Türkiye’de sağlıklı yaşlanmayı destekleyen modeller geliştirilmeli
Solunum Derneği TÜSAD, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla bir açıklama yaparak, yaşlanmanın doğal bir süreç olduğunu, önemli olanın bireylerin sağlıklı yaş almasını sağlamak olduğunu hatırlattı. Türkiye’de yaşlı nüfusun 8 milyon 245 bine ulaştığını, 2050’de ise nüfusun yüzde 16,3’ünün yaşlı olacağını aktaran TÜSAD Geriatri Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Serap Duru, “Hedef yaşlanma ile ortaya çıkacak sorunlardan koruyacak ve bireyleri hayata dahil edecek modeller geliştirmek olmalı” dedi.
HABER: AYŞE TOPAK
ADANA (BÖLGE)-Dünya yaşlı nüfusu doğurganlık oranının düşmeye ve ortalama yaşam süresinin yükselmesi gibi nedenlerle istikrarlı olarak artıyor. Günümüzde dünya yaşlı nüfusun 780 milyona yaklaştığı tahmin ediliyor. 2050 yılında dünya genelinde 65 yaş üstü bireylerin 1,5 milyara ulaşması ve nüfusun yüzde 22’sini oluşturması bekleniyor. Yaşlı bireylerin sağlık ve sosyal hayatla ilgili haklarına dikkat çekmek amacıyla ilan edilen 1 Ekim tarihi Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Geriatri Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Serap Duru, “Yaşlanma doğal bir süreç. Hedefimiz; bireylerin sağlıklı yaşlanmalarını sağlamak, yaş alan bireyleri hayatın içinde aktif tutmak ve yaşlanma ile ortaya çıkabilecek olan sağlık sorunlarından başarılı şekilde korunmalarını sağlamak olmalı” hatırlatmasını yaptı.
İLERİ YAŞTA SOLUNUM FİZYOLOJİSİ DEĞİŞİYOR
Duru, yaşlılığın canlı yaşamının doğal bir süreci olduğunu, ancak tüm organ sistemleriyle birlikte solunumda da birçok biyolojik ve fizyolojik değişiklik oluştuğunu vurgulayarak, bu süreci şöyle özetledi: “Yaşlanmada solunum fonksiyon parametrelerinde ve solunum kas gücünde azalma beklenen durumlar. Yaş ilerledikçe doğal ve kazanılmış immün yanıt değişir, immün sistemin fonksiyonları azalır. Enfeksiyon, malignite ve otoimmüniteye duyarlılık artar, aşıya yanıt düşer ve yara iyileşmesi bozulur. Belirli moleküler ve hücresel değişiklikler de ortaya çıkar. Kısalmış telomerler, artmış DNA hasarı, oksidatif stres, kök hücrelerde bozukluklar oluşur. Çevresel maruziyetler de akciğerlerde hasarını artıran etmenler.”
TÜRKİYE’DE YAŞLI NÜFUS GİDEREK ARTIYOR
Türkiye’de 65 yaş üstü bireylerin yaşam süresinin ortalama 18 yıla kadar uzadığını belirten Duru, ülkemizdeki yaşlı nüfusun durumuna dair şu bilgileri paylaştı: “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de yaşlı nüfus son beş yılda yüzde 24 artarak 2021 yılında 8 milyon 245 bine ulaştı. Yaşlı birey sayısının toplam nüfus içindeki oranı ise yüzde 9,7. Bu oranın 2025 yılında yüzde 11, 2040 yılında yüzde 16,3 olması bekleniyor. Türkiye’de her 5 yaşlıdan biri tek başına yaşıyor, yaklaşık her 4 haneden birinde en az bir yaşlı birey bulunuyor. Ülkemizde yaşlılarımız için sağlık hizmeti veren geriatri merkezleri ve yaşlı bakım evlerinin sayısı da giderek artıyor.”
YAŞLANMA DOĞAL, DESTEKLEYİCİ MODELLER ŞART
Yaşın ilerlemesini durdurmanın mümkün olmadığını, ancak sağlıklı yaşlanma için düzenlemeler yapılması gerektiğini ifade eden Duru, bu konudaki ihtiyaçları ve çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı: “Yaşlanmayla birlikte meydana gelen fiziksel değişikliklerin sonucu olarak akut ve kronik hastalıkların ortaya çıkması, bireysellikleri, özgüvenleri ve bağımsızlıklarının azalması hayatlarında kısıtlamalara neden olur. Daha sağlıklı bir yaşlanma süreci için artan yaşlı nüfusun solunum sistemi de dahil tüm sistem hastalıklarına cevap verebilecek yeni hizmet modellerinin geliştirilmesi şart. Yaşlı bireyin yakınlarının geriatrik hastayla yaşama konusunda eğitilmesi, bilinçlendirilmesi, danışmanlık ve destek hizmetleri artırılmasına ihtiyaç var.”