TEMSA KRİZİ VE SENDİKA!

Sadece Adana’nın değil, tüm Türkiye’nin yüz akı sayılabilecek koskoca TEMSA’nın kapılarına çivi çakıldı. Yazdığım aforizma değil; gerçekten de bazı odalarda çalışanlar aniden dışarı çıkarılıp kilt olmadığı için kapıları çivilendi. Aynı saatte elektrik şalteri indirildi, doğalgaz vanası kapatıldı. Çalışanlar, bu kadar ani olabileceğini düşünmedikleri gelişmeler karşısında şok oldular. Dakikalar içinde kendilerini ana kapının önünde bulduklarında hala şaşkınlık içinde, rüya görüp görmediklerini düşünmekteydiler.

Sanayi Odası’ndan beklediğim güçlü tepkiyi duyamadım. Tesisleri devretmiş olan Sabancıların da, Merhum Sakıp Sabancı’nın, Hacı Sabancı’nın, Özdemir Sabancı’nın hatıralarına hürmeten “belki” el uzatabileceklerini de düşünmüştüm. Olmadı!..

Neyse ki, Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Karalar harekete geçti, Sabancıları, tahmin ederek söylüyorum, desteğe davet etti. Bir yandan da, başta Ankara olmak üzere, belli başlı belediye başkanlarıyla görüşüp otobüs ihtiyaçlarını, “inşallah yeniden çalışacak olan” TEMSA’dan karşılamalarını rica etti. Bu arada milletvekillerimiz de, özellikle muhalefet kanadındakiler, Ankara nezdinde girişimlerde bulundu. AMV satın alan, simitçi için teşebbüse geçen Ziraat Bankası örnekleri gösterilerek çözüm arandı. Ancak bütün bunlardan sonra, oda başkanları lütfedip Cuma sabahı ortak açıklamada bulundular.  Açıklamanın aktif etkisi ne olabilir, bekleyip göreceğiz.

Amerika’dan Fransa’ya, Ortadoğu’dan Kanada’ya kadar bir çok ülkeye ihracat yapan, yanılmıyorsam 1500 istihdam kapasiteli bu eşsiz sanayi kuruluşu için giderek yoğunlaşan çabalar nasıl sonuç verir, tahmin edemiyorum.

SENDİKALARIMIZ İÇİN YENİ MİSYON

Bir zamanlar Harb-İş Sendikasının basın danışmanlığı görevini üstlenmiştim. Daha sonraları çalıştığım çok büyük sanayi kurumlarında sendikacılarla ortak mesaim oldu. 1980 İhtilalini yapanlar sendikaların bankalardaki dudak uçuklatan varlıklarını afişe ettiklerinde hepimiz şaşırmıştık. Kuşkum yok, hepsi olmasa bile bazı sendikalarımız bugün de esaslı miktarda paralarını banka hesaplarında değerlendirmektedir. Bu paralar, her ay kesilen aidatla giderek artmakta. Mevcut ekonomik ve siyasi koşullar altında pek grev falan da yok. Diyeceğim şu ki, sendikalardan biri veya bir kaçı, TEMSA ile ilişkileri olsun olmasın, örnek bir yenilikle mevduatlarının bulunduğu banka ya da bankalara baskı yapabilirler. Öyle ki, en azından icra dosyalarını makul bir süre için rafa kaldırtabilirler. O zaman, eldeki 26 Milyon Dolarlık sipariş ve Sayın Karalar’ın girişimiyle belediyelerden gelecek talepler, kurumun elini rahatlatabilir. Sadece Ankara 400’e yakın otobüs alımı için harekete geçmek üzere.

Sendikacılık, eğer ana gaye işçinin refahı için çaba odaklı uğraşlar demeti ise, ki hepsinin de görünen vizyonu ve misyonu bu merkezdedir, işçinin işini kaybetmemesi için de gayret göstermesi, yani, iyi niyetli işletmeyi desteklemesi  yadırganmamalı. Biliyorum, geçmişte bazı genel ve kuruma özel krizlerde, sendikalar, üyelerini belli süreler için işyeri lehine fedakarlık için tazı etmişler ve sonuçta işlerine devam etme olanağını kazandırmışlardı. Seyfi Demirsoy gibi, Halil Tunç gibi sendika büyükleri var mı, yok mu, bilmiyorum. Fakat asgari ücret alanında olsun, EYT alanında olsun, gösterilen çabaları görünce, şimdiki sendikacıların da bu yönde bir teşebbüsü en azından gündeme alabilmeleri beklenebilir. TEMSA’daki dominant sendika yöneticilerinin bu düşüncemi kendi masalarına yatırmaları bile belki ufacık bir ümit ışığını yakabilir. Sendikalardan gelebilecek böylesine “alışılmadık” bir destek, hiç kuşkum yok, bir çok kuruma da örnek olacaktır..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor