TBMM’NİN İTİBARI

Şunu çok açık olarak belirtmeyi kendime olan saygı gereği sayıyorum.

Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nde 2 dönem Seyhan İlçe Başkanlığı, 2009’da da yeni oluşan Çukurova ilçesinde de CHP kurucu ilçe başkanlığı görevinde bulundum.

Önümüzde normal koşullarda 2023 yılında yapılması öngörülen milletvekilliği seçimlerinden önce (Erken seçim kaçınılmaz. Zira bu ekonomi ile iktidarın ayakta kalması çok zor)

CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu beni şahsen çağırıp Köseoğlu seni İstanbul 1.Bölge’den 1.sıradan milletvekili adayı yapıyorum, evraklarını getir derse! Ben bu yazımla tüm Adana ve Türkiye huzurunda sizlere söz veriyorum kabul edersem namertim.

Bu söz başkalarına hakaret anlamı taşımasın. Benim Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı yöneten TBMM’sine bakışımın bir gereği olarak söylüyorum.

Tüm yetkileri elinden alınmış, gensoru görevini yerine getiremeyen, soru önergelerinin bile istenildiğinde yanıtı verilmeyen bir TBMM’de sadece 20.000 TL maaş almak için milletvekili olunmamalı anlayışı taşıdığım için kabul etmem.

İğdiş edilmiş bir TBMM’de vekaletini aldığım (partime oy veren) halkın vekili değil, oluşutrulan ucube sistemde başkanlık sisteminde başkanın onay meclisinin üyeliğini kabul edemeyeceğim için kabul etmem.

Evet 15 Temmuz 2016’da TBMM’ni bombalayan FETÖ çetesinin Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı yöneten TBMM’ni itibarsızlaştırmak için emperyalizm adına bombalamayı yaptığını bilmiyormuyuz.

Devleti ne istedik de vermedik anlayışı ile FETÖ’ye tesilm ettiğini itiraf edenlerin, TBMM’ni bombalayacak kadar devleti ele geçirenlerin yapmak istediklerini kendileri de yaparak TBMM’ni safdışı bırakarak itibarsızlaştırma da kendi oluşturdukları sistemi 2010 12 Eylül’ündeki Anayasa değişikliğini omuz omuza gerçekleştirdiklerini balık hafızalı sandığınız bizler unuttuk mu sanıyorsunuz?

21 Ocak 2021 tarihli Sözcü Gazetesi’nde, Sözcü köşe yazarı Yılmaz Özdil’e TBMM’ni itibarsızlaştırmaktan bir iddianame hazırlandığını okudum.

İddianameye göre Yılmaz Özdil, TBMM’de yaşanan hırsızlıkları, bilgisayardan, cüzdana kadar pek çok eşyanın çalındığını, hatta LÖSEV’in bağış kutusunun bile boşaltıldığını köşesinde kamuoyu ile paylaşmasını TBMM’nin itibarı ile oynuyor diye dava açılıyor.

Anayasaya rağmen, meclisin işlevsiz hale getirilmesini sağlayanlara ne denilecek peki!..

Üstelik TBMM’deki bu hırsızlık vakalarını ortaya çıkaranlar devletin polisi ve savcılarıydı diyor sayın Yılmaz Özdil…

Üstelik Yılmaz Özdil’in TBMM’de polis ve savcıların ortaya çıkardığı bu hırsızlık ve diğer olayların haberi iktidar yanlısı gazetelerde de yayınlanmasına rağmen, bu haberleri köşesine taşıyan “TBMM’de HIRSIZ VAR” başlığıyla yazan sayın Yılmaz Özdil için dava açılmasını basın özgürlüğüne tahammül gösteremeyenlerin en son çabalarından biri olsa gerek…

Ne ülke genelinde ne de yerelde basın kuruluşları, İl Gazeteciler Cemiyetleri ve köşe yazarları seslerini çıkartmamakla kendi cellatlarına ipi teslim etmiyorlar mı?

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor