SEZGİ DİYELİM

Devlet’le yapılan gizli müzakerelerin dışında DEM’İN inatla istediği Meclis komisyonunun İmralı’ya gitmesinin, halkın büyük çoğunluğuna karşın A. Öcalan’ın “meşru muhatap” kabul edildiğinin dünyaya ilanı olduğu apaçık.
Başlangıçta, Tek Adam R. T. Erdoğan’ın devleti paylaştığı D. Bahçeli’nin ağzından A. Öcalan’ın önderliğinde DEM ile anayasa ve seçim yasasını değiştirerek AK Sarayda bu günkü yetkileriyle kalmasını planladığını anlamıştık.
Bu planının önadımı olarak ta 2019 dan beri başta İstanbul bütün büyük şehirleri geri alabilmek için CHP’nin üzerinde kurduğu hukuk dışı baskıları tırmandırdı durdu.
Bütün bu çabanın içindeki AK Sarayın kurduğu oyunun üç amacı vardı ve var olmaya devam ediyor; TBMM çoğunluğu için DEM (İmralı) ile 2. çözüm sürecini istediği gibi yönlendirmek, ABD’nin aracılığı ile güney sınırımızda kurulmakta olan PYD’nin çözülmesini (mümkünse engellenmesini) sağlamak. Üçüncüsü de, Aş-İş-Adalet sorunları nedeni ile yitirdiği en azından kendi oy tabanını yeniden kazanmak.
Bir yandan Filistin, Suriye ve Irak’ta (Barzani tarafında) ABD ve İsrail’in etkisi ile değişen durum, ayrıca ABD’nin Türkiye için kurduğu yeni stratejik askeri plan ve yaptığı sayısı unutulan ekonomik programın çıkmaza girmesi, Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurduğu bu planı çalışmaz hale getirdi.
Şimdi anlaşılan geri dönüp zaman kazanmak istiyor. İmralı’ya gidiş DEM ile yapay görüşmelerden yeni sonuç çıkmayacağını herkesten önce AK Saray artık görüyor.
Onun için bu dünyada eşi görülmemiş Türkiye tipi Başkanlık Sisteminden yani Tek Adamlık tan vazgeçip kendinin ve ailesinin geleceğini güvence altına alacak bir anayasa değişikliğine CHP’yi razı etmenin (baskı ya da uzlaşma ile) gizli yol arayışında olduğunu düşünenlerdenim.
CHP’nin Genel Başkanı Ö. Özel’in ve üst yönetiminin bu olasılığı gördüğünü sanıyorum. Neren çıkardın derseniz? Buna da benim ve benim gibi siyasette deneyimlilerin sezgisi diyelim.
