Tülay Hatimoğulları: Seçimlerde barışı ve kardeşliği kazanacağız

Halkların Demokratik Partisi (HDP)Adana milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi Tülay Hatimoğulları Oruç, ‘’Türkiye’de, egemen güçler ne zaman sıkışsalar, bir milliyetçilik nutku atarlar. Oysa o milliyetçilik nutkunu atanlar, bu ülkenin gerçek yurtseveri asla olmamışlardır. Gerçek yurtseverler, bu ülkenin Türküyle, Kürdüyle, Arapıyla, Lazıyla, Çerkeziyle, Alevisiyle, Sünnisiyle; yani bütün farklı halkları ve inançlarıyla barış ve kardeşlik içerisinde yaşayabileceğimiz düzene inananlardır’’ dedi.

***

HDPAdana milletvekiliTülay Hatimoğulları Oruç, bütün halkların barış ve kardeşlik içerisinde yaşayacağı bir düzen tesis etmek amacında olduklarını söyledi….

‘’Bölücü ve ayrıştırıcı değil, birleştiriciyiz’’

Röportaj: Yener EKİNCİ

ADANA (BÖLGE) – Halkların Demokratik Partisi (HDP)Adana milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi Tülay Hatimoğulları Oruçile seçmenin merak ettiği konular üzerinden bir röportaj gerçekleştirdik. Yeni dönem adayı Oruç, sorularımıza içten ve samimi cevaplar verdi. İlgiyle okuyacaksınız.  İşte o röportaj;

Seçimlere az bir süre kaldı… Yürüttüğünüz çalışmalar ve kampanyalar hakkında bilgi verir misiniz?

Herkesin bildiği üzere, Halkların Demokratik Partisi (HDP) hakkında açılan bir kapatma davası var. HDP’nin her an kapatılabileceği ihtimali üzerine, kurucu birleşenimiz olan Yeşil Sol Parti çatısı altında seçimlere giriyoruz. En temel çabamızı, Yeşil Sol Parti’nin vatandaşa anlatılması oluşturuyor. HDP’yi herkes biliyor; ancak Yeşil Sol Parti’yi, seçmenler bir seçim partisi olarak yeni duyuyorlar.  O nedenle çok çalışmamız gerektiğinin farkındayız. Bu kapsamda, mahalle, esnaf, pazar yeri gezilerimizde halkla buluşuyoruz. Kadına ve gençlerimize yönelik çeşitli etkinlikleriz oluyor. Adaylar olarak bütün çalışmalara aktif olarak katıldığımız gibi, seçim bürolarımızı ziyarete gelen vatandaşlarımızla da dirsek temasında bulunuyoruz. Mahalle komisyonlarımız da aynı keza, görev alanlarında yoğun olarak faaliyet gösteriyorlar. Girilmedik ev, sıkmadık el ve çalmadık kapı bırakmayana kadar, son güne kadar çalışmalarımız devam edecek.

Yeşil Sol Parti, ağırlıklı olarak hangi seçmen kitlesine hitap ediyor?

