TIBBİYELİLERİN VATAN VE HÜRRİYET MÜCADELELERİ (2)

Tıbbiye öğrencileri, okullarının bilimsel ortamlarından fazlasıyla etkilendiler. Akla ve bilime önem verdiler.
Ord.Prof.Dr.Tevfik Sağlam, ‘Nasıl Okudum’ adlı kitabında “Tıbbiyeli Garp ile Şarkın farkını bilen ve geriliğimizin derin acısını duyan insandı. Bu sebepten Tıbbiye Mektebi vatanseverliğin, hürriyet aşkının, şark miskinliğinden kurtulma, ilerleme, bir an önce yüksek medeniyet seviyesine ulaşmış memleketlere yetişme çabasının bir yuvası olmuştu. Abdulhamit, tıbbiyelileri sevmez, onlardan korkar, çekinir ve onlara karşı şiddetli bir baskı yapardı.”
Tıbbiyeliler 19.yüzyılın sonunda devleti kurtarmak için siyasi mücadeleye atıldılar.
Fransız devriminin 100.yılında 1889’da tıbbiye öğrencilerinden İbrahim Temo, İshak Sukuti, Abdullah Cevdet, Çerkez Mehmet Reşit, gizlice İttihad-i Osmani Cemiyeti’ni kurdular.
Cemiyetin kuruluş amacı II.Abdulhamit’in baskı düzenini yıkarak hürriyetin ilan edilmesini sağlamaktı.
İttihad-i Osmani Cemiyeti, İstanbul’daki sivil ve askeri diğer yüksekokul öğrencileri arasında taraflar kazanarak hızla büyüdü. Bu cemiyet daha sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne dönüştü.
Atatürk 1905’de ŞAM’da Tıbbiyeli Dr.Mustafa’nın evinde VATAN VE HÜRRİYET CEMİYETİ’ni kurdu.
II.Abdulhamit istibdadına baş kaldıran 32 tıbbiyeli, II.Abdulhamit tarafından ŞEREF VAPURU’yla Trablusgarp-Fizan’a sürgün edildi.
Toplam 72 kişilik bu sürgündekilere ŞEREF KURBANLARI denildi.
Tıbbiyeliler 1907’de sabahleyin Askeri Tıbbiye’nin koridor pencereleri arasındaki büyük ve geniş çıkıntılara kömürle YAŞASIN HÜRRİYET, ADALET, MÜSAVAT, KAHROLSUN İSTİBDAT, KAHROLSUN ZULÜM yazdılar.
Tıbbiyelilerin başlattıkları hürriyet mücadelesi 1908’de MEŞRUDİYET’in ilanıyla başarıya ulaştı.
22 Aralık 1908’de sürgünden dönen tıbbiyeliler bu sefer Haydarpaşa’da saat kulesine ESİR OLMAZ BU TIBBİYE pankartını astılar.
Tıbbiyeliler, Meşrutiyet döneminde de vatan ve hürriyet mücadelesini sürdürdüler.
1911 ve 1912’de Trablusgarp ve Balkan savaşlarına katıldılar. Bu sırada İslamcılık ve Osmancılık akımlarının işe yaramadığını gören tübbiyeliler Türkçülüğe yöneldiler.
190 askeri tıbbiyelinin imzasıyla 1911’de TÜRK OCAKLARI’nın temeli atıldı. Dr.Reşit Galip’ler bu ocaklarda yetişti.