SUDA KOŞAN MİLLİ YÜZÜCÜ; İRFAN VEREKDAL

HAZIRLAYAN: Ramazan ŞANIVAR

İrfan Verekdal 13 Şubat 1953 yılında Adana’da doğdu. Tatbikat ilkokulu, Atatürk Orta Okulu ve Güney Koleji’nden mezun oldu. Daha sonra milli takım sporcusu olduğu için Marmara Üniversitesi Anadolu Hisarı Yüzme ve Kayak branşlarından mezun oldu.

Performans yüzücüsü olması tamamen tesadüftü. Merhum babası Çukurova Elektrik AŞ’de görevliydi. Evleri Baraj Gölü kıyısında lojmanlardaydı. 5-6 yaşlarında ağabeyi Şevket Verekdal, kız kardeşleri Ayşe ve Zerrin ile yüzmeyi öğrendiler. Adana Atatürk Yüzme Havuzu’nun motorları arıza yaptığı için Muharrem Gülergin ve Ünsal Fikirci’nin gözetiminde Demirspor yüzme ve sutopu takımı haftanın 6 günü İrfan Verakdal’ın evlerinin önünde antrenman yaparak karşı tarafa Çatalan ve Menekşe Köyü’ne yüzüp dönüyorlardı.

İrfan Verakdal, bütün cesaretini toplayarak Muharrem Gülergin’e “Sizinle antrenman yapabilir miyim?” diye sormuş. Muharrem ağabey gayet nezaketli bir şekilde “Bizim antrenmanlar ağır geçiyor. Bize ayak uydurman zor. Yine de yarın sabah bir deneyelim” demiş. İrfan Verekdal, Demirspor ile antrenman yapacağı için sevincinden sabaha kadar uyuyamamış.  

Sabah erken saatte Demirspor kafilesinin gelmesini beklemiş. Ve onlarla birlikte karşı adaya yüzmeye başlamışlar. Efsane sporcu Muharrem Gülergin’in gözü İrfan Verakdal’da. Başarılı olan ve sınavı geçen İrfan’a Muharrem Gülergin havuza gelmesini söylemiş. İrfan Verekdal böylece yarışmalara katılarak kendisinden büyük ağabeylerini geçerek spor otoritelerinin dikkatini çekmiş.

İrfan Verakdal, Adana Atatürk Yüzme Havuzu’nda, arkadaşlık ve aile ortamında ki dostlukları yaşamı boyunca unutamayacağını belirterek sorularımızı şöyle yanıtladı:

Atatürk Yüzme Havuzu’na gelmenizin ilginç bir öyküsü var. Daha sonra nasıl uyum sağladınız ve kimlerden destek gördünüz?

Her hafta sonu teşvik yarışmaları ve ardından sutopu maçları yapılırdı. Adana’da defalarca 100 ve200 metre serbestte madalyalara adeta ambargo koydum ve spor otoritelerinin dikkatini çektim. Adanalı yüzücüler için en anlamlı ödül. Muharrem Gülergin’in Gar Lokantası’nda 3 öğün yemek yemekti. Yemek kadrosuna alındığımda çok mutlu oldum ve bana güven geldi. Başta Ünsal Fikirci olmak üzere, Mustafa ve Erdal Acet kardeşler ve özellikle merhum milli yüzücü ve sutopucu Fahri Gez’den büyük destek gördüm. Bende ki yeteneği keşfeden Fahri Gez, beni yüzme ve sutopu için özel antrenmana alırdı. Bunun çok yararını gördüm. 

Size neden suda koşan yüzücü diyorlar ? Nasıl yüzerdiniz ? Rakipleriniz kim di ?

Özellikle 100 metre serbesti çok iyi yüzerdim. Kendime özgü stilim vardı. Omuzlar dışarıda, kollarım sürekli çalışırdı. 100 metre serbesti 1 dakikanın altında Adana’da ilk kez Ayhan Karataş yüzdü. Ardından Mustafa Acet, sonra da ben yüzdüm. Ahmet Gökbuket ve Mehmet Dilmaç da serbestte çok süratli sporculardı.

Galatasaray’a transferiniz biraz maceralı olmuş. Bunu anlatır mısınız ? Adana’dan ve Demirspor’dan ayrılmak size zor gelmedi mi?

Galatasaray’ın ve milli takımın antrenörü İbrahim Sulu, benimle birlikte Ahmet Gökbuket’i İstanbul’a götürmek için Adana’ya geldi. Diğer transferlerde antrenör sporcunun ayağına gitmez. Sporcu İstanbul’a çağrılır. Oturup anlaşma sağlanır. Muharrem Gülergin, sadece bizim değil, yüzme ve sutopu takımı zayıflamasın diye hiçbir sporcunun Demirspor’dan kopmasını istemezdi. İbrahim Sulu, Muharrem Gülergin ile oturup konuşmuş. Muharrem ağabey, biraz da bizim geleceğimiz, üniversitemiz için Galatasaray’a gitmemize izin verdi. Bir taraftan herkesin rüyası olan Galatasaray’a transfer olacağımız için mutluyuz. Bir taraftan da Adanalı sporcu arkadaşlardan kopacağımız için üzgünüz.  Ve nihayet bizleri Galatasaraylı yapacak sözleşmeyi imzaladık.

Galatasaray sizlere neler sağladı ? Ne gibi katkıları oldu anlatır mısınız ?

Bizim transfer olduğumuz dönemde yüzme ve sutopunda İstanbul’da en büyük 2 kulüp vardı. Galatasaray ile Yüzme İhtisas. Öncelikle paradan önemli olan Galatasaray Kulübü’nün sporcusu olmaktır. Bizleri parasal konuda da mutlu ettiler. Kulüp lojmanında yatıp kalkıyor ve yemeğimizi orada yiyorduk. Bu arada, Galatasaray’da bizlere en büyük desteği Adana’dan transfer olan milli sutopu kalecisi Fahri Yılmaz verdi. Tüm sorunlarımızla yakından ilgilenen Fahri Yılmaz’ın katkılarını asla unutamayız.  

Kaç kez milli oldunuz ? Milli takımla hangi ülkelere gittiniz ?

1969 yılında çok genç yaşlarda Bulgaristan’da gerçekleştirilen Balkan Şampiyonası’nda ilk kez milli mayoyu giydim.  1970 yılında yine Romanya’da yapılan Balkan Şampiyonası, 1971 İzmir Akdeniz Oyunları’na milli takımla katıldım. 1972 yılından sonra sutopu milli takımıyla birçok uluslararası turnuvalara katıldım. 30 kadar milli mayoyu giydim.  Çok keyifli sporculuk yaşamım oldu.

İrfan kardeşim sanıyorum talihsiz bir rahatsızlık geçirdiniz. Yaşam kaliteniz değişti. Bundan söz eder misiniz ?

Bir süre Bodrum’da bir işletme çalıştırdım. 2005 yılında beyin kanaması geçirdim. İstanbul’da uzun yıllar fizik tedavisi gördüm. Bu gerçekten beni büyük sıkıntıya düşürdü. Geçtiğimiz günlerde de en çok sevdiğim annemi kaybettik. 15 yıldır annemin evinde köpeğim Zeytin ile yaşıyorum. 2 kız çocuğum var. Sporcu dostlarım beni ihmal etmiyorlar. Onların araması motivasyonumu yükseltiyor.

RUHİ POLİSCİ: “İRFAN’IN KOLLARI ÇOK GÜÇLÜYDÜ KURBAĞA YERİNE SERBEST YÜZMESİNİ SAĞLADIM”

Yüzme Federasyonu eski yönetim kurulu üyesi, Adana İl Temsilcisi, yüzme otoritesi Ruhi Polisci, İrfan Verakdal’ın saygılı, nezaketli, sağlam karakterli ve iyi bir sporcu olduğunu söyledi.

1955-1975 tarihleri arasında yarışlara katılan, milli takımlara giden tüm Adanalı sporcuların doğum tarihleri, havuzdaki dereceleri ve rekorlarını yakından bildiğini belirten Ruhi Polisci, şöyle devam etti:

“Yüzmede önemli bir kural vardır. Kolu güçlü olan sarbest, ayakları güçlü olan ise kurbağalama yüzerdi. İrfan’ın kolları çok güçlüydü. Ancak, hafta sonları yaptığımız yarışlarda kurbağalamaya giriyordu. İrfan’ı uzun süre izledim. Havuzda antrenman kadar ebe ebe oynamakta sporcuların sevdiği bir eğlenceydi. Diğer sporcular İrfan’ın bilekleri, kollarının güçlü olduğunu anlatırlardı. Bir de sutopunda Fahri Yılmaz kaleye geçerdi. İrfan’ın attığı sert sutları çıkaramazdı. Bir gün İrfan’ı yanıma çağırarak kol ve bileklerinin çok güçlü olduğunu, bundan sonra serbest yüzmesini önerdim. Allah var, İrfan beni önemsedi ve serbest yarışmalara girmeye başladı. 1969 yılında İlk yarışında 100 metre serbesti 1.13 yüzdü. Her yarışta derecesini geliştirmeye başladı. “

Polisçi 1970 yılında Türkiye, Yunanistan ve Avusturya’nın katıldığı 3’lü uluslararası yarışta 4×100 metre serbestte yüzenlerin dördünün Adanalı olması için Yüzme Federasyonu Başkanı Fehiman Akdağ’a rica ettiğini belirterek, “ Fehiman beyle zaman zaman yüzme için tartışırdık. Ancak benim bilgilerime ve deneyimime çok güvenir ve saygı gösterirdi. İrfan Verekdal, Ahmet Gökbuket, Mehmet Dilmaç ve Serdar Karataş’tan oluşan Adanalılar turnuvanın şampiyonu oldular. Fehiman Akdağ boynuma sarılarak kutladı. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nden Suat Erler’de çok mutlu oldu. Adanalı çocuklar beni mahcup etmedi. İrfan çok iyi yarış çıkardı.”      

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor