ULU ÖNDER KURTULUŞTAN SONRA İLK KEZ 99 YIL ÖNCE BUGÜN GELDİ

BİRİNCİ BÖLÜM

Yetmişli, yıllarda roman ve film dünyasını hortlaklar, vampirler basmıştı. Hemen herkes insanların nasıl vampirleştiğini, ölülerin nasıl hortladığını bir güzel bellemişti o zamanlar. Cümbür-cemaat öğrenmiştik; canlı ölülerin iki korkusu var  Öncelikle ışıktan korkarlar. Fakat asıl baş belaları bildiğimiz haç. Hani şu kiliselerde ve papazın, rahibenin boynunda görülebilen haçlar var ya, onlar.

Bir filmde görmüştüm, son derece azılı bir vampir, her türlü silahı alt ettikten sonra cesur bir papazın gözüne soktuğu haç karşısında perme-perişan olmuş ve ancak o zaman kazığı kalbine yemişti. Film icabı da olsa demem o ki, vampirler ve hortlaklar haç gördüğünde titrerler, ürkerler, korkarlar, irkilirler…

Bizzat tanık oldum; bazı bir acınası insan cinsi var ki, “Atatürk” ismini duydukları ya da resmini gördükleri an tıpkı haç görmüş vampir gibi irkiliyor ve korkuyorlar. Vatandaşlar arasında ayırımcılığa karşı da olsam uyarmalıyım; Atatürk’ten irkilme rahatsızlığı çekenler bu satırdan sonrasını okumasın. Okurlarsa, çok fena kaşıntıya tutulurlar çünkü.

Bu gün, Ulu Önder’in Adana’ya ilk geliş yıldönümü kutlanacak. Doğrudur, Ulu Önderimiz, Kurtuluş sonrası Devlet Reisi olarak ilk kez 15 Mart 1923 günü Adanamızı onurlandırmıştı. Fakat bu ziyaret Paşa’nın Adana’ya üçüncü gelişi idi.

Askerimizi, dinimizi, imanımızı, kültür ve maddi varlıklarımızı esir alma belgesi olan Mondros Mütarekesi (Silah bırakışması) imza aşamasında iken ordunun terhis süreci ile ilgili planlar da İstanbul’da, Harbiye Nezareti (Savunma Bakanlığı) tarafından hazırlanıyordu. Bu çalışmalara galip devlet temsilcileri nezaret etmekte idi. Dedik ya, her şeyimizle teslim olmuştuk. Mütareke 31 Ekim 1918 gününden geçerli olacaktı. Mustafa Kemal Paşa Suriye’den çekilmek üzere Katma istasyonuna geldiğinde bir telgraf aldı. Yıldırım Orduları Grup Komutanlığını almak üzere Adana’ya gitmesi emredilmişti. Treni bıraktı ve cesur bir karar alarak otomobille Adana’ya geldiğinde 30 Ekim bitmiş, 31 Ekimin ilk saatlerine girilmişti.

O sabah, Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığı görevini, Alman Paşası Liman Von Sanders’ten devraldı. Valizini toplamış olan Sanders’i yolcu eder etmez, kendine tahsis edilen yere dönüp çalışmaya başladı. Kanaat önderleri ve eşrafla sık sık toplantılar yapıyordu. Bir gün  Adana eşrafı, odaya girer girmez, masasına çıkınlar, anahtarlar ve keseler bırakıp şöyle konuştular: “Paşam; bunlar, üstümüzdeki paralarımız, ziynetimiz, kiler, depo ve mağazalarımızın anahtarlarıdır. Hepsi emrinizdedir. Ayrıca, kanımız ve canımızla emrinizdeyiz. Yeter ki, bu aziz toprakları düşman çizmesine çiğnetmeyiniz…”

 Bu teklif, Gazi’yi çok duygulandırmış ve aynı zamanda, halkın vatan sevgisine olan inancını pekiştirmişti. Nitekim, 15 Mart 1923’te, Adana’da Türkocağı’nda gençlerle yaptığı toplantıda mücadele yıllarını özetledikten sonra, “Bende bu vekayi’in ilk his-si teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana’da vücut bulmuştur.” diyerek, Kurtuluş Savaşı ve sonrası ile ilgili olayların ilk düşünsel hareketini Adana’ya bağlamıştı…

Kısacası, şöyle demişti Atatürk: “Kurtuluş Mucizesi, Bağımsız Türkiye ve Büyük Millet Meclisi ile Yönetim Sisteminin kurulması ve çağdaş Yargı sürecine girilmesi gibi olumlu tüm olayların ilham pınarı Adana olmuştur”.

YARIN: ADANA GÜNLERİ

O GÜNÜN GAZETESİ: Paşa, Ankara’dan 13 Mart günü çıktığı Güney Bölgesi Gezisinin ilk durağı olan Adana’ya15 Mart Perşembe sabahı erken saatlerde geldi, Hayat Gazetesim ziyareti birinci sayfanın tamamında değerlendirmişti. Manşette, Kurtarıcının hizmatleri sıralandıktan sonra hürmet ve şükran sözcükleri yer alırken, fotoğrafın üstünde de “Aziz Misafirlerimiz Şehrimizde” başlığı vardı.

YENİCE’DE KARŞILANIYOR: Adana’ya gelirken mahşeri bir kalabalık Yenice İstasyonunda toplanmıştı. Çevre köylüleri de davulcularıyla daha şafak vaktinde toplanmışlardı. Önderi  taşıyan lokomotif istasyona geldiği anda sevinç gösterisi ve alkışlar ovaya dalga dalga yayılmaktaydı. Paşayı bekleyenler arasında, Afrika’da tanıyıp dost olduğu Şeyh Sunusi de bulunuyordu.

 

SONY DSC

TAKLAR: Adana, Kurtarıcısını heyecan içinde beklerken kentin bir çok yerine de, alınlarında “Halaskarımız” yani kurtarıcımız anlamında sözcüklerin yer aldığı selam ve saygı tümceleri yazılıydı. Bu yakta da “Adana Halkı Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı Görmekle Bahtiyardır”         yazılı.

BELEDİYEDE: Paşa Adana’da mahşeri kalabalık tarafından göklerden yansıyan “Yaşa… Var ol Paşa!..” sözleri ve kadınların sevinç zılgıtlarıyla karşılanmış ve buradan da Taşköprü başındaki belediye Binasına gelmişti. Solunda, Nbelediye Başkanı AliMünif Bey (Yeğenağa) görülüyor

EŞİYLE KALDIĞI EV: Atatürk ve eşi Latife Hanım, ilk temaslardan hemen sonra bugün Atatürk Müzesiolarak bilinen evde istirahate çekildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor