SİYASET, SİYASETÇİ VE DAHA ÖNEMLİSİ

Mesleğe 1970 yılında başladık.. Askerlik dönemi hariç her günümüz gazetecilikle başladı.. Haftalık izinde bile çalıştık hem gee hem gündüz.

Başarılı gazetecilik yaptığımıza, halkın haber alma hakkını kullanması, bilinmeyenleri bilmesi için gecemizi gündüzümüze kattık.. Yeri geldi ölümden döndük, yeri geldi öldürülmekten son anra kurtulduk, yeri geldi gazetecilik ve tarafsızlık uğruna en sevdiklerimizin en kötü haberini yaptık..

Çünkü, habercilikte torpil olmaz diye düşünenlerden olduk, bu düşüncemizde hiç değişiklik olmadı, olmayacak.

50 yıl boyunca bu düşüncemizde hiçbir değişiklik olmadı ve olmayacak.

Neden yazdık diye soracak olursanız!..

Hayatımız boyunca kendimiz için bir şey istemeyen kişi olarak sormuk istiyoruz;

“Siyasette kazananlar” aslında kazandırılanlar değil mi?

Oyu veren halk, unutulan yine halk..

Nasıl mı?

Yıllarca partinizin arkasından koşuyorsunuz, sizin adınıza ve sizin bilginiz dahilinde birilerine iş sözü veriyorsunuz, ama sizin değil, sizin seçtiğiniz kendine en yakın kişiye öncelik tanıyor..

Mesela adaysınız, parasıyla, puluyla, gecesiyle, gündüzüyle size destek olmak için kapı kapı dolaşana “Bir talebin var mı?” diye sormanın bir nezaket gereği olduğunu düşünmeyen seçilmiş, bir bakıyorsunuz yaygaracı biri veya birilerini işe almış.. Bu neyin ifadesi?

Yaygaracıdan korkmanın..

Olur mu? Olmamalı.. Ama oluyor!..

Bu, en küçük detay..

Gerisi var mı? Hem de nasıl!..

Müteahhit aynı müteahhit.. “Adam benim dışımda buradan iş alma imkanı kimsede yok” diyor ve dediği doğru çıkıyor..

Nasıl oluyor? Anlayan var mı?

Kardeşim, “Bu adamın bir tek oyu bu partiye nasip olmamış, neden güç veriyorsun?” dediğinde söyelyecek söz bulamıyor ama bildiği yoldan da şaşmıyor..

Bu konulara önümüzdeki günlerde detaylı göreceğiz..

Önce dostluk, beklediğini bulamayınca kumpasçılık yapanları, her belediyeden ihale alanları, ihalelerin tamamına talip olanları, ahbap-çavuş ilişkilerinin düzeylerini anlatan anlatana… Arkadaşlarımıza söyledik bilgi ve belgeleri istedik.. Gazetecilik zor iştir.. Kötü oluyorsunuz.. Kimin için? Halk için.. Değer mi? Gazeteciyseniz değer..

Zaten gelecelikte öyledir..

Biz gazetecilik yapmaya devam edeceğiz.. Dileriz siyasetçiler de siyasetin gereğini yaparlar..

Yani..

Yani gazeteci gazeteciliğini, siyasetçi siyasetçiliğini yaparsa, bu ülke de, bu kent de rahat nefes alır..

Dileriz, herkes görevini layıkıyla yapar, kırmadan-dökmeden hem ülkeye, hem kente hizmet verenleri alkışlayacağımız günü yakalarız..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor