SORULAR…

Seçim tarihi netleşti; 14 Mayıs…
Aslında uzunca bir süredir konuşuluyordu, Koza Tv’deki canlı yayında CHP’li bir Milletvekili aylar önce bu tarihin olabileceğini söylemişti.
Milletvekilleri Ankara kulislerinde daha iyi gözlem yaptıkları için, birçok parti bu tarihin olabileceğini bekliyordu.
Lakin Sayın Cumhurbaşkanı aday olabilecek mi, eski yasayla mı yoksa yenisiyle mi seçime gidilecek gibi sorulara net yanıt verilmediği için herkes açıklama yapmaktan çekiniyordu.
Anayasa’ya uygunluğunu bilmem, o kısım hukukçuların işi lakin ülkedeki işleyişe bakıldığında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aday olacağını hepimiz çok iyi biliyoruz.
O nedenle ki özellikle CHP, bu kısır tartışmaların içine girmektense seçimlere odaklanacak gibi duruyor…
Neyse devam edelim.
14 Mayıs Demokrat Parti’nin iktidara geldiği tarih.
Mevcut iktidar da, “Yeter söz milletin” diyerek alanlara inecek.
Tabi, kontra yanıtlar gecikmedi ; “20 yıldır söz kimdeydi” diye eleştiriler başladı bile…
Şimdi gözler 6’lı masaya çevrilecek haliyle. Ve hatta önümüzdeki hafta başından itibaren Cumhur İttifakı üyeleri, rakiplerinin kim olacağına yönelik iğneleyici soruları sürekli gündemde tutacaklar.
Kaldı ki, Millet İttifakı, “Siz seçim tarihini açıklayın, bizim adayımız hazır” diyordu.
Süreç uzatılırsa, nasıl bir siyasi denklem ortaya çıkacağına yönelik şimdiden bir analiz yapmak mümkün değil gibi duruyor.
Lakin seçimlere 4 ay kaldığını da unutmamak lazım…
Seçimlere gidilirken kısır tartışmalarla zaman kaybetmeden geleceğe yönelik umutlar serpiştirecek projelerin halka sunulması lazım…
İktidar ve muhalefet seçime kendi argümanlarını kullanarak farklı anlamlar yüklemeye çalışsalar da halk kendi mesajını verecek…
İçinde bulunulan ekonomik koşullar altında emekliler, işçiler, memurlar, çiftçiler, gençler ve hatta işsiz kalanlar ne düşünebilir, seçime giderken içlerinde hangi umutları taşır?
Öyle bir hava esiyor ki, siyasi partilerin ideolojik yanlarına kimse bakmıyor artık!
Demirel’in “Boş tencere-iktidar denklemini anlatan “ o ünlü sözü siyasi bir gerçeklik olarak karşımıza çıkıyor…
Emekli geçinebiliyor mu, işçi ay sonunu borçsuz getirebiliyor mu, memur yaptığı işe göre bir yaşam sürebiliyor mu, gençler geleceğe umutla bakabiliyor mu, şehirlere kaçan köylüler yeniden topraklarının başına geçebilecekler mi, enflasyon canavarı durdurulabilecek mi, insan hakları ve demokrasi adına nasıl adımlar atılacak?
Toplumun farklı kesimlerindeki insanların bu sorularla seçimlere gideceklerine ve gitmeleri gerektiğine inanıyorum.