ŞUBATIN UFAKTIR BOYU TÜRLÜ TÜRLÜDÜR HUYU

Senenin ikinci ve en kısa ayı; dört yılda bir boyu uzasa uzasa bir gün uzayıp 29 olur, diğer üç yıl ise 28 gündür. Yani, 29 Şubat doğumlular normal olarak dört yılda bir yaş günü pastası yapabilir. Eski Roma’da yılbaşı Mart’la başlardı, Şubatla biterdi.

Büyüklerimiz Şubat için hem “Güççük ay” derlerdi, hem de “Sidikli Şubat”. Yağdığı zaman durmasını bilmez, ayrıyetten güneşliyken birden havasını karartır yine dur-durak bilmeden döker ha döker. Gel gelelim, Adana’da ilkbahar Şubatla başlar. Önce sarılar, bir hafta sonra küçük beyaz papatyalar ve sayısız otlar kendini gösterir. İlk iki cemre Şubatın öz malıdır.

CEMRELER

Sözcük, Arapça iri köz anlamındaki “Camra”  kaynaklı. Evvelde ezelde inanılırmış ki, birer hafta arayla gökten üç tane cemre düşermiş. Birincisi 21 Şubatta havaya, ikincisi 28 Şubatta suya ve üçüncüsü de 7 Martta havaya toprağa düşermiş. Adana için bu tarihleri birer hafta öne çekebiliriz. Çünkü bizde 15 Şubat dedi mi ilkbahar kapıyı çalar, biz de buyur ederiz.

ŞUBATIN ADI

Bu ayın adı çoook ama çoook eskilere, tee Akadlara dayanır. Akadlar, Milattan 2350 yıl önce, yani günümüzden 4370 yıl kadar önce kurulmuş ve 200 yıl varlık göstermiş bir Mezopotamya Devleti. O yıllara göre uygarlıkta hayli ileri. İşte, bu milletin, Şubata “Şabatu” dediklerine dair notlar var. Anlamı, “Vurma, çarpma, yıkma” gibi bir şey. İbranicesi “Şevat”, Süryanice “Şebat”, Arapçada da “Şübeet” şeklindedir. Arapçasındaki iki (ee), e ile a arasındaki sestir. Sonuçta, biz de Şubat diye bellemişiz.

KADERİ KARA

Bilirsiniz; yılın 4 ayı 30 gün, 7 ayı 31gün çekerken, gariban Şubat, artık altına işediğinden midir, yoksa talihsizliğinden midir bilinmez, 4 yılda bir 29 gün, üç yıl da 28 gün olarak varlığını sürdürebilir. Kader işte, bodurluk başka bir aya da denk gelebilirdi ama, olmamış, gelip Şubatı bulmuş. Geliniz bu zavallının hazin hikâyesini anlatalım…

Halen kullanmakta olduğumuz takvim Roma İmparatoru Julius Caesar‘ın, Mısırlı astronomi bilgini Sosigenes‘e yaptırdığı “Jülyen” takvimidir. Buna göre, bir yıl 365 gün  6 saattir. Artan saatler her 4 yılda, 24 saat, yani bir gün eder ve yıla eklenir. Böylece yıl, 4 yılda bir 366 gün olur. Gel gelelim 366’yı 12’ye tam olarak bölemeyiz. Sosigenes bu nedenle bazı ayları 30, bazı ayları da 31 gün olarak alır. Bakar  ki yıl 366 oldu; “Zaten son aydır” diyerek bir günü çekip alır ve zavallı 29-30 gün oluverir. Yılbaşı da Mart olarak alınmıştır ve tabii Şubat son ay olur. Temmuz sözcüğü, batı dünyasında, takvimi yaptıran Jul Sezar’ın adından kaynaklanır ve 31 gündür.

Sezar’dan bir süre sonra Roma İmparatoru olan Augustus da kurmaylarına, “Bakın bakalım benim başım kel mi?” diye sorar. Büyük adamların çevresinde bol yalaka olur. Augustus’un çevresindeki yalakalar da, tepesindeki açıklığı dikkate almaksızın, “Ne keli haşmetlümüz, aksine sırma saçlısınız. Şu koca Roma Devletinde saçı sizinki kadar gür tek bir nefer yoktur” diye karşılık verirler. İmparator da, “Madem öyle, adımı aldığım Ağustos ayı bundan kelli 30 değil, 31 gündür” diye ferman eder. Millet ne yapsın, Koskoca tek adam; dediği dedik, çaldığı düdük.  zaten cüceltilmiş olan Şubattan bir gün daha  koparırlar. Böylece, 30-29 gün döngüsü yaşayan Şubat 29-28 gün oluverir. Ne yaparsınız, kader işte!..

“Pek âlâ, Adana’da Şubat nasıldır, neler yapar, Şubat’ta Adana nasıldır, neler olur?” sorularının cevabını da bir sonraki yazıda sunalım. Ve hemen dileyelim ki, ülkemiz 6 Şubat felâketleri gibi facialardan çok uzak olsun.

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor