SUDA DOĞAN ŞAMPİYON SANRI AİLESİ: ADNAN SANRI
HAZIRLAYAN: RAMAZAN ŞANIVAR
Adnan Sanrı, 1 Ocak 1963 yılında Adana’da doğdu. Babası Mahmut Nedim Sanrı, yaşadıkları mahallede boğulmaların çok fazlaca olduğu için 4 yaşında Adnan Sanrı’ya Seyhan Baraj Gölü’nde yüzme öğretti.
İlkokulu Namık Kemal, orta okulu 23 Nisan, liseyi ise 2 yıl İzmir Namık Kemal Lisesi’nde okuduktan sonra, 2 yılda Adana Erkek Lisesi’nde eğitim görerek mezun oldu.
6 yaşında Atatürk Yüzme Havuzu’na gelen Adnan Sanrı, ailece yüzme sporu yaptıkları için ağabeyleri Ercan, Cumhur ve Ergün ile amcaoğulları Nevzat ve Serdar Sanrı’nın da destekleriyle yabancılık çekmeyerek kendini geliştirdi.
Adnan Sanrı’nın ilk antrenörlüğünü milli ve rekortmen yüzücü Ünsal Fikirci yaptı. Sırt, kurbağalama ve karışık branşlarında Tenis Dağcılık ve Su Sporları Kulübü’nde Şahin Ciğer, Tuncay Şenyüz ve Canan Bencan’dan çok yeni teknikler öğrenerek yarışmalarda önemli dereceler elde etti.
1976 yılında spor otoritelerinin dikkatini çeken Adnan Sanrı, İzmir Karşıyaka Spor Kulübü’ne transfer olarak 2 yıl kadar aynı zamanda milli takım antrenörü olan Hikmet Özün’ün desteğiyle rekorlar kırmaya başladı. Yurtiçi ve dışında 20’yi aşkın milli mayoyu giydi.
Aynı zamanda sutopu da oynayan Adnan Sanrı, yeni yetenekli sporcuları kazanmak için Kurtuluş Spor Kulübü’nün başkan ve antrenörlüğünü yapıyor. Hedeflerinin milli takımlara yeni sporcular göndermek olduğunu ifade eden Adnan Sanrı, soruları şöyle yanıtladı:
Kendinizden söz eder misiniz ? Eğitiminiz nedir? Yüzmeyi kaç yaşında kimden öğrendiniz? Kaç yaşında müsabakalara girmeye başladınız ?
1963 Adana doğumluyum. Erkek Lisesi mezunuyum. Yüzmeyi, sporun yararına inanan, ayrıca mahallede çok boğulma olayları yaşandığı için babam Mahmut Nedim Sanrı’nın sayesinde 4 yaşında Seyhan Baraj Gölü’nde öğrendim. Tekniğimi geliştirmem için babam beni Atatürk Yüzme Havuzu’na götürerek milli ve rekortmen yüzücü rahmetli Ünsal Fikirci’ye teslim etti. Ağabeylerim Ercan, Cumhur, Ergün ve Özden’de o sıralarda havuzda bulundukları için uyum sorunu yaşamadım ve bana model oldular. 6-7 yaşlarında yarışmalara girmeye başladım. Hafta sonları yapılan eğlenceli ve hediyeli yarışlara çok katılarak deneyim kazandım. Elbette milli ve rekortmen sporcuların antrenman ve yarışlarını izleyerek çok yeni şeyler öğrendim.
İlk lisansınız hangi kulüpten çıkmıştı? Başka hangi antrenörlerin size katkısı oldu? Ayrıca küçük yaşlarda İzmir Karşıyaka Spor Kulübü’ne transfer olmanızı kim sağladı?
İlk lisanslı kulübüm Tenis Dağcılık ve Su Sporları Kulübü oldu. Burada başta Şahin Ciğer olmak üzere Tuncay Şenyüz, Kutal Özülkü ve Canan Bencan’dan çok yeni bilgiler öğrendim ve sürekli derecelerimi geliştirdim. O dönemlerde iyi bir jenerasyon yakaladık. Önder Yol, Erkan ve Ayşe Tokyürekli, Serdar Aydın, Zehra Akarpınar, Ertunç ve Tamer Tansuğ, Hikmet Bilgiç, Erol Silahlıoğlu, Zafer ve Haydar Çakırgil, Sami Akgöz, Han Batur, Özcan Çiftçi, Eyüp Batmaz, Ayşe Sayit gibi çok arzulu, istekli sporcularla yüzme ve sutopunda önemli dereceler elde ettik.
Sırt, kurbağalama ve karışık yüzme branşlarında çok iyi dereceler yapmamdan dolayı spor otoritelerinin dikkatini çektim. 12 yaşında 100 metre sırtı 1. 12’lik derecem le rekor kırdım. Bunu 10 yıl kimse kıramadı. Karşıyaka ve Milli takım antrenörü, aynı zamanda rekortmen yüzücüler Sabri ve Sadri Özün’ün babaları Hikmet Özün’ün teklifiyle küçük yaşlarda İzmir Karşıyaka Spor Kulübü’ne transfer oldum.
Yüzme ve sutopunda ne gibi başarılarınız oldu? Kendinize ait rekorunuz var mı? Kaç kez milli mayoyu giydiniz ? Hangi ülkeye gittiniz ?
Gerçeği söylemek gerekirse temelim Adana’da, ancak rekorlarım İzmir Karşıyakaspor Kulübü’nde gerçekleşti. Çünkü, Hikmet Özün gibi çok deneyimli, bilgili, donanımlı anrenörle çalıştım. Beslenme, sağlık, tesisler gibi iyi olanaklara sahiptik. Lüksemburg’da yapılan Avrupa elemeleri gençler yüzme şampiyonasına katıldım. Daha sonra Rusya ile İzmir’de gerçekleştirilen ikili yüzme yarışlarında 100-200 metre sırt, 100-200 metre kurbağalama, 200-400 metre karışık branşlarında rekorlar kırdım. Hatta ilginç bir olay yaşadık. Onu anlatmak isterim 1977 yılında Gençler Balkan Şampiyonası Antalya’da yapıldı. 1.19.1’lik dereceyle Faruk Morkal’a ait olan 100 metre kurbağalamayı amcaoğlu Nevzat Sanrı egale etmişti. Murat Özüak 1.17.1 ile yeni rekor kırmıştı. 10 yıl bu rekor kırılmaz diyorlardı. Çok çalıştım. Hırs yaptım 1. 16.9 ile yeni Türkiye rekoru kırmıştım. 20’ye yakın milli mayoyu giydim. Bu arada vatani görevimi de Balıkesir Edremit destek bölümünde yaptım.
Maraton yarışmalarına da katıldınız. Orada önemli derece var mıydı ? Maraton yüzmeyi neden sürdürmediniz ?
Rahmetli Kutal Özülkü, Erdal Acet ile Nesrin Olgun Arslan’ın İngiltere-Fransa arasında soğuğu ve yüksek dalgalarıyla ünlü Manş Denizini geçmelerinde büyük katkısı oldu. Maraton konusunda hayli deneyimli bir antrenördü. Kutal ağabey, defalarca Seyhan Baraj Gölü’nde maratona katılmama yardımcı oldu. 15 kilometrelik çok ciddi bir maraton vardı. Ben gözlük kullanmadığım için yanlış güzergâha doğru 20 kilometreyi 7 saat içinde yüzdüm. Bu yarışta efsane maratoncu Erdal Acet te vardı. Kutal ağabey boynuma sarıldı. Sen diğer yüzücülere göre 5 kilometre daha fazla yüzdün ve yarışı tamamladın dedi. Biraz daha çalışmam halinde İtalya Capri’de yapılacak maratonu götüreceğini ve orada derece yapacağımı söyledi. Çeşitli nedenlerle İtalya’ya gitmek nasip olmadı.
Faal sporculuğun ardından kendi kulübünüzü kurdunuz. Hangi sporcuları milli takımlara kazandırdınız? Antrenman ve havuz konusunda sıkıntı yaşıyor musunuz ?
Adana Çınarlısporda da antrenörlük yaptım. Daha sonra, Kurtuluşspor Kulübü adı altında kendi kulübümü kurdum ve antrenörlüğünü de yapmaktayım. Federasyonun 9 branşının sekizinde 2 lig, U15 kız sutopu takımımız birinci ligde mücadele ediyor. Antrenman için havuz bulmakta çok zorlanıyoruz. Ayrıca, hiçbir gelirimiz olmamasına rağmen bizden kulvar parası istedikleri için maddi yönden zorlanıyoruz. Bu konuda yetkililerden kolaylık bekliyoruz. Başta olimpiyat barajına yaklaşan rekortmen milli yüzücü Atakan Malgir olmak üzere, Berkay Aksu, sutopunda Dilara Rabia Yarayan, Aleyna Çetin, Deniz ve Sude Ciyaver, Ekin Dincer, Şafak Tekbulut, Buğra Ciylan, Ebubekir Talha Uçurucu, Hidayet Dinçer, Özgür Kalkancı ve Atahan Taptık gibi sporcular her an milli takım hazırlık kampına çağrılabilirler.
Sanrı ailesi içinde her dönemde yüzücü oldu. Bunu neye bağlıyor sunuz? Sizin dışınızda milli takımlarda yarışan oldu mu?
Gerçekten her dönemde havuzda Sanrı soyadlı birini görmeniz mümkündür. Bize zaten ‘Şampiyon Dalton biraderler’ diyorlar. Babalarımızda kendi dönemlerinde çeşitli sporlarla yakından ilgilenmişler. Benim ağabeylerim Ercan, Cumhur, Ergün ve Özden, amcaoğlu, Serdar özellikle veteranlarda rekorları bulunuyor. Ayrıca Nevzat, Nedim, Serhan çocukları Gökhan, Bedii Türkiye genelinde ilk 3 arasında yer alan sporcular olarak dikkati çektiler. Eğitime ve spora önem veren köklü bir aileye sahibiz. Ailede doktor, banka müdürü, mühendis, avukat ve farklı mesleklerde büyüklerimiz var. Birbirimize model olduk.
ANTRENÖR CİĞER: “ADNAN KIŞLIK HAVUZ İÇIN GİTTİĞİ İZMİR’DE REKOR KIRDI”
Adana ve Türk yüzme ve sutopuna yarım asır havuzlar müdürü, antrenör, yüzme ve sutopu hakemi, Sutopu Merkez Hakem Kurulu eski başkanı olarak hizmet eden Şahin Ciğer, Adnan Sanrı’nın saygılı, yetenekli bir sporcu olduğunu söyledi.
Sanrı ailesini yakından tanıdığını, büyük çoğunluğunun kurbağalama stilinde önemli dereceleri bulunduğunu, Adnan Sanrı’nın ise sırt ve karışıkta rekorları bulunduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Adnan Sanrı, biraz babası ve ağabeylerinin desteğiyle yüzmeyi 4-5 yaşlarında öğrendi. Bu kendisi için büyük avantajdı. Elbette bizlerin de eksiklerini gidermesinde önemli katkılarımız oldu. Adana’da zaman zaman kendisinden büyükleri geçerek dikkati çekti. O dönemlerde Adana’da kışlık kapalı, ısıtmalı havuz olmadığı için, daha iyi olanaklara sahip İzmir Karşıyakaspor’a transfer oldu. Orada iyi bir şans yakaladı, milli ve rekortmen sporcular Sabr ve Sadri Özün’ün babaları aynı zamanda Beden Eğitimi öğretmeni ve yüzme milli takımı antrenörü Hikmet Özün ile çalışma imkanı buldu. Ve en iyi derecelerini İzmir’de yaptı. Hikmet hoca Adnan’ı Avrupa elemeleri için Lüksemburg’a götürdü.Hatta, o dönemlerde hayli başarılı olan Kaya Çilingiroğlu’nu geçmesi de büyük yankı uyandırmıştı. Şimdilerde kurucusu olduğu Kurtuluşspor’da kendisi gibi yetenekli sporcular yetiştiriyor. Yolu açık olsun.”