TAMİRCİ ÇIRAKLIĞINDAN YÜZME MİLLİ TAKIMINA: RECEP ÖNŞEN

HAZIRLAYAN: RAMAZAN ŞANIVAR
Recep Önşen 30 Ocak 1940 yılında Adana’da doğdu. Plevne İlkokulu’nun ardından Tepebağ Ortaokulu ve lisesinin gece bölümünden mezun oldu.
Babası meslek öğrenmesi için Recep Önşen’i araba tamircisine çırak olarak verdi. İlkokul dönemlerinde yüzmeyi çok seven Recep Önşen, boğulmaların çok yaşandığı Adana’da yaşadığı Kocavezir Mahallesi’nden arkadaşlarıyla fırsat buldukça ailesinden gizli olarak sulama kanallarına giderek yüzmeyi öğrendi.
1954 yılında henüz 12 yaşındayken Beden Terbiyesi Bölge Müdürü Cemil Oka ile yenilmez armada sutopu takımının oyuncusu Faruk Suvar’ın verdiği 2,5 lirayla vesikalık fotoğraf çektiren ve lisans çıkartan Recep Önşen, Akınspor mayosuyla ilk girdiği 50 metre kurbağalama yarışında birinci olunca yüzme otoritelerinin dikkatini çekti.
Kurbağalama ve karışık yüzmede ki başarılarının yanı sıra sutopuda oynayan Recep Önşen, Tepebağ Ortaokulunda okul takımında değişik sporlarla kendini geliştirdi. Akınspor’da futbolda oynayan Recep Önşen, ayrıca dönemin milli boksörleri İsmet Atıcı, Ülkü Alpan, Atilla Pakyürek, Bekir Alemdar, Turgut Doğan ile boks maçlarında önemli başarılar sağlamıştır.
Yüzme ve sutopunda Adana’da aylarca kalan Alman antrenör Herman Hörsgen’in desteğiyle Karataşspor ve Demirspor mayolarıyla birçok Türkiye genelinde derece elde eden Recep Önşen, ayrıca 2 kez milli takım mayosuyla yarıştı. Vatani görevini Genel Kurmay ve Muhafızgücü’nde yapan Recep Önşen, Albay Sabahattin Erman’ın desteğiyle Ordulararası yarışmalarda Karagücü’nün şampiyonluk yaşamasında önemli rol oynadı.
Spor sayesinde İncirlik Amerikan Üssü’nde çalışmaya başlayan Recep Önşen, daha sonraki yıllarda İncirlikten bir kuruluşun Almanya’nın Berlin Kenti’nde kuruluşuna atandı. Orada iyi konumlarda görev yapan Recep Önşen, spor yaşantısını sürdürdü.
1992 yılında Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan Özlüşen’in döneminde Bakım Tamir Atölyesinden emekli oldu. 4 çocuğuna da yüzme ve diğer sporları sevdiren Recep Önşen’in 6 torunu bulunuyor.
Kendinizden söz eder misiniz? Eğitiminiz nedir?, Yüzme ve diğer yaptığınız sporları anlatır mısınız ? Sporda kimleri model aldınız ?
30 Ocak 1940 yılında Adana’da doğdum. Babam, meslek öğrenmem için her çocuk gibi beni araba tamircisi birine teslim etti. Özellikle sporun her dalına özel bir hayranlık duyuyordum. Fırsat buldukça mahallede ki arkadaşlarımla sulama kanalına giderek yüzmeyi geliştirdim. Bir gün havuzun motoru bozulmuş ve temizliği yapılacağı için Efsane sporcu Muharrem Gülergin’in yönetimindeki yüzme ve sutopu takımı tesadüf bizlerin yüzdüğü Seyhan Baraj Gölü’ne antrenmana geldi. Yenilmez Armada takımının değişmeyen iri cüsseli neşeli oyuncusu Faruk Suvar benim yüzmemi ve stilimi çok beğendi. Yeğenim seni lisanslı sporcu yapılım mı? diye sordu. Çok heyecanlandım ve mutlu oldum. Tamam olur ne yapmam gerekir? diye sordum. Dönemin özellikle yüzmeyi çok seven ve önemli katkısı olan Beden Terbiyesi Bölge Müdürü Cemil Oka ve Faruk Suvar 2,5 lira vererek 6 adet vesikalık fotoğraf çektirmemi bir de babamdan izin belgesi almamı istediler. Rahmetli annemin de desteğiyle bunları hallettim ve herkesin rüyası olan hurmalı ağaçlarla çevrili Atatürk Yüzme Havuzu’na adımımı attım. Bu arada tamirci ustamla anlaştım. Haftada 40 kuruş para alıyordum. Ben para istemiyorum dedim. Bana antrenmanlara ve yarışlara katılmam için izin vermesini istedim. Bir de tembih ettim sakın babam duymasın dedim. İşimi de ihmal etmiyordum. Arabasını tamir ettirenlerden iyi de bahşiş alıyordum. Ustam iyi birisiydi. Benim spor düşkünü olduğumu biliyordu ve bana yardımcı oldu. Genelde antrenmanlar saat 17.00’den sonra, yarışlar da hafta sonları yapılıyordu.
İlk lisanslı kulubunuz hangisiydi? Yönetici ve antrenör olarak kimlerden destek aldınız ? Bunlardan söz eder misiniz ?
Adana’nın köklü mahallesi olan Kocavezir’de oturuyorduk. Mahallede sporda saygı duyduğum Kocavezir ve Akınspor’un kurucularından Cumali Aslankeser, İsmail Kaplakaslan, Mustafa Bekbaş, Mehmet Eroğlu’nun da yardımlarıyla ilk kulübüm Akınspor oldu. Daha sonra Karataşspor ve Demirspor mayolarını giymek nasip oldu. Behçet Kurtiç, Tuncay Şenyüz, Ünsal Fikirci, Selçuk Polisçi, Orhan Demirdal, Mustafa ve Erdal Acet, Yarışmalara katılarak madalyalar ve hediyeler kazanmaya başladım. Almanya’dan spor akademisi mezunu genç, yüzme ve sutopu konusunda çok bilgili Herman Hörsgen Adana’da aylarca kaldı. Elbette İstanbul’dan antrenör olarak gelen Halil ve Mahmut Dalhan’ın çok faydası oldu. Ancak, Herman’dan çok yeni bilgiler öğrendik. Çıkış, kol-ayak koordinesi, nefes alma ve stil olarak çok faydalandık. Herman kısa zamanda adeta Adanalı ve içimizden birisi gibi oldu. Komple sporcu olan Muharrem Gülergin’in Adana ve Türk yüzme ve sutopuna yaptığı hizmetler asla unutulmaz. Yerinde ağabey ve baba, yerinde kaptan ve antrenör, arkadaş, dost sporcuların tüm sorunlarını çözen özel bir insandı. Bir daha Muharrem ağabey gibi kimse gelmedi. Karataşspor’un kurucu milli atlet Ökkeş Koşkun’un da bizler üzerinde ki emeklerini unutamayız. Böyle antrenör ve ağabeylere sahip olduğumuz için kendimizi şanslı sayıyorduk. Bursa, İzmir, İstanbul Heybeliada birçok Türkiye şampiyonalarında yüzme ve sutopunda önemli dereceler elde ettik. 2 kez milli mayoyu giymek nasip oldu. Vatani görevimi Genel Kurmay ve Muhafızgücü spor kulübünde yaptım. Albay Sabahattin Erman döneminde Kara Kuvvetleri gücünün defalarca şampiyon olmasında önemli rol oynadım. Ayrıca, atletizm, basketbol, voleybol, futbol, hatta boksta da önemli dereceler elde ettim. Bekir Alemdar, Ülkü Alpan, İsmet Atıcı, Turgut Doğan (Deli Turgut) ile birlikte uzun yıllar eldiven giydim.
Yüzme ve sutopunda önemli dereceler elde ettiniz. Hakemlik ve antrenörlük yaptınız mı? Çalışma yaşamınızdan söz eder misiniz? Sizin bir Almanya maceranız var. Bunları anlatır mısınız ?
Hakemlik yapmadım. Antrenör olarak milli ve rekortmen sporcular Faruk Morkal ile Ahmet Bozdoğan’a büyük emeklerim var. Her ikisi de beni mahcup etmedi. Günümüz havuzda geçtiği için diğer yetenekli sporculara kronometre tuttum. Gelişmelerini ve derecelerini iyileştirmelerini sağladım. İş yaşamıma gelince her türlü arabayı onarma konusunda hayli deneyim kazandım Bunun yanı sıra sporun çok yaranını gördüm. İncirlik Amerikan Üssü’nde personel Müdürü Ali Şener babalık yaparak beni işe aldı. Burada 3,5 yıl çalıştıktan sonra İncirlik’te ki BOEİNG firmasının müdürü benim çalışmamdan çok memnun olduğu için Almanya’ya gönderdi. 17 yıl Almanya’da otomobil firmasında başarılı çalışmalar yaptım. Burada da spordan vaz geçmedim. Berlin’de olimpiyat oyunlarında kullanılan havuzda bir kulüpte veteranlarda yüzdüm ve sutopu oynadım. Yaşamımın en güzel günlerini burada geçirdim. Hatta bir anımı paylaşmak isterim. Erdal ve Mustafa Acet’i çok severim. Erdal’ın Manş Denizini geçeceği haberini aldım. İşlerimi organize ettim. İngiltere ile Fransa arasındaki Erdal’ın 9 saat 2 dakikalık rekorla geçtiği yarışı büyük hayranlıkla izledim ve Adanalı olarak Erdal ile gurur duydum. Türkiye’ye özlemim nedeniyle Almanya’dan döndüm. Erdoğan Özlüşen’in Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı döneminde makine bakım tamir atölyesinden 1992 yılında belediyeden emekli oldum. Mersin’de KOYTUR 1 Tatil Sitesinde, eşim, çocuklarım, torunlarım bir de köpeğim ile iyi bir emeklilik yaşamaktayım. Yüzme ile ilgili zaman zaman toplantıları çok sevdiğim milli yüzücü maratoncu Gürhan Bencan’dan haber alıyorum. Havuzda geçirdiğim başarılarla dolu keyifli günlerimi asla unutamıyorum.
ERDAL ACET: “RECEP AĞABEY İYİ İNSAN VE KOMPLE SPORCUYDU”
Milli ve rekortmen yüzücü, Fransa-İngiltere arasında yüksek dalgaları ve soğuğuyla ünlü Manş Denizini 9 saat 2 dakika ile yüzmesiyle tanınan Erdal Acet, Recep Önşen’in iyi insan ve komple sporcu olduğunu söyledi.
Recep Özşen’in yüzme ve sutopunun yanı sıra futbol, boks ve daha birçok branşta başarılı olduğunu ifade eden Erdal Acet, konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Recep ağabey bizden büyüktü. Ona rağmen rahmetli ağabeyim Mustafa ile birlikte çok yarışlara katıldık. Havuzda herkes Recep ağabeyi severdi. Adeta spor aşığı birisiydi. İncirlik Amerikan Üssü’nde personel müdürü olan ve 3 gün önce vefat eden Ali Şener (Sarı Ali) hafta sonları çocukları da Orhan ve Mehmet yarışa katıldığı için Atatürk Yüzme Havuzu’na gelirdi. Ali ağabeye Recep Önşen’in çok başarılı sporculuğunun yanı sıra iyi bir tamirci olduğunu anlatarak işe almasını rica ettik. Ali Şener bizleri kırmadı. Recep ağabey de orada kendini kanıtlayarak firma tarafından Almanya’ya gönderildi. Önemli bir anıyı paylaşmak isterim. Manş Denizi’ni yüzerek geçeceğimi öğrenen Recep ağabey, büyük zaman ve masrafları göz ardı ederek yarışımı izlemeye geldi. Çok duygulandım. Fransa sahilinde sadece 2 dakika görüşebildik. Bu fedakârlığını asla unutamam. Ara sıra görüşüyoruz. Sağlam karakterli bir dost. Yolu açık olsun.”