İşin başında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylarından Binali Yıldırım, açık oturum talebine sıcak bakmış, oturumu Uğur Dündar gibi bir ismin yönetmesinin de uygun olacağını söylemişti.. Birkaç gün sonra Uğur Dündar, kendisine yönelik bir kampanya açılacağı ve kariyerinin zarar göreceğini anlayarak, böyle bir teklifin resmen yapılması halinde kabul etmeyeceğini kamuoyuna duyurmuştu.
Böyle başlayan açık oturum görüşmeleri her iki siyasi partinin yöneticileri tarafından da değerlendirilmiş, İsmail Küçükkaya üzerinde karar kılınmıştı..
Buraya kadar bildiğimiz ve kamuoyuyla paylaşılan konulardı.. Peki perde arkasında ne vardı? Yine kumpas!,,
Binali Yıldırım canlı yayın öncesi İsmailKüçükkaya ile bir araya geldi mi ?
İsmail Küçükkaya geldiklerini ve bir süre görüşme yaptıklarını program üzerinde görüş alış-verişinde bulunduklarını söylüyor..
Binali Yıldırım, bu görüşmeyi ne yalanlıyor, ne doğruluyor!..
Ama bir şey yapıyor.. İsmail Küçükkaya’nın, Ekrem İmamoğlu ile program öncesi görüştüğünü söylüyor..
Yahu siz insan aklıyla dalga geçmekten ve sizden daha da akıllı insanların çıkababileceğini anlamama huyunuzdan ne zaman vaz geçeceksiniz?
Kısa ve öz iki soru.. Birincisi Ekrem İmamoğlu’na “Progrem öncesi İsmail Küçükkaya ile görüştünüz mü?”
Ekrem İmamoğlu “Programım çok yoğundu.. Kendisini davet ettim, görüştüm”
Nerede görüşmüş, o telde..
Bir soru da Binali Yıldırım’a; “Siz program öncesi İsmail Küçükkaya ile görüştünüz mü?”
Tısss yok..
Kardeşim “Görüştük” desene.. İsmail Küçükkaya pogram öncesi sizinle de görüştüğünü söylüyor, siz de yalanlamıyorsunuz..
Hayır sessizlik hakim..
Yapmayın gözünüzü seveyim yapmayın.. Bu ülke insanlarını karpuz gibi ikiye bölmeyin..
Yani İsmail Küçükkaya ile sen program öncesi görüşeceksin, ama Ekrem İmamoğlu ile aynı çerçevede konuştu diye kıyametleri koparacaksın..
Hele o görüşme görüntülerini veren otel!.. İyi ediyor Foxs TV dava açmakla.. Siz otelcilik mi yapıyorsunuz, yoksa otelcilik dışı faaliyet mi ?
Gördünüz mü geldiğimiz noktayı?
…………………..
SAY SAY BİTMEZ
Binali Yıldırım milletvekili oldu.. Ulaştırma Bakanı oldu.. Başbakan oldu. TBMM Başkanı oldu.. Bulunmaz, efsane, ülkenin en başarılı siyaset adamı olduğu için önce İzmir, şimdi de İstanbul Belediye Başkan aday adayı oldu.. Yani İstanbul Belediye Başkanlığını, TBMM Başkanlığına tercih etti..
Düşündürücü!..
Peki gerçekten “görev aldığı değil, görev verildiği bu üç koltuktan hangisini başarıyla tamamladı” diye sorsak vereceğiniz cevabı biliyoruz.
En başarılı görev alanını size aktaralım.. Ulaştırma Bakanlığı.. Kendisinin döneminde ve sonrasında meydana gelen kazalarda ölen ve yaralananların sayısını biz de unuttuk..
Ama önceki gün meydana gelen kaza daha yeni.. Bakın yerel medya
olayı nasıl anlatıyor;
“Şehrin
güneyinde etkili olan sağanak demiryolu ulaşımını da olumsuz etkiledi. YHT ile
İstanbul-Eskişehir hattında seyahat eden yolcular Arifiye Tren Gar’ında otobüslere
nakledildi. Hızlı tren güzergahında özellikle Dereköy ve civarında meydana
gelen hasar nedeniyle yolcuların güvenlikleri düşünülerek yola otobüslerle
devam etmeleri istendi.
Geyve Dereköy Mahallesi’nde meydana gelen sel nedeniyle YHT hattında dağlardan gelen ağaç kökleri, odun ve taşlarla doldu. Aşırı sağanak yer yer YHT hattında çökmeler meydana getirdi.”
Sayın İstanbul Belediye Başkan adayı, kazalarda meydana gelen ölü ve yaralı sayısını içimiz el vermediği için yazmıyoruz.
Müteahhit firmalar çok para kazansın diye raylar istenildiği gibi döşenemiyor, güzergahlar sağlıklı belirlenemiyor..
İşine son verdiğiniz yandaş olmayanların yerine, yandaş ve tecrübesiz olanları, işe alıyor da ondan.
Daha sayalım mı? Say say sayfalar yetmez!..
Olan ölenlere, ailelerine oluyor.. Milli servet yok ediliyor. Kimin umurunda?
