TORPİLLE GAZETECİ OLUNMAZ!

Hayal Park’ta Ekrem Kandemir, Salman Serttepe ve Senai Gedik oturuyorduk..

Milliyet ve Ekspres’te beraber çalıştığımız bir arkadaşımız da geldi..

Sohbet sırasında bir anımı şöyle anlattım;

 “Tüm ısrarlara rağmen Ekspres’ten istifa ettim.. Sonra gazete kurmaya karar verdim.. Merhum Tamer Aral’dan İstanbul’a gitmesini ve iki yazıcı almasını rica ettim..Tamer ile kardeşim birlikte gittiler.. Üç masa, üç sandaya bir de kalıp makinasıyla BÖLGE’yi kurduk.. Baskısını da Türkiye Gazetesi’nde yaptık..Dar olanaklarla çıkardığımız BÖLGE kısa sürede tanınır ve okunur oldu.. Bu arada Ekspres Gazetesi el değiştirdi.. Yanıma merhum Mustafa Gümüşdamla’yı aldım, merhum Alaettin Kutlu’nun evine gittim. Evde daha önce muhasebeye bakan Hikmet Erimhan da vardı.. Kısa sohbetten sonra Alaettin Kutlu’ya “Abi Ekspres’teki yetki ve hisseyle BÖLGE’nin başına geç… Ben gazeteye hiç uğramayım” teklifinde bulundum.. Alaettin abi hiç beklemediğim bir söz söyledi ve dedi ki “Sen önce Selahattin Çolak’tan aldığın petrol istasyonunun hesabını ver…” Şaşırmıştım.. ‘O nereden çıktı’ dedim.. ‘Sen bilirsin’ dedi.. Aradan uzun bir süre geçti.. Teknik eleman olarak görev yapan Ahmet Köse, Alaattin abi rahatsız bir ziyaretine gidelim dedi..  Hemen eve gittik, hastaneye kaldırıldığını söylediler.. Hemen hastaneye gittik, Alaettin Kutlu kızları Güliz ve Filiz’le sedyeyle çıkıyordu.. Beni görünce iki kızını eliyle iterek benim kardeşim gelmiş diyerek elini uzattı.. Filiz babasına sütlaç yedirmek istiyordu, Alaettin abi ‘Sen çekil Nevzat abin yedirsin’ dedi.. O sütlaç bir vedaymış biir gün sonra hayatını kaybetti

Kafama takmıştım.. Selahattin Çolak tarafından verildiği iddia edilen benzin istasyonunu hala bulamadığımı , kim bulursa ona hibe edeceğimi söyledim..Nabız yoklamasını sürdürüyordum..Bulmalıydım bu iftirayı atanı..  Hepsi tepki verdi hayret etti..

Ama Hayal Park’ta Ekrem Kandemir, Salman Serttepe ve Senai Gedik varken bu olayı anlattığımda o arkadaş, ‘Canım gazeteyi nasıl çıkardığın konusunda bir takım şaibeler de var’  dedi..

Suyun Kaldırma Kuvvetini bulan Arşimend gibii BULDUM dedim..

Selahattin Çolak’ın bana petrol istasyonu verdiği iddiasını beraber çalıştığım tüm arkadaşlarımla  paylaşmış, tepkilerini ölçmeye çalışmıştım. Ve hepsi bu yalanı kimin uydurduğunu düşünmeye başlamıştı..

Evet.. Bütün nabız yoklamalarımın sonucunda o lekeyi atanın karşımdaki sohbet ettiğim yıllarca  beraber çalıştığım arkadaşım..

O arkadaş!..Vatani göreve gittiğimde benim yerime vekalet eden arkadaş.. Top sakal bırakıp, puro içmeye başlayan arkadaş.. Benim odamda sohbet için otururken, ‘Beni rahat bırak konsantre olamıyoırum’ diye, bir nevi kendi odamdan kovan arkadaş..

O arkadaş.. Askerlik dönüşü  “Görevden alınması yanlış olur” diye istifa ettiğim, istifamın kabul edilmemesine rağmen direndiğim, en sonunda benden bağımsız serbest muhabir olarak çalışma koşuluyla yeniden göreve başlamayı kabul ettiğim arkadaşım..

Benim yıllardır bulamadığım Selahattin Çolak tarafından verildiği iddia edilen şu Petrol İstasyonunu bul, beraberinde BÖLGE Gazetesi’ni de  sana devredeyim..

Bana “Unut gitsin” diye mesaj atıyor, unutulacak kadar basit mi? Evet, onurlu olmayanlar için basit. Çünkü sen hep birilerinin ricasıyla iş bulmuş adamsın.. Aramızdaki fark bu.. Ben çalıştığım bütün gazetelerden Yeni Adana, Milliyet, Ekspres’ten istifa ederek ayrıldım..

Ben senin gibi teyzenin ricası ile merhum Belediye Başkanı Eğe Bagatur’un aracılığıyla Milliyet’e girmedim, teklif alarak geldim. Herkes Milliyet gibi bir gazetede çalışmak isterken, ben istifa ederek ayrıldım.. Muzaffer Bal (abi) tanıktır..  Muzaffer Bal, Milliyet’in yazı işleri Müdürü olan Hasan Yılmaer’in benimle görüşmek istediğini söyleyerek telefonu verdi.. Yılmaer, istifa etmememi, huzursuz isem İstanbul’da başlayabileceğimi ısrarla istemesine rağmen, “Beni Milliyet’e Alaattin Kutlu aldı.. O neredeyse ben de oradayım” deyip, ilgisine teşekkür ettim..

Ya beyefendi!.. Aramızdaki fark bu.. Ben gece-gündüz çalışırken, haber üstüne haberler atlatırken, Tercüman’dan, Hürriyet’ten maaşımın iki katı verilmek üzere iş teklifi gelirken hepsini reddettim.. SENİN GİBİ TORPİLLE GAZETECİ OLMADIM..

Ama gör, her zaman torpille gazeteci olunmuyor..

Benim gazeteciliğim devam ediyor ya sen!

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor