Türktekin: Katiller aramızda dolaşıyor
(HABER MERKEZİ)-Türk Kadınlar Konseyi Derneği Adana Şube Başkanı Av. Meryem Türktekin, ‘Tecavüz ve taciz sonucu vahşice katledilmiş kız çocuklarımızın faili meçhul dosyalarının aydınlığa kavuşturulmasını, zamanaşımına uğratılmamasını istiyoruz.’dedi.
‘KATİLLERİ ARAMIZDA DOLAŞIYOR OLABİLİR’
Çağla Tualtay; 5 Haziran 2000’de okuldan eve döndü, boğazı kesilerek öldürüldü. Hande Çinkitaş; 4 Ocak 2001’de evde tecavüz edilip, boğazı kesilip, bıçaklanarak öldürüldü. Gizem Sel; 26 Kasım 2003’te bayram ziyaretine gitti. Tecavüz edilip, boğularak öldürülmüş halde bulundu. Damla Çelik; bir bayram günü 2 Şubat 2004’te Avcılar’da tecavüze uğradı, iple boğularak öldürülmüş halde cesedi yolda bulundu. Nigar Kevser Şahin; 26 Mart 2006’da arkadaşına gitti, yakılarak öldürülmüş halde, cesedi bir çöp konteynırında bulundu. Öldürüldükleri tarihte; Gizem henüz 10 yaşında, Hande, Nigar ve Damla 12 yaşında, Çağla ise 15 yaşında idi.
‘ÇAĞLA’NIN DOSYASI ZAMANAŞIMINA UĞRAMASIN’
Çağla Tuğaltay dosyasında bu hafta zamanaşımı süresi doldu gerekçesiyle kapatma kararı verilebileceğini söyleyen Av. Türktekin ‘Kadına şiddetle, işlenen cinayet dosyalarında; ya zamanaşımı gerekçesiyle kapatma kararı verilmeyeceği yasalaştırılmalı ya da bu tür dosyalarda şüpheli olabileceği düşünülen herkesin Cumhuriyet Savcısı huzurunda ifadesi alınmalı’ dedi. Türktekin, ‘En azından böylece 20 yıl sona ermeden failin ifadesi alınabilirse, zamanaşımı süresi kesilmiş olacağından 30 yıla çıkacaktır.’ dedi.
Çağla ile aynı acı kaderi paylaşan, vahşetle katledilen diğer kızlarımızın dosyalarının da akıbeti aynı olmasın diye uyarıda bulunan Türktekin, ‘Bu dosyalarda zamanaşımı nedeniyle takipsizlik kararı verilmesi kamu vicdanı sızlatır; zira bu tür vahşet olaylarında, ateş sadece düştüğü yeri yakmaz, tüm toplumu yakar, bu dosyalar toplumsal travmalara ve toplumsal davranış değişikliklerine neden olmuş önemli dosyalardır, zamanaşımına uğratılmaması gerekir.” dedi.
‘FAİLLERE CEZASIZLIK ZIRHI TANINMASIN’
Eskiden çocuklarımızı mahallede yalnız kalmış herkese yardıma gönderebilirken, artık yakın komşularımıza ve akrabalarımıza bile gönderemeyen bir topluma dönüştüğümüze dikkat çeken Türktekin, ‘Ülkemizde kadına şiddetin, ağır insan hakları ihlali boyutuna ulaştığını, şiddet mağduru bir çok kadının, şikayet etmesine rağmen kısa süre içerisinde yeterli ve gerekli tedbirler alınamadığı için korunamadığını’ ifade etti.
Av. Meryem Türktekin, ceza kanunlarında bu suçlar yönünden de zamanaşımı süreleri öngörülmüş ise de, AHİM kararları dikkate alınarak bu sürelerin faillere cezasızlık zırhı tanınmayacak şekilde uygulanması gerektiğini belirtti. Türktekin, ‘Bu dosyalardaki tüm deliller, günümüz teknolojik koşullarında yeniden incelenip değerlendirilmeli, bu dosyalar zamanaşımına uğratılmamalı.’ dedi. Av. Türktekin, ‘AHİM kararlarını dikkate aldığımızda da, iç hukukta düzenlenen zamanaşımı kurallarının mutlak olarak uygulanmamasının AİHS’in 7. Md.’sini ve zamanaşımı ile ilgili mevzuat hükümlerinin ruhunu ihlal etmediğini görmekteyiz. Zira, salt bedenin bulunmuş olması eylemin tamamlandığı ve zamanaşımı süresinin başlatılması gerektiği anlamında yorumlanmamalı; kişinin nerede, nasıl, kimler tarafından, kimlerin verdiği emir ve talimatlar çerçevesinde öldürüldüğünün de bilinmesi gerekir.’ dedi.