HDP’de olduğu gibi bütün Türkiye halklarına hitap ediyor. Kürtlere, Türklere, Arap vatandaşlarımıza, Çerkeslere… Kısacası her kesime…  Ezilenlerin, sömürülenlerin, işçilerin, emekçilerin ve yoksulların haklarını savunuyoruz. Eş temsilden gelen geleneğimiz üzere, kadınlara da ayrı bir önem veriyoruz. Kadına yönelik faaliyetlerimiz, bizim olmazsa olmazlarımız arasında yer almaktadır. Çünkü; partimizin kuruluş amaçlarından biri de kadın hakları mücadelesidir.  Ne yazık ki, mevcut iktidar döneminde, kadına yönelik şiddete dair çok büyük bir artış yaşandı. Kadın cinayetlerinin, yüzde 1400 oranına yükseldiğini ve bu payın önemli bir kısmını da Adana’nın oluşturduğunu görüyoruz. İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddete karşı mücadele anlamında çok önemli yer tutarken, AKP iktidarı bu sözleşmeden geri çekildi. Cumhur İttifakı, şimdi ise 6284 Sayılı Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Yasası’nı kaldırma vaadiyle, bünyesine yeni bileşenler aldı. Bu pazarlık, açıkça ve kamuoyunun gözü önünde yapıldı. Bunun yanı sıra; işsizlik, yoksulluk ve hayat pahalılığından dolayı da gençlerimiz geleceğe karamsar bakmaktadırlar. Üniversite mezunu gençlerimizin atanmasıyla ilgili çok ciddi problemler yaşanıyor. Mülakatlarda ise mesleki yeterlilikten ziyade, AKP’lilik testi yapılıyor. Mülakatlarla, yandaşlarını atıyorlar. Mesela, Tıp Fakültesi öğrencilerimiz; Almanca, Fransızca gibi dil dersleri alıyor ve mezun olduktan sonra Avrupa’ya gidiyor. Böyle devam ederse, yakın gelecekte Türkiye doktorsuz kalacak. Beyin göçünü engellemek adına, temel politikalarımızı yürüteceğiz yeni dönemde. Hedef kitlelerimizden biri olan gençlerimizden 6 milyonu, bu seçimlerde oy kullanacak ve ülkenin kaderini belirleyecek. Ülkenin temel hak ve özgürlükleri kapsamında mücadele yürüten her bir birey, gençlerimiz ve kadınlarımızda olduğu gibi bizim seçmen kitlemizi oluşturmaktadır.  Seçimde ve seçim sonrasında, bütün bu saydığım kitlelerle ortak mücadele yürüteceğiz.

Millet İttifakı’nın iktidara gelmesi durumunda, TBMM çatısı altında parti programlarınızı uygulayabileceğiniz bir kabiliyete kavuşacağınızı düşünüyor musunuz?

Siyasal programımızın asgari düzeyde hayat bulabilmesi için buna kavuşmak zorundayız. Mevcut muhalefetin geneli açısından söylemem gerekirse, parlamento çoğunluluğu elde etmek gerekiyor. Bugün, muhalefetin en temel vaatlerinden biri de, parlamenter sisteme dönüştür. Yeşil Sol Parti ise bunu bir ‘’demokratik parlamenter sistem’’ olarak tarif ediyor. Ülkenin kronikleşen ve temel sorunlarının çözümü için muhalefetin bir araya gelmesi şarttır. Eğitim ve sağlık hizmetlerinin kamu tarafından karşılanması, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözümlenmesi, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, tarıma yatırım yapılması, yoksulluğun sonra ermesi ve bunlar gibi sıralayabileceğimiz pek çok konuda, ortak kararlar alınması için uygun zemin oluşması adına mevcut muhalefetin parlamento çoğunluğunu elde etmesi gerekiyor. Çok ciddi bir yasama faaliyeti bizi bekliyor. Çünkü; AKP iktidarı, yasaların büyük bölümünü yandaş sermayeye hizmet edecek şekilde değişime uğrattı.

Muhalefet olarak, TBMM’de çoğunluğu sağlayabileceğinizi düşünüyor musunuz?

Başarabilme oranı çok yüksek durumda. Bugün, AKP iktidarına da Başkanlık sistemine de toplumda çok büyük tepkiler var. İşsizlik, yoksulluk ve hayat pahalılığı tepkilerin temelini oluşturuyor. Geçmişte, AKP’ye oy vermiş olanlara dahi bugün isyan ediyorlar. Özellikle, seçim çalışmaları kapsamında gezdiğimiz semt pazarlarında, insanların serzenişleri ve feryatlarıyla karşılaşıyoruz. İnsanlar, faturalarını ödeyemeyecek hale geldiler. Ayrıca, ne dindar kesim ne seküler kesim kendini artık rahat göremiyor. Özgürlüklere de çok büyük darbeler vuruldu. Kendini rahat hisseden tek bir kesim var; o da yandaşlar…. Geri kalan herkes bu iktidardan bu sistemden ve bu rejimden rahatsız… AKP de, toplumdaki bu değişim talebinin farkında. O nedenle, bir muhalefet partisi diliyle siyaset yapıyor. Bu da yurttaşın gözünden kaçmıyor. Yurttaş buna kanmıyor. Anketler de bunun kanıtıdır.

Millet İttifakı’nın iktidara gelmesi durumunda, Türkiye’nin bölüneceğine dair söylemlerde bulunuluyor. Sizlerin böyle bir amacı var mı? 

Türkiye halklarının kesinlikle böyle bir endişesi olmamalı. Bölünme hezeyanını, mevcut iktidar oy toplayabilmek adına yaratmaya çalışıyor. Türkiye’de, egemen güçler ne zaman sıkışsalar, bir milliyetçilik nutku atarlar. Oysa o milliyetçilik nutkunu atanlar, bu ülkenin gerçek yurtseveri asla olmamışlardır. Gerçek yurtseverler, bu ülkenin Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Lazıyla, Çerkesiyle, Alevisiyle, Sünnisiyle; yani bütün farklı halkları ve inançlarıyla barış ve kardeşlik içerisinde yaşayabileceğimiz düzene inananlardır. Eşit yurttaşlık düzeyinde, bu ülkede bir hukuk tesis edilmiş olsaydı, bu ülkede halklar sorunu olmayacaktı. Ne yazık ki, şu an halklar sorunu var. Bazı halklar kendilerini eşit hissetmiyor. AKP iktidarının sahte milliyetçilik pompalamasına, gerçek yurtseverler izin vermemeli. Herkes şunu iyi bilsin ki, bu ülkenin bölünmesini hiç kimse istemiyor. Bu zamana kadar halk ayrımcılığını, insanları kutuplaştırmayı ve bölmeyi en fazla AKP yaptı… Bu konuda mutlaka hesap vermeliler. Biz, 72 milletin bir arada yaşayabildiği, halklar ve inançlar bakımından Dünya’nın en zengin ülkelerinden biriyiz. Herkesin bu ülkede kendi rengiyle yaşaması, bir çiçek bahçesi ile eşdeğerdir. Biz bunu yaratabiliriz. Zaten halklar nezdinde, kardeşçe yaşamamız için bir problem görünmüyor. Sadece siyasiler bunu kullanarak, toplumu arkasına dizmek istiyor. HDP ve Yeşil Sol Partisi çatısı altında siyaset yapan bütün bireyler yurtseverdir. Hiç birinin, Türkiye’nin bölünmesi ile ilgili bir çabası, bir hayali ve arzusu bulunmamaktadır.

Seçim çalışmaları kapsamında gittiğiniz yerlerde, hiç olumsuz tepkilerle karşılaştığınız oldu mu?

Gittiğimiz her yerde insanlar bizlere kucak açıyor ve sevgiyle karşılıyor. Çünkü, toplum bu yaşatılan ayrıştırmanın farkında…  Bize oy vermeyecek olan insanlar bile pozitif davranışlar sergiliyorlar. Bir Karataş ziyaretimizde, kaldırımda yürürken karşılaştığımız bir vatandaş, ‘’Bugüne kadar fanatik bir AKP’liydim. Çalışmalarında da yer aldım; ama bu seçimde oyumu size vereceğim. AKP’nin yarattığı travmaları toplum olarak bizlerin düzeltmesi lazım’’ dedi. Buna benzer örneklerle karşılaşıyoruz.

Seçim güvenliğiyle ilgili endişeleriniz var mı?

AKP iktidarında seçim güvenliğinden bahsetmek zor… Vatandaşlar da aynı endişeyi yaşıyorlar. Sandık oyunlarına karşı tecrübeliyiz ve muhalefet olarak önlemler alıyoruz.  Tecrübemizin en bariz örneği İstanbul seçimlerinde kendini gösterdi. Alınan önlemler sayesinde İstanbul’u kazanamadılar. Bütün muhalefet partileri, sandıklara sahip çıkacaklardır.

Cumhur ittifakı’nın ya da Millet İttifakı’nın veya dahil olduğunuz Emek ve Özgürlük İttifakı’nın kazanması durumunda nasıl bir Türkiye bizi bekliyor?

Cumhur İttifakı yeniden iktidara gelirse, Türkiye için bir felaket olur. Sorunlar derinleşir. Yoksulluk, işsizlik ve kadına yönelik şiddet artacak. Türkiye’yi Afganistan’a benzetmek istiyorlar zaten. Kadınları eve kapatacaklar. Gençler daha çok göç edecek. Pırıl pırıl beyinler gidip Avrupa’ya hizmet edecekler. Yargı tamamen iktidarın elinde sopaya dönüşecek. Bir twet ile ağzını açanı içeriye atacaklar. Depremzedelerin yaraları sarılmayacak. Millet İttifakı’nın ya daEmek ve Özgürlük İttifakı’nın kazanması ise demokrasi ve barış içerisinde bütün sorunların çözülebilmesi için bir fırsat demektir.

Adana’nın mevcut sorunlarına, yeni dönemde nasıl bir yaklaşımda bulunacaksınız? 

Adana eskiden bir sanayi bölgesiydi ve işçi göçü alırdı. Şimdi ise göç veren bir şehir durumuna geriledi. Tarımda büyük gelir kayıpları yaşamaya başladı; ancak tarım halen Adana için çok önemli. AKP iktidarının ülke genelinde uyguladığı tarımı bitirme politikalarından Adana’da da büyük oranda nasibini aldı maalesef… Mazot, gübre, tohum ve bütün giderler çok pahalı. Ürünleri satmaya gelince de ortada bir kar kalmıyor. Ben aynı zamanda, TBMM’nin Dışişleri Komisyonu üyesiyim. Bizim önümüze gelen, çeşitli uluslararası anlaşmalar oluyor. Bu anlaşmaların birçoğu; tohum, buğday ve hububat ithal etmek ve çeşitli kotalar koymak üzerine yapılıyor. Bu ithalatları da yandaş firmalar üzerinden gerçekleştiriyorlar. Toplumun çoğu bunu bilmiyor. Yerli ve milliyi bırakıp bizi yabancı sermayeye mahkum ettiler. Tarım, ülkemiz için stratejik bir öneme sahip… Ülke yönetiminde söz sahibi olmamız durumunda; uygulayacağımız politikalarla tarımı ayağa kaldıracağız. Adana’nın en temel sorunlarından biri de hava kirliği… Bunun yanı sıra; toplanan çöpler ayrıştırma ve geri dönüşüm sistemine tabi olmadığı için doğayı kirleten bir maddeye dönüşüyor. Ve Türkiye, geri dönüştürmek için dışarıdan çöp ithal ediyor. İthal çöp de en çok Adana’ya geliyor.  Kullanılanlar kullanılıyor ve kalanları da doğaya bırakılıyor. Bu da çok büyük bir çevre kirliliğine, ekolojik yıkıma sebep oluyor. Bir diğer sorun ise Adana’ya 15 adet kömür santralinin kurulması planı… Bunun yerine, temiz ve yenilenebilir bir enerji projesi geliştirilmesi lazım. Son olarak, Şakirpaşa Havalimanı’nın kapatılmak istenmesi büyük bir gaflettir. Buna kesinlikle karşıyız. İhtiyaç olmadığı halde, havalimanlarını yıkıp yenilerini yaptılar. Bundan da, 5’li çete denilen yandaşlar faydalandı.  İstanbul Atatürk Havalimanı’nı kapatıp yerine en hantal, en masraflı ve işlevsiz havalimanını yaptılar. Bir şey çok büyük olunca işlevli olacak anlamına gelmiyor. Aynı durum Şehir Hastaneleri için de geçerli. Dev hastanelere Türk Tabipler Birliği itiraz etti. Bu hastanelerde hem hijyen sağlamak çok zor, hem hastanın konforu bozuluyor. Hasta kişi, kan tahlili vermek için en az 10 dakika hasta haliyle yürümek zorunda kalıyor. Adana Şehir Hastanesi’nin konumu da merkezi bir yerde değil. Karataş’tan bir hasta yetiştirilmek istense yolda hayatını kaybeder. Bu nedenle, her ilçenin kendisine yetecek düzeyde tam teşekküllü  hastanesi olması lazım.

Bu sohbetin gerçekleşmesine zaman ayırdığınız için teşekkür ederim

Ben teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor