“Soma’yı unutmayacağız, unutturmayacağız!”
ADANA (BÖLGE)– Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Mehmet Yılmaz, 5 yıl önce Manisa’nın Soma ilçesindeki madende hayatını kaybeden 301 madenciyi andı. Soma’yı unutmayacaklarını, unutturmayacaklarını vurgulayan Yılmaz, sorumluların vicdanlarda yargılandığını kaydetti.
Soma maden faciasının 5. yılı nedeniyle yazılı
açıklama yapan Yılmaz, “Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye ait yeraltı kömür
ocağında çıkan yangında 301 canımızı yitirmiştik. 301 canımız arasında 5
meslektaşımız, Burak Karayel, İbrahim Çelik, Koray Karadağ, Mehmet Efe ve Sinan
Yılmaz da yer almaktaydı. Yaşanan bu ölümler nedeniyle toplumda büyük bir
duyarlılık oluşmuş, faciayla ilgili yargılama toplumun çeşitli kesimleri
tarafından dikkatle izlenmişti” dedi.
VİCDANLAR YARALANDI!
Soma faciası ile ilgili yargılamanın 4 yıl sürdüğünü ve 11 Temmuz 2018
tarihinde kararın açıklandığını hatırlatan Yılmaz, “Yargılama sonunda
sanıklardan 37 kişi beraat etmiş, 14 sanık ceza almıştır. İşverenin cezaevinden
tahliye edilmesiyle cezaevindeki hükümlü sayısı ise 4 kişiye inmiştir.
İşverenin 5 yıl dahi cezaevinde kalmadan tahliye olması kamu vicdanını
yaralamıştır” diye konuştu.
Maden Mühendisleri Odası’nın olayın olduğu andan itibaren sürece müdahil
olduğunu, facia ile ilgili bilgi kirliliğini gidermeye çalıştığını, yaptıkları
yönlendirmelerle kurtarma çalışmalarının daha sağlıklı yürütülmesinde yardımcı
olduğunu dile getiren Yılmaz, şunları söyledi:
“Facianın sonrasında, yargılama sürecinde
davayı baştan sona takip edeceği sözünü vermiş ve yargılamanın yapıldığı
Akhisar`a giderek her duruşmaya fiilen katılmış, duruşma sonrasında gerekli
gördüğü açıklamaları kamuoyu ile paylaşarak kamusal sorumluluğunu yerine
getirmiştir. Soma faciasının gerçek sorumlularını, bu yargılamanın sonuçlarını
vicdanlarımızda yargılamaya devam edeceğiz. Çünkü, daha fazla kar uğruna, gerekli
bilimsel ve teknik önlemleri almadan ve/veya alınmış önlemleri aktif hale
getirmeden, aşırı üretim zorlaması nedeniyle yaşatılan bu cinayetin görmezden
gelinmesi, birkaç basit hatadan kaynaklı “fıtrat” olarak
yorumlanması, hafif cezalarla geçiştirilmesi toplumun vicdanında yaşanan
kanamanın devam etmesi anlamına gelecektir.
İNSANLAR HER YIL ÖLÜYOR!
Ülkemizde her yıl 6-7 Soma Faciası yaşanmakta, insanlar ölmekte, çocuklar
annesiz, babasız kalmakta, anneler, babalar evlatlarını yitirmektedirler. Bu
ölümlerin önemli bir kısmı ne yazık ki madencilik sektöründe yaşanmaktadır. Bu
konuda sadece Soma örneğindeki gibi 14 sanığın cezalandırılması sorunun çözümü
için yeterli değildir. Sorunun esas kanyağına da inilmeli ve gerçek sorumlular
yargılanarak cezalandırılmalıdır. Ülkemizde olağan hale gelen bu iş
cinayetlerinin asıl nedeni, 80`li yılların başından itibaren uygulamaya konulan
özelleştirme, taşeronlaşma, rodövans, kuralsızlaştırma ve denetimsizleştirme
uygulamalardır. Bu politikalar sonucunda kamu madenciliği küçültülmüş, kamu
kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi
ve deneyimi dağıtılmış, madencilik faaliyetleri teknik ve alt yapı olarak
yetersiz, deneyim ve uzmanlaşmanın olmadığı kişi ve şirketlere bırakılmıştır.
Tek güdüsü kar olan bu şirketler, bilim ve teknikten uzak uygulamaları ile daha
fazla kar için insan ölümlerini hiçe saymışlardır.
UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ!
Bir başka ifadeyle, kamu yararı gözetmeksizin, daha fazla kar hırsı ile
yapılan üretim zorlamaları, bilim ve teknikten uzak üretim yöntemleri ile uzun
çalışma süreleri, sağlıksız çalışma koşulları ve adil olmayan çalışma
ilişkileri bu faciaların yaşanmasında esas nedenler olarak görülmelidir. Soma faciası başta olmak üzere bu iş
cinayetlerinin yaşanmasında diğer bir sorumlu, adeta bu facialara göz yuman
düzenleyici ve denetleyici kamusal yapılarıdır. Bu nedenle, Soma faciasında ve
madencilik sektöründe yaşanan ölümlerin birinci derece sorumlu olması
gerekenlerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Maden ve Petrol İşleri
Genel Müdürlüğü olduğunu bir kez daha belirtiyor, sorumlu kamu kurum ve
kuruluşları ile hükümeti, sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz. Biz
biliyoruz ki; bilim ve tekniğin uygulandığı, kamunun denetim görevinin yerine
getirildiği, işçilerin sendikalı olduğu, hukuki ve demokratik değerlere bağlı,
insan haklarına saygılı gelişmiş toplumlarda bu tür iş cinayetleri neredeyse
hiç yaşanmamaktadır. Böyle bir toplumsal düzen ve böyle bir çalışma yaşamı
içerisinde iş cinayetleri kavramı ortadan kalkacaktır. İnanıyoruz ki; tüm
çalışanlar, iş kazalarının yaşanmadığı, sağlıklı çalışma ve sağlıklı yaşama
hakkını kullanabildikleri bir toplumsal düzeni hak etmektedirler. Soma
Faciasını acısını yüreklerimizde yaşadığımızı bir kez daha ifade ediyor, iş
cinayetlerin son bulması için tüm sorumluları göreve çağırıyoruz.
Unutmayacağız, unutturmayacağız.”