TOPLUMSAL KÖRLÜK!

Araştırmalar ortada; yarım asırdır Türkiye’de çalışanların gelirlerinde sürekli olarak azalma oluyor.
Buna karşılık işverenlerin hem sayısı hem de kar oranları yükseliyor.
Bu da demek oluyor ki, bizim ülkemizdeki iktidarlar patron seviyor…
Her iktidar döneminde mutlaka çalışanların bazı hakları budanıyor. Ve maalesef çalışan odaklı düşünen iktidarlara hasret kaldı ülkemiz.
Hal böyle olunca da ortaya çıkan fotoğrafa şaşırmamak lazım…
Sadece büyük patronlar değil, üç kişi çalıştıranlar da aynı yolda ilerlemek istiyor.
Bu arada işçinin her türlü hakkını veren, koruyup kollayan patronlar yok değil, tabi ki varlar.
Aslında dikkat çekmek istediğim nokta zihniyet meselesi…
Patron koltuğuna oturunca nasıl bir değişim oluyorsa artık, bir anda çalışanlar köle gibi görülüyor.
Her türlü haksızlığı yapacaksın, uygulamalarınla, davranışlarınla çalışanı yok sayacaksın, sonra hakkını isteyenleri de “kapıyı göstermekle“ tehdit edeceksin.
Ülkemizdeki çalışma hayatı bu denklem üzerine şekillenmiş durumda.
İnsanlar üç kuruş maaşlarla çalıştırılıyorlar ki, ay sonunu getiremesin, işsizlik korkusuyla her türlü baskıya boyun eğsin.
Bir hayli neden var; sendikalar budandı, işsizlik aldı başını gitti, artık insanlar çalışmak için yaşıyor hale getirildi.
Bir nevi toplumsal körlük yaşıyor gibiyiz.
Herkes her şeyi görmezden geliyor, kimsenin gıkı çıkmıyor. Lafa geldi mi bazı patronlar bile “Ya bu maaşlarla insanlar geçinemez diyor”, ay sonu geldi mi çıt yok!
Eee o zaman bu rüzgar, bu hava nedir!
Şimdi seçim geliyor.
İşçiden esmeli mi yel!
Hiç sanmıyorum yine aynı tas aynı hamam olacak.
Yukarıda dedik ya zihniyet meselesi diye, o değişiklik yaşanmalı.
Patronların sağcısı-solcusu olmaz. Onlar artı sermaye birikimini düşünür.
Siz hiç çok fazla kar edip de, “Ya bu sene çok kazandık, biraz da çalışanlarıma dağıtayım“ diyeni gördünüz mü?
Nadiren de olsa “Dostlar alışverişte görsün” misali böyle davrananlar oldu.
Ancak sermayedarların büyük bir bölümü doğal olarak rantını düşünüyor. İşçiler de ay sonunu nasıl getireceğini!