kanunu geri çekilmedikçe ya da biz eğitim emekçilerinin talepleri doğrultusunda yeniden düzenlenmedikçe, mücadelemizin yoğunluğunu artırmaktan da üretimden gelen gücümüzü kullanmaktan da geri durmayacağız!” diyen Ergin sözlerini şu şekilde noktaladı:
“Unutulmasın ki bu, sadece öğretmenlik için verilen bir mücadele değildir. Öğretmenin itibarlı olmadığı bir eğitim sisteminin itibarı olamaz. Tüm yurttaşları bu meslek kanununa karşı verdiğimiz mücadelemize desteğe davet ediyoruz. Hayatımıza sokulan bu garabet, öğretmenlik meslek kanunu değil öğretmenlik mesleğini bitirme kanunudur. Öğretmen biterse gelecek biter!”