TATİL SÜRESİNCE CİNİMİ ÇOK KIZDIRANLAR OLDU

Şükür kavuşturana… Yirmi günlük tatili bitirdik ve yine birlikteyiz.
Birazını yaylada, çoğunu da müteahhit hatası yüzünden göçme yolundaki evimizin temelden onarımında geçirdik.
Yediğimiz, içtiğimiz bizim; görüp duyduklarımızı paylaşmak da işimiz…
Pazartesine, kısmetse, esaslı kavgayla çıkacağız bazı hesap-kitap bilmez, haddini ölçmez, imana gelmez ya da ekmeğini yediği kentiyle ilgilenmez kişilere birikmiş sıcak sözlerimiz olacak.
Şu yirmi günün en az yarısında cinimi çok kızdıran olaylar ve açıklamalar yüzünden kahroldum.
Neler mi?
Bir kere Diyanet İşleri Başkanımızın söyledikleri kadar söylemediklerine de içerledim. En çok da, en son açıklamasına içerledim; Sayın Başkan, “Anayasal görevimi yaptım” anlamında açıklamada bulunarak makamının saygınlığına biraz daha koyu gölgr düşürdü bence.
Her ne hikmetse, Ankara Adana’dan gıcık kapmayı sürdürüyor. Dilimize püskeviti kazandıran Sayın Bahçeli Osmaniye’yi kopardığı gibi çekti Adana’dan. Karayolları Bölge Müdürlüğü bile Mersin’e gitti. Şimdi de Adana Havaalanını kapatıp yolcuları cebren Kuş Cennetleri sınırındaki Mersin Havaalanına mecbur bırakacakları söyleniyor. Adana Radyosu Mersin’e kaçırılırken adına “Çukurova Radyosu” deyip zevahiri kurtarmışlardı. Şimdi de, Mersin’e uçurulan hava limanımıza “Çukurova” kurdelesi bağlayıp sözüm ona gönlümüzü alıyorlar. Aslına bakarsanız bu olay salt bir büyük tesisin kaçırılmasından çok daha ötelere dayanır. Pazartesi eniyle, boyuyla ele alacağız. İSTEYEREK OLMASA DA, Meral Akşener’in bu konuya ciddiyetle parmak basması karşısında bazı milletvekillerimizi “belki” utandıracağız.
Toroslara bir gezi yaptıysanız göreceksiniz; ormanlarımız orasından burasından saçkırana uğramış kafaya döndürülmüş. Tıraşlama kesim yapılan bazı alanları iyi bilirim. Buralarda yaşlı tek tük ağaç vardı ama daha çok genç gövdeler yükseliyordu. Kesim yapılan alanlardaki ağaçların tamamına yakını kızılçam. Duyup öğrendiklerimize bakılırsa bu ağaç türü, altmış yıllık olmadan gerçek anlamda ekonomik değere sahip olmuyor. Bizde, kızılçam ormanları 25 yaşına zor erişir, ya böyle kesilir, ya da periyodik sayılabilecek aralarla yanar. Yandığı zaman da ne ekolojik denge kalır, ne de dengeleri koruyup kollayan ekosistem. Orman idaresi de inadına davranıyor gibi, kesim yapılan yerlere yeniden kızılçam dikesiymiş. Buna da dokunacağız Pazartesine…
BÖLGE, üst üste yayınlarla son derece tehlikeli olmasına karşın tütüp duran baca gazı sorununu gündeme getirdi. Yüreğir Belediyesi tarafından ruhsatlandırılan bir tesis, insan, hayvan ve bitki sağlığını tehdit etmeyi sürdürmekteydi. Durduruldu mu, bilmiyorum. Ancak şu kadarını söylemeliyim, bu tür işletmelerden çıkacak gaz emisyonu üzerinde söz hakkı belediyelerin gibi gözükse de, bu hak ancak ve ancak Üniversitemizdeki Çevre Müdürlüğü’nün görüşü alınarak kullanılabilmeliydi. Bu konuda yazacaklarımız var.
Bir de güzel notumuz olacak.
Önümüzdeki 5 Ocak günü, Adana’mızın Kurtuluşu 100’üncü yılını idrak etmiş olacak. Gazeteniz BÖLGE aylar önce resmi kurumları 100’üncü yıla yaraşır etkinlikler yapmaya çağırdı. Çağrımız son derece olumla karşılandı. Mutlulukla belirtmeliyim ki, Vilayet ve belediyelerimiz bu konuda beklemediğimiz kadar yoğun çalışma içindeler.
Pazartesi, Panoramik bir sütunda buluşmak ğüzere…