TRAFİK POLİSİNDEN ÖZEL İSTİRHAMIMIZ

Elbette “Hadi şu bulvarları, caddeleri genişletin” gibi saçma sapan bir sözümüz olmaz, olamaz. Fakat var olanların usulüne göre kullanılması yönünde not düşmemiz, her şeyden önce hemşerilik görevimiz. Dikkat ettim de, en çok Atatürk Bulvarı ile Turgut Özal’da pek sık karşılaştığımız trafik akışındaki darboğazların tek, ama bir tek nedeni var, o da ikinci sıra olarak park etmiş araçlar. Bunu yapan (af edersiniz) densiz, görgüsüz, magandalar nasıl cüret ediyor, nasıl cesaret buluyorsa, pervasızca ikinci sıra yapıp yolu tıkamaktan çekinmiyorlar.

Kesin dille ifade edebilirim; başta bu iki bulvar olmak üzere, günün her saatinde bu muzır tiplerin araçlarıyla karşılaşma olasılığı yüzde 70’in üstünde. Hele hele Atatürk Bulvarında bu oran yüzde 100.

NE VAR, ÖLDÜN MÜ?

Başıma geldi… Atatürk Bulvarında, belediye görevlisinin kontrolündeki yere park etmiştim. Döndüğümde, solumda park etmiş otomobil yolumu kesmişti. O araç çekilmedikçe benim hareket etmem tamamen olanak dışıydı. Bu yaşa gelince insan sabırlı olabiliyor da, böyle manyak-öküz ruhlu figürlerin pervasızlığına tahammül edemiyor. Kendi kendimi sabırla beklemek için ikna etmeye çalışarak yaklaşık on dakika bekledim. İri yarı, zenginliği kılık kıyafetinden belli, tohumluk  hıyar bozuntusu biri geldi. O aracın sürücüymüş. Dayanamadım, “Bey…” dedim, “Burada 10 dakikadır bekliyorum. Hakkın var mı buna? Bak, senin yüzünden trafik de sıkışıyor.” Hiiiç oralı olmadı. Kapıyı açıp o iri cüssesiyle koltuğa sığışmaya çalışırken boğuk bir sesle, “Ne var, Öldün mü?” dedi ve sağ olsun, inat edip daha çok bekletmeden çekti, gitti.

Bu zirzopları hizaya getirmek hiç de zor değil. Trafik görevlileri birkaç hafta devriyeyi özellikle bu ruh tipsizleri için uygularsa, kuşkum yok sorun büyük ölçüde çözülür ve bu kronikleşmiş ciddi fakat üstüne gidilmediğini sandığım, topluma ve trafik görevlilerine karşı saygısızlık azalır.

KALDIRIMDA BELA İÇİN BELEDİYELER

Bir başka maganda saygısızlığı da kaldırımları babasının arazisiymiş gibi kullanıp arabasıyla tıkayanlar. Ayrıca teşhir tezgahı koyanlar, hatta kaldırımın bir bölümünü kapatıp dükkanına katanlar var. Bunlar da belediyelerin ihmalkârlığı ya da kaldırım körlüğüne sığınanların oluşturduğu kent felaketinin failleri oluyor. Bulvarlarda bile, bırakın kaldırımı kapatanları, bir de nizami park edilecek yeri de babasının arazisiymiş gibi flama ve babalarla tıkayanlar var. Bu tür sıkıntıyla en çok Çukurova İlçesinde karşılaşıyorum. Çukurova dediysem, ihmalin ağırlığı, bulvarların sahibi olan Büyükşehir zabıtasıdır. İlçe belediyesinin sorumluluğu altındaki cadde ve sokaklarda yok mu? Var elbette…

Görgüsüzlük veya ahmaklık sonucu kentimizde yaya ve araç trafiğinin akışını engellerken ayrıca çirkinliklere yol açanların dersini vermek biz vatandaşların harcı değil. Biliriz ki, trafik polisinin de, belediyelerin de işi başından aşkındır. Fakat, yine biliriz ki, kronikleşmiş ve ne yazık ki artık kanıksanmış saçmalıklarla mücadele etmenin zamanı gelmiş ve çoktan geçmiştir. İlgili makamlara başvurmak da doğal ve zorunlu görevimizdir.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Spor