TEKİR’İN FERYÂDI, BÜRÜCEK’İN ADI YOK OLUP GİDİYOR YAYLANIN TADI

Yüreğirzade Ramazan Tekfurbeli demiş. Yıllar sonra adı Tekir olmuş. Yakın geçmişte de Akçatekir deyip ağartmışlardı yüzünü. Büyüklerimizin dilinde halen Tekir Yaylası’dır. Gerçi yayla halinden yaylana yaylana çıkarak nizamsız-intizamsız bir Orta Anadolu kasabası haline hızla dönüşüyor.

Yayla deyince ne anladığınızı sormaya gerek yok. Havası serin, bahçesi, ağaçları olan çoğu kez iki katlı, sofalı-sundurmalı seyrek evler düşünülür, öyle değil mi? Vallahi Tekir’de bu nitelik hızla kayboluyor. Birbirinin havasını kesen dip-dibe binalar mı dersiniz; yoksa, hızla çoğalan çok katlı apartmanlar mı dersiniz, hepsi var… Anlayacağınız şu ki, özellikle “bol apartmanlı yayla” diye bir kavramı aklım, havsalam kabul etmiyor. Açıkçası, Yayla ile Apartmanı aynı kazanda kaynatınca, sonuçta berbat bir bulamaç oluşur…

İki yıl önce, o zaman 14 yaşında olan torunum Tibet’i Pozantı Belediye Başkanı Mustafa Çay’la tanıştırdım. Torun, daha ilk saniyelerde “Başkanım, nedir bu Tekir’in hali böyle? Apartmanlara neden izin verdiniz? Hiç yakışmıyor…” diye peş-peşe sıraladı serzeniş sözcüklerini. Başkan Çay, “Haklısın… Deden bilir, iki yıl görev dışında kaldım ve olanlar o zaman oldu” dedi. Gerçekten de, Sayın Çay iki yıl kadar tutuklu kaldıktan sonra berat edip görevine döndüğünde cin şişeden, ok yaydan çıkmıştı. Şimdi de geri dönüş çok zor ve belki de artık yararsız. Efsane yaylamız her geçen gün biraz daha laylaylom edasıyla tarihe karışma yolunda ilerliyor. Korkarım, Güney girişine hâkim konumdaki İbrahim Paşa Tabyası da yakında bu bozulma sürecinden nasibini alabilir.

BÜRÜCEK’İN  ADI

Sözlüklerde Bürücek’in karşılığını bulamamıştım. Arapçada, Rumcada, Ermenicede ararken öz dilimiz Türkçede yakaladım. O da, Özbekistan’a sık sık ve bazen aylarca kalmak üzere gitmem sayesinde oldu.

Bürü, ormanlık alan içindeki boşluk demekmiş. “Cek-cak” takısı da, takıldığı sözcüğe “Gibi, benzer” anlamını kazandırır. Örnek verelim; büyük ve büyücek gibi. İşte Bürü, yüzlerce yıl önce bürücek olarak gelişip günümüze dayanmış.

Bileni var, bilmeyeni var. Otoyol’un Doğu yanı Bürücek, Batı yanı da Tekir. İki-üç yıl öncesine dek Bürücek’te bir iki saçma apartman vardı. Ne yazık ki Tekir’i saran virüs şimdilerde Bürücek’e de uzanmış. Apartman değilse bile, üç-dört katlı konutların sayısı giderek artıyor. Yemyeşil yayla, böyle giderse, doğal güzelliğini hızla yitirerek yine şekil-biçim ve huzurlu geçim mahrumu olabilir.

Hani, diyorum ki; Tekir’i kaybettik, bari Bürücek’i kurtaralım. Şimdilik halen yayla gibi yaylaya benzeyen tarafı fazla. Sayın Çay otoritesini ve Pozantılılar nezdindeki etkin gücünü kullanarak iki, bilemediniz üç katlıdan daha yüksek bina inşaatına koskoca bir kırmızı kart göstermeli.

Önceki gün Tekir’de pek çok fotoğraf çektim. Bunlardan sadece birini köşeme alıyorum. Bakınız bakalım; böyle bir manzarayla “Yayla” kavramını örtüştürebilecek misiniz…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor