TERK ETMEYECEĞİZ!..
CHP’nin 1946 seçimlerine şaibe bulaştırması, Demokrat Parti’nin de 1957 seçimlerinde şaibe karıştırması ile Hükümetlerle-Muhalefet arasındaki gerginlikler artmıştır.
AKP ise 2018 seçimleriyle başlayan (2.5 milyon mühürsüz oyların sayılması, CHP oylarının çöplüklerde bulunması) şaibeler 14 Mayıs 2023 seçimlerinde ittifak partilerinden MHP ve HÜDA-PAR’a bile oy kaydırmalarla devam etmiştir.
2018’de 2.5 milyon mühürsüz oyu saydırarak Cumhurbaşkanlığı’nı kıl payı kazanan AKP Genel Başkanı R.T.Erdoğan; 14 Mayıs 2023’de %49.52 oy alacak ve bu %49.52’yi sandıkları tüm Türkiye’de 3/5 kez saydırarak %51’in üstüne çıkartmayacak ve kabullenecek öyle mi!…
Buna kim inanır!..
Manüplelerle %49.52’ye taşınarak hem zaman kazandırıldı, hem de 2.tur olanağı sağlandı.
AKP ve Genel Başkanı R.T.Erdoğan her seçim çalışmalarında bulunduğu makama yakışmayacak sözler sarf ederek hem gerginlik yaratıyor, hem de toplumu ayrıştırıyor.
Ayrıca tüm seçim kampanyaları boyunca kara çalmaktan imtina etmiyor. Nasıl olsa 1980 faşist darbeden sonra biat ve şükreden bir toplum, sormayan-sorgulamayan-araştırmayan, bu adam söylediyse doğru söylemiştir diyen bir yapı oluştu.
Bu yapı da AKP tabanını oluşturuyor..
Sürekli Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK’nu batırdığını söylüyor. Oysa kendisi tüm ülkeyi iflas ettiridğini kabullenmiyor ve her şeyin güllük gülüstanlık olduğunu söyleyecek kadar toplumla dalga geçiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, SSK Genel Müdürü iken sonradan AKP’den Ankara Milletvekili olan Zekai Özcan SSK yönetim kurulunda bulunmuş. Ayrıca SSK Genel Müdür Yardımcılığı ve SSK genel müdürlüklerinde de bulunmuş.
2022 yılında da Bürokrasi ve Siyaset Dedikleri Hatıralarım kitabını yazmış. Bu kitabın 172.sayfasında SSK’nın nasıl batırıldığını ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun iyi bir genel müdür olduğunu açık açık yazıyor.
Daha bir çok karalama örnekleri verip uzatmak istemiyorum. AKP’li belediyeler tarafından bilbortlara K.Kılıçdaroğlu ile Murat Karayılan’ı aynı karede gösteren afişleri miting alanlarında orkestra şefi gibi eline çubuk alarak halka göstermesi abesle iştigal değil mi?
2.tur seçimleri için vatandaşlara ne için oy vereceği iyi anlatılabilinsin, halk meclis çoğunluğunun verdiği gücün karşısına yine oylarıyla demokrat ve yurtsever bir aday olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı yapabilir.
Cumhurbaşkanlığı gücü Kemal Kılıçdaroğlu’nda olursa; meclis yanlış yaparsa Cumhurbaşkanı düzeltir. Bu nedenle her oy bir damla.. Damlaya damlaya taş bile deliniyor!…
Cumhur İttifakı partilerinin mecliste milletvekili çoğunluğunu ele geçirmesi sisteme gömülmüş bir algı, pusul bir idrak, dağılmış bir dikkat ortamı için de Yüksek Seçim Kurulu tarafından daha ülke genelinde itirazlar bile ele alınmadan oldu bittiye getirildiği şüphesi yaratmadı mı!..
2.Tur Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili olarak AKP reklam panolarına ‘Terk Etmeyeceğiz’ algısını yerleştirmiş…
-Çocuklarımızı terk etmeyeceğiz!..
-Yoksulları terk etmeyeceğiz!..
(Ama yoksulluk arttıkça artıyor)
-Depremzedeleri terk etmeyeceğiz!..
(Oysa depremde 48-72 saat enkazlara bir kepçe-dozer dahi girmedi. Adeta insanlar bilerek-isteyerek ölüme türk edildi.)
-Evsizleri terk etmeyeceğiz!..
-Vs vs. vs. vs. vs.
-Bir tek bulunduğumuz ve oturduğumuz koltukları ‘Terk Etmeyeceğiz”i yazmamışlar.
Ama o algıyı egemen kılarak yurttaşlarının nasıl olsa gitmeyecekler deyip sandığa gitmesini engelleyecekler.. Siyasetin içinde olan herkes bu Terk Etmeyeceğiz sloganının ne demek olduğunu şıp diye anlar.
Vatanını-çocuklarını-torunlarını düşünüyorsan korkma sen yanına ananı da alarak sandığa git…
AKP’nin yaşattığı İstibdat dönemini Cumhuriyet’in aydınlığı ile buluşmak için sandığa git ve oyuna sahip çık!…