SPORDA Kİ BAŞARISI YAŞAMINI VE GELECEĞİNİ ŞEKİLLENDİRDİ: NACİ SEREZLİ

Naci Serezli, mübadele yıllarında Selanik’in Serez Kasabası’nda Adana’ya zorunlu göç eden bir ailenin çocuğu. Naci Serezli, küçük yaşlarda ağabeyi Cemil Serezli ile sporun her dalıyla yakından ilgilendi. Özellikle kurbağalama dalında yüzmede önemli başarılar elde etti. Demirspor genç takımında da sutopu oynadı. Ancak, futbol merakı ağır bastı. İlk lisanslı kulübü Demirspor oldu. Ardından Akınspor, Milli Mensucat ve Torosspor’da forma giydi. Daha sonra Ankara’da üniversite kazanınca Şekerspor profesyonel takımda yer aldı. Birçok şampiyonluklar yaşadı. 16 yıl DSİ’de çalıştıktan sonra İskenderun Demirçelik fabrikasında Genel Müdür yardımcılığına kadar yükseldi. Ve Demir-Çeliksporun kurucuları arasında yer aldı.  Naci Serezli bu denli yükselmesinde sporun büyük yararını gördüğünü itiraf ediyor.

HAZIRLAYAN: RAMAZAN ŞANIVAR

Naci Serezli, 84 yaşında. Spor yapması, sağlık ve beslenmesine dikkat etmesi nedeniyle çok huzurlu ve dinç görünüyor.

Okul dönemlerinde sporun her dalıyla ilgilenen Naci Serezli, rahmetli ağabeyi Cemil Serezli’yi de model alarak futbola ağırlık verdi. İlk resmi kulübü Demirspor oldu. Daha sonra Cumali Aslankeser’in başkanlığını yaptığı Akınspor’a transfer oldu.  Birçok branşta milli takıma sporcu kazandıran Milli Mensucat, Torosspor daha sonra da üniversite kazandığı için Ankara Şekerspor’da profesyonel futbol oynayarak spor otoritelerinin dikkatini çekti.

Yaşantısı ve geleceğini sporun şekillendirdiğini itiraf eden Naci Serezli BÖLGE GAZETESİ’nin sorularını şöyle yanıtladı:

Kendinizden söz eder misiniz ? Nerede doğdunuz?, Eğitiminiz nedir hangi sporlarla ilgilendiniz, ilk resmi kulübünüz hangisi oldu?

1920’li yıllarda mübadele yıllarında 8 çocuklu bir ailenin bireyiyim.  3 Ocak 1938 Adana doğumluyum. İlkokulu İnkılap, ortaokulu Tepebağ, ardından tarihi Erkek Lisesi’nden mezun oldum. Atatürk’ün adını koyduğu Ankara Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesi’ni kazandım. Özellikle okul dönemlerimde sporun her dalına ilgi duydum. O dönemlerde tüm gençler gibi yüzmeyi sulama kanallarında öğrendim. Hayalini kurduğum Atatürk Yüzme Havuzu’na giderek kendimi yüzme ve sutopu konusunda geliştirdim. Özellikle 100-200 kurbağalama Adana genelinde önemli dereceler elde ettim. Türkiye üçüncülüğüm de var. Demirspor genç takımında sutopu da oynadım. 1932 doğumlu olan rahmetli ağabeyim Cemil Serezli İdmanyurdu, Milli Mensucat takımlarında forma giydi. Çok başarılı futbolcuydu. Kasımpaşaspor başta olmak üzere 3 büyüklerden teklif geldi. Adana sevdası nedeniyle gitmedi. Ben de futbolda yetenekliydim. O dönemlerde ilk kulübüm Demirspor oldu. Daha sonra Kocavezir Mahallesi’nin takımı olan ve başkanlığını kasap Cumali Aslankeser’in yaptığı Akınspor’a 150 lira karşılığında transfer etti. Büyük paraydı. İlginçtir beni transfer ederken fayton arabayla gelmişlerdi. Yaşamım boyunca bunu unutamıyorum. Ayrıca eski belediye başkanı olan Zahit Akdağ’ın kulübü Torosspor’a bin 750 liraya transfer oldum. Herkes bunu günlerce konuştu.

Üniversite için Ankara’ya gittiğinizde hangi kulüpte spor yaşantınızı sürdürdünüz? Ayrıca vatani görevinizi nerede yaptınız ve futbolu devam ettirdiniz mi? Bunlardan söz eder misiniz?

Çok keyifli bir üniversite yaşamım oldu. 1959 yıllarında aileme fazla yük olmamak için hem çalıştım hem de okudum. İyi anlaştığımız Adanalı öğrenci arkadaşlarımızla bir çatı katı kiraladık. Ankara’ya kim gelirse bize uğrardı. Üniversite takımında da şampiyonluk yaşadım. Üniversiteden mezun olduktan sonra Polatlı ve Erzurum’da yedek subay olarak hem bölükler arası hem de Karagücü’nde futbol oynamayı sürdürdüm. Bu arada Türkiye genelinde tüm Şeker fabrikalarında futbol oynayan sporcular arasında seçmeler yapıldı. Yüzlerce kişi arasından kadroya alındım. 1961-1962 sezonunda antrenörümüz Galatasaray’ın milli efsane futbolcusu İsfandiyar Açıksöz’dü. Beni çok beğeniyor ve destekliyordu. Burada da birçok başarı ve şampiyonluklar yaşadık. Ayrıca Daha sonra ki yıllarda Devlet Su İşleri’nde göreve başladım. 12 yıl memur olarak çalıştım.

Sanıyorum daha sonra ki yıllar İskenderun Demirçelik Fabrikaları’nda da önemli görevler bulundunuz ve spor kulübünün kurulmasını sağladınız. Bunlardan söz eder misiniz ?

1970’li yılların başında demirçelik konusunda Ruslar tarafından kurulan Türkiye’nin en büyük tesislerinde çalışmaya başladım. Bu kuruluşun iç değerlendirme ve teşkilatlandırma uzmanı olarak görev yaptım. Bu arada kendimi sürekli geliştirdim. İstanbul’da birçok üniversitede teşkilatlandırma ve personel eğitimi ve yönetimi, sanayide eğitim uzmanlığı, organizasyon ve metot uzmanlığı, Milli prodüktivite iş akışı ve iş değerlendirmesi, verimlilik konusunda sertifikalar aldım. Yaklaşık 14 bin kişinin çalıştığı kurumda bilgim, yeteneğim ve deneyimim sayesinde Genel Müdür yardımcılığına kadar yükseldim. 1973 yılında spor kulübünün kurulmasına öncülük ettim.  Bu kulüp o dönemlerde Türkiye’nin hiçbir kulübünün sahip olmadığı küçük, yıldız, genç ve büyüklerde amatör sporcu olarak rekor seviyede sporculara sahiptik. 5 adet çim saha, bir spor salonu ve iki yüzme havuzumuz vardı. Çalışanların ailelerine de spor yaptırdık. Burada pozitif ayrımcılık yaparak Adana’dan antrenörler getirilmesini sağladım. Hiçbiri beni mahcup etmedi. Futbolda Yaşar Kartal, Mehmet Kargılar, yüzmede Ercan Değirmenci, boksta Müslüm Kaya, basketbolda Alaattin Atsal hocalık yaparak milli takıma sporcular kazandırdılar. Güreşe çok önem vererek aynı zamanda milli takım antrenörü olan Mehmet Esenceli’yi göreve getirdik. Masa tenisi, judo, voleybol, basketbol branşlarında faaliyet gösterdik. Futbolda yıllarca profesyonel 2 ve 3. Ligde önemli dereceler elde ettik. 1984 Los Angeles Olimpiyatları’nda güreşçi Ayhan Taşkın, Boksta Turgut Aykaç bronz madalya kazandılar. Recep Kılıç 1987 yılında Kırkpınar Başpehlivanı oldu. 1991 yılında Personel ve İdari İşler Genel Müdür Yardımcısı olarak ve iyi izler bırakarak emekli oldum. Bir üzüntümü paylaşmak istiyorum 2014 yılında bizlerin bebek gibi büyüttüğü ve üzerinde titrediğimiz İSDEMİR Spor Kulübü Körfez İskenderunspor olarak adı değiştirilerek spor faaliyetlerine son verilmiş. Çok üzüldüm ve kahroldum.

Serezli, çocuklarım Ülkü ve Ezin basketbol oynadılar. Ayrıca doktor olan büyük kızım Seza, özellikle yüzmede çok başarılıydı. Çalışma ortamı daha iyi olsaydı Türkiye genelinde sporcu olurdu.

 

 

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor