SEN HİÇ OSMANLI TOKADI YEDİN Mİ TRUMP

Türkiye’mizin birincil ve en önemli sorunu, halkın emeği karşılığı hakkını alamadığı Aş-İş derdidir. Baş sorumlusu da, Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümetinin 22 yıldır iktidarı tek başına elinde tutan AKP Genel Başkanı R. T. Erdoğan’dır.

Ve ayrıca, Partili Cumhurbaşkanı (Tek Adam) halkın bu gerçek gündemini değiştirme, karatma ve yalanlama konusunda, gelmiş geçmiş en usta politikacı olduğunu, zorla-baskıyla kabul ettirmiş durumda.

Üstelik ve özellikle bizim gibi, din, ırk, mezhep ve çıkar alt kimliklerinin baskın olduğu bir ülkede kendi sahte gündemini algı ve propaganda aracı olarak seçmene sindirme (yutturma) sorumsuzluğunu, sığabildiğince içine sindirmiş bir kişiliğe (naturaya) sahip.

Ak Saray, başta İstanbul olmak üzere 2019 belediye başkanlıklarını yitirdikten sonra 2023 genel seçimini zorla almasına karşılık, 2024 yerel seçiminde de, partisi AKP 21 yıl sonra ikinci duruma düşünce, “demokrasi sadece sandıktır” dediği sandıktan “seçmen oyundan” bir daha çıkamayacağı korkusuna kapıldı.

Partili Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan’ın, devlete ortak ettiği Devlet Bahçeli ile kafa kafaya verip iktidardan gitmemek için anayasa (seçim sistemi) değiştirmek planının ilk davetlisi, “normalleşelim-uzlaşalım” dediği, CHP’nin çiçeği burnunda Genel Başkanını Özgür Özel oldu.

Oysa ne denli ilkesel yapı değişikliğine uğramış olsa da, Genel Başkan Ö. Özel’in laik demokratik cumhuriyetin kurucu partisi CHP’yi böyle bir plana alet edemeyeceğini görmesi gerekirdi!

Ne yaptı, adım değiştirdi ve gözünü mecliste yeteri sandalyesi olan DEM’e çevirdi. İkisinin de ayrı nedenleri olsa da devlet vesayetine olan alışkanlıkları yani iktidar bağımlılığı, düne kadar “Kandil’in emrindeler, kapatılmalıdır” dedikleri Kürt kökenli yani alt kimlik partisinden medet (yardım) umdular.

Oysa artık Türkiye’nin 1984’den beri tırmanan en önemli sorunu, Abdullah Öcalan’ın PKK’sının (Kandil’in) içine kaynadığı Suriye’deki PYD’dir. En son TUSAŞ baskınında olduğu gibi her gün canlar yitirdiğimiz terörün emir-kumandası, artık ne İmralı’da ne Edirne’de ne de DEM’dedir. Açıkça ABD’nin güdümündeki PYD’dedir (Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi).

Yani 5 Kasım 2024 ABD seçimlerinde beklenmedik düzeyde oyla sandıktan çıkan Başkan Donalt Trump’tadır. Bir zamanlar Dünya Liderimiz R. T. Erdoğan’ın ömürlerinde hiç Osmanlı tokadı yememişdediği, son seçimi kazanınca da kutladığı “Dostum Trump”tadır?

Ocak 2025’ten itibaren Partili Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan’ın ve dolaysı ile Türkiye’nin birincil ve sıcak gündemi, Güney sınırımızdaki terör devleti (PYD) olmayı sürdürecektir. Daha açıkçası bir günü ertesini tutmayan, kafasında çılgın saplantıları olan, Netanyahu’ya Kudüs’ü Başkent yapan ve artık dünyanın Jandarma Komutanı da olan ABD Başkanı Trump’ın Suriye’deki askerî üssü, AK Sarayın arayıp ta bulamadığı sür-git gündemidir.

O nedenle gerçek gündemi için halk adına başta CHP muhalefetin seçim çağrıları (eylemleri) havada soğuk bir seda olmaktan öte yere inmesi 2027 mi, 2028 mi, yoksa hiç mi olur. Reis Erdoğan-Devlet Bahçeli ikilisinin anatomisine, biyolojisine kaldı artık…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor