Sigortacılar banka tekeline karşı
Algan Sigorta Genel Müdürü Timur Vural, özel ve kamu bankalarının yarattığı haksız rekabete dikkat çekerek, meslektaşlarına ‘mücadele’ çağrısında bulundu. Özellikle devlet destekli bir tarım sigortası çeşidi olan Tarsim’in, acentelerin gelirini artıracağına ifade eden Vural, ‘’Bunun kaymağını şu an bankalar yiyor. Bölüşmeyi sağlamak için bütün acente arkadaşlar bir olup ortak bir mücadele başlatmalıyız’’ dedi.
Röportaj: Yener EKİNCİ
ADANA (BÖLGE) – Algan Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. Genel Müdürü Timur Vural, sektörle alakalı sorularımıza yanıt vermek üzere bugünkü sayfamızın konuğu oldu. Önemli detayların altını çizen tecrübeli sigortacı Timur Vural, özel ve kamu bankalarının yarattığı haksız rekabete dikkat çekerek, meslektaşlarına ‘mücadele’ çağrısında bulundu. Özellikle devlet destekli bir tarım sigortası çeşidi olan Tarsim’in, acentelerin gelirini artıracağına ifade eden Vural, ‘’Bunun kaymağını şu an bankalar yiyor. Bölüşmeyi sağlamak için bütün acente arkadaşlar bir olup ortak bir mücadele başlatmalıyız’’ dedi.
Şahsınızı ve Algan Sigorta’yı tanımakla sohbetimize başlayabilir miyiz?
Hatay’ın Dörtyol ilçesinde, 1963 yılında dünyaya geldim. İlk, orta ve lise eğitimimi Dörtyol’da tamamladıktan sonra Gazi Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden, 1985 yılında mezun oldum. Askerlik vazifemin ardından, Arçelik Adana Bölge Müdürlüğü’nün Mali İşler Birimi’nde 23 yıl çalışarak, birim müdürü sıfatıyla 2010 yılında emekliye ayrıldım. Aynı yıl Algan Sigorta’yı kurdum ve o tarihten bu yana kesintisiz bir şekilde sigortacılık sektöründe faaliyet gösteriyorum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Algan Sigorta çatısı altında, 7 sigorta şirketi ile çalışıyor ve sigortayla ilgili aklınıza gelebilecek bütün branşlarda hizmet veriyoruz. Sigortacılık; elementer ve hayat branşı olarak ikiye ayrılıyor; ancak hayat branşında hizmet verebilmenin de ayrı bir prosedürü mevcut… Bireysel emeklilik, yıllık hayat, birimli hayat vs gibi poliçeleri kesebilecek yetkiye sahip olabilmeniz için belirli sınavları kazanmanız gerekiyor. Bu kapsamda ki poliçeleri de hazırlayabilecek yetkiye sahibiz.
Sigortanın önemi nedir ve neden sigorta yaptırmamız gerekir?
Sigorta, insanoğlunun risklere karşı tedbir ve güvence arayışının en önemli sonuçlarından biridir. Sigorta sektörü gelişmiş ve gelişmekte olan hemen her ülkede bulunur. Büyüyen her ekonomi bir sigorta sektörü yaratır ve sağlıklı işleyen bir sigorta sektöründen ciddi biçimde yararlanır. Sigortalar; aracınızı, sağlığınızı, evinizi ve hatta cep telefonunuzu güvence altına alacak şekilde çeşitlilik gösterir. Bunlar arasında zorunlu olanlar ve isteğe bağlı yaptırılarak ekstra imkanlardan yararlanma imkanı sunan poliçe çeşitleri bulunur. Trafik sigortası, bütün araç sahipleri için yasa kapsamında yaptırılması zorunlu tutulan sigortalardan biridir. Deprem Sigortası (DASK) ise bir diğer zorunlu sigorta çeşididir ve doğal afetler karşısında konut sahiplerinin karşılaması gerekebilecek giderleri azaltmak için alınan önlemlerden biridir. Bunlara ek olarak kendi isteğiniz dahilinde aracınız ve cep telefonunuz için kasko sigortası, sağlığınız için tamamlayıcı veya özel sağlık sigortası, konutunuz ve eşyalarınız için ise konut sigortası yaptırarak hayatın önünüze çıkaracağı olumsuzluklar karşısında bugünden hazırlıklı olabilirsiniz. Riski yaşamadan önce sigortanızı yaptırdığınızda içiniz rahat olur. Kayıp vermeden güvencenizi almış olursunuz. Ani bir risk durumunda manevi üzüntünün yanında bir de maddi birikimlerinizi harcamak durumunda kalmazsınız. Yani zor bir süreci hem maddi hem de manevi olarak yıpranmadan atlatırsınız. Suçsuz olduğunuz durumlarda başkalarının yol açtığı zararlardan da korunmuş olursunuz. Örneğin, arabanıza bir sürücünün çarpıp kaçması durumunda Kasko Sigortanız zararınızı karşılayacağı için büyük ödemeler yapmak zorunda kalmazsınız. Bireysel emeklilik gibi bir sigorta poliçesi yaptırdığınızda gelecekte emekli maaşınızın yanında ek maaş elde eder, maddi açıdan rahat bir emeklilik dönemi geçirirsiniz. En değer verdiğiniz kişiler olan çocuklarınız ve eşinize de özel sağlık sigortası yapabilir, onların sağlıklarını güvence altına alabilirsiniz.
Sigortacılığın çok geniş yelpazede hayatımızı kolaylaştıracak seçenekler mevcutken, zorunlu olanlar dışında hiç birinden haberdar değiliz. Sizce Türk toplumunda sigorta bilinci neden gelişmiyor?
Bu sorunuzun cevabını bizde çok araştırdık ve sorduk. Çoğundan da şu an ki klasikleşmiş cevabı aldık. ‘Kaderci bir milletiz…’Bunun yanı sıra; ekonomik şartların da büyük etkisi var tabii. Genelde bu konuda Avrupa ve Amerika ile kıyaslanıyoruz; ancak oradaki zorunlu sigorta sayısı branşlarında bakacak olursak, bizden çok çok önde olmaları gayet normal. Türkiye’de trafik sigortası hariç zorunlu olan poliçelerin dahi takibi yapılmıyor. Deprem Sigortası’nın zorunluluğu ise sadece tapuda veya elektrik kurumlarında insanların karşısına çıkıyor.
Zorunlu olanlar dışında en çok poliçeler rağbet görüyor?
KASKO poliçeleri ülke genelinde zorunlu olanlar dışında satılan poliçelerin yüzde 85’ini oluşturuyor. Geriye kalan yüzde 15’lik payda, başını yangın poliçelerinin çektiği diğer branşlar tamamlıyor. Bu noktada şuna da değinmek istiyorum. Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) yüzde 30 devlet katkısı ile 18 yaş altındaki çocuğunuz için de birikim yapabiliyorsunuz. Bu poliçe de son dönemde ilgi çekmeye başladı.
Sigorta, hasarın ne kadarını karşılar?
Yaptırılacak olan sigortada hangi zararların hangi koşullarda karşılanacağı ve bunun limitleri, şirketlere göre farklılık gösterir. Zorunlu Trafik Sigortası ile DASK Zorunlu Deprem Sigortası için belirlenen teminatlar değişiklik göstermezken isteğe bağlı olarak yaptırılacak olan diğer sigorta çeşitleri için poliçede yer alan teminat detaylarındaki kapsamlar değişebilir. Bazı şirketler, ihtiyaca yönelik olarak ek teminatlar da ekleyebilir.
Sigorta yaptırırken nelere dikkat etmeliyiz?
Dikkat edilmesi gereken temel nokta poliçe kapsamıdır. İhtiyacınıza en uygun sigortaya sahip olmak için sigorta şirketinin sunduğu poliçede yer alan teminat detaylarını özenle okuyarak değerlendirmeniz gerekir. Bu sayede hangi şartlar altında zararınızın ne kadarının karşılanacağını önceden bilerek anlaşma sağlayabilir, bunun sonucunda beklentinize uygun bir şekilde faydalanabilirsiniz. Poliçede yer alan teminatlara hakim olmanız, ileride sorun yaşama ihtimalinizi azaltır. Poliçeleri hem gereksinimlerinize hem de bütçenize göre değerlendirdikten sonra size en uygun olanını tercih edebilirsiniz.
Sigorta poliçeleri, vatandaşın yaptırmamakla kar sayacağı kadar pahalı mı?
Elbette değil. Her bütçeye uygun seçenekler mevcut. Şu ortamda, Avrupa ülkelerinden bile daha ucuz. Mesela, Adana’dan İstanbul’a taşındığınızı ve nakliyat sigortası yaptırdığınızı düşünelim. Ödeyeceğiniz rakam 200-400 lira arasındadır. Yolda kamyon kaza yapar da devrilirse, uçuruma yuvarlanırsa veya farklı şeyler başına gelirse, sigorta şirketinin ödeyeceği para 200-400 bin lira arasındadır. Bu paraya evinizi yeniden kurarsınız. Bir ülkede sigortalı sayısı ne kadar artarsa, ülkenin refah seviyesi de o kadar artar.
Bankaların haksız rekabet ortamı yarattığı şeklinde ki şikayetlere siz de katılıyor musunuz?
Bankalar, kullandırdığı kredinin, örneğin; 1,85 olan faiz oranını, ‘Sigortanı benden yaptıracak olursan 1,75’e indireceğim’ diyerek kendisiyle çalışmaya zorluyor. Sistemli bir satış politikası oturtmuşlar. Baş etmemiz neredeyse imkansız. Fakat ben özellikle Tarsim’den bahsetmek istiyorum. Acentelerimiz, bu sigortanın nimetlerinden faydalanamıyorlar. Bu işin kaymağını bankalar yiyor. Serbest çalışan acente arkadaşlarımız bu pazara giremiyor. Tarsim, tarlada yaşanan doğal afet veya bahçede meydana gelen don olaylarında, çiftçinin ürününü güvence altına almak amacıyla düşünülmüş bir sistemdir. Ürününün başına bir iş gelen çiftçi, Tarsim sayesinde zararını rahatlıkla telafi edebiliyor. Üstelik prim ödemelerinin yarısını da devlet karşılıyor. Adana bir tarım kenti. Portakal bahçelerinin de yoğun olduğu bir bölgedeyiz. Dolayısıyla, Tarsim’in en çok kullanıldığı şehirlerde başı çekiyoruz. Acentelerimiz de Tarsim poliçesi kesebiliyor; ancak etkin değiliz. Bunun sebebi ise bankalar… Çiftçilerin çoğu bankaya borçlu ve kredilerini yapılandırırken, bankacı o esnada Tarsim poliçesini de kesiyor. Şu an Tarsim sigortası bankaların tekelinde. Acente arkadaşlarımızın ve mesleki örgütlerimizin bu tekeli yıkmak için çaba harcamaları gerekiyor. Bölgesel olarak çiftçiyi bilgilendirme toplantıları yapabiliriz. Bankalardan daha iyi hizmet verebileceğimizi onlara anlatabiliriz. Bir hasar durumunda bize rahatlıkla ulaşabilecekleri ve kendilerine yardımcı olacağımızı bilmeliler. Malatya’da ki acente arkadaşlarımız Tarsim’i çok iyi değerlendiriyor. Zaten 12 yıl önce Tarsim’in çıkış amacı da kayısı üreticisini korumaktı. Don olaylarından çok büyük zarar görmüşlerdi ve devlet de Tarsim uygulamasını başlattı. Zira, biz acenteler de elinden gelen gayreti gösteremiyoruz. Adana’da 459 sigorta acentesi var. Çatı organımız olan ‘Sigorta Acenteleri İcra Komisyonu’ nedir? diye sorun, önemli bir çoğunluğu cevap veremez. Mesleki sorunların değerlendirileceği toplantılar düzenleniyor, katılım çok düşük seviyelerde seyrediyor. Acenteler olarak mesleğimize sahip çıkmıyoruz. Meydanın boş bulanlar da, işimizi elimizden almak için her yolu deniyor. Buna karşılık sektörümüzde birlik ve beraberlik gibi bir dayanışma ne yazık ki gerçekleşemiyor. Netice itibariyle, katılımcılar kredi çektikleri bankaya sigorta yaptırmak zorunda değiller. Bu dayatmalar ortadan kaldırılırsa sektörümüz rahat bir nefes alacaktır. SAİK’e ve bizlere bu konuda önemli görevler düşüyor. Bütün meslektaşlarımızı, özel ve kamu bankalarına karşı omuz omuza mücadele vermeye davet ediyorum.
Sigorta şirketleri günümüzde dijitalleşmeye doğru ilerliyor. Bir poliçeyi bilgisayar ve telefondan da satın alabilmek mümkün… Sizce acentelerin varlığı tehlikeye düşecek mi?
Teknolojinin artan nimetleri birçok sektör için ciddi tehditler oluşturuyor. Sektörümüz de bir risk altında; fakat önümüzde ki 10-15 yıl için bir tehlike görünmüyor. Zira, acenteler olmadan bu iş yürümez. Bunun yanı sıra; yelpazede bulunan diğer seçenekleri de insanlara tanıtmak zorundayız. Diğer poliçelerin cazibesini ve kolaylığını şimdiden anlatmaya başlamalıyız ki, zaman içerisinde insanlarda bir bilinç oluşsun.
Zaman ayırıp verdiğiniz cevaplar için teşekkür ederim
Ben teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim