Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali Emek Ödülleri verildi
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, “Yaşasın bu ideale emek verenler, yaşasın hayatı kadraja alanlar, yaşasın sinema, yaşasın demokrasi, yaşasın özgürlük, yaşasın emek…”
HABER VE FOTOĞRAFLAR: CANSU ERSOY
ADANA (BÖLGE)-Bu yıl 29.’su düzenlenen Uluslararası Altın Koza Film Festivali’nde ‘Orhan Kemal Emek Ödülleri’ sahipleriyle buluştu. Orhan Kemal Emek Ödülleri’nin sahibi usta oyuncu Zihni Göktay, oyuncu, ve şarkıcı Suzan Kardeş ve Zafer Ayden oldu.
‘Orhan Kemal Emek Ödülleri’ törenine Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Altın Koza Yönetim Kurulu Üyeleri Menderes Samancılar, Nebil Özgentürk, İsmail Timuçin, Hüseyin Orhan, Gökhan Mutluay ve Güven Kıraç katıldı. Ayrıca ödül alan oyuncu Zihni Göktay, oyuncu ve şarkıcı Suzan Kardeş, Zafer Ayden ve birçok isim törene katılanlar arasındaydı. Törene halktan da ilgi yoğun oldu.
“FESTİVALİMİZİ ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ ÇERÇEVESİNDE YÜRÜTECEĞİMİZE ANT İÇTİK”
Bu yıl festivalin 12 Eylül’e denk geldiğini vurgulayarak söze başlayan Festival Yürütme Kurulu Başkanı Menderes Samancılar, “12 Eylül’de ihtilal değil sanat yapmayı şiyar edindik. Bu törenin bugüne gelmesi bir tesadüf tabi. Ama biz festivalimizi özgürlük ve demokrasi çerçevesinde yürüteceğimize ant içtik. Amacımız bu yolun sonuna kadar da beraber yürümek ve sizlerle birlikte olmak. Bu sene çok dostumuzu yitirdik. Bütün arkadaşlarımızı huzurunuzda anıyoruz. Biz bu güzel şehre, Orhan Kemal’in, Muzaffer İzgü’nün, Yaşar Kemal’in, Yılmaz Güney’in şehrine layık olmaya çalışacağız.
“HİÇBİRİNİN YERİ DOLDURULAMAZ.”
Törende konuşma yapan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ise, Atatürk’ün “Efendiler! Hepiniz mebus olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, hatta Reis-i Cumhur olabilirsiniz fakat sanatkar olamazsınız” sözünü hatırlatarak konuşmasına başladı. Başkan Karalar sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Sanattan, demokrasiden, insan haklarından, emekten yana olduğumuzu bu 12 Eylül gününde bir kere daha hatırlatmak isterim. Sinema şehri Adana’nın en önemli festivallerinden biri olan Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’ni bu yıl 29. kez gerçekleştiriyoruz. 1969’da başlayan, zaman zaman ara verilen festivali 3 yıldır pandemiye rağmen coşkulu, sinemaya, Adana’ya, sanatçılarımıza ve sinema kenti Adana’ya yakışır şekilde gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu yıl ve daha önceki yıllarda kaybettiğimiz sinema sanatçılarımızı rahmet ve saygıyla anıyoruz. Hiçbirinin yeri doldurulamaz.”
Karalar, Adana’nın sinema kenti olmasının ve Altın Koza Film Festivali’nin Adana’da gerçekleşmesinin tesadüf olmadığını vurgulayarak “Bizim çocukluğumuzda Adana’da filmler yazlık sinemalarda oynatılırdı. Adana’nın yazlık sinemaları meşhurdur. Adana’nın yazlık sinemalarında oynatılan filmler eğer tutarsa tüm Türkiye’de tutuyordu. Adana’nın böyle bir özelliği vardı. Zaten Adana’nın yetiştirdiği sanatçılardan da bunu görmek mümkün. Daha o günlerde Adana’nın kültür ve sanatta öncü bir kent olacağı belliydi. Tabi ki Adana’nın kültürün, sanatın, bilimin, uygarlığın, demokrasinin kenti olması ve Atatürkçü, Atatürk’e bağlı bir kent olması bizi gururlandırıyor” dedi.
“Altın Koza aynı zamanda Adana’nın da tarihidir. Bugünden geriye her festivalde gösterilen filmlere bakarsak ülkemizin tarihini de okuruz. Bu festival düzenlendiği her yıl birbirinden değerli filmlerle hayatımızı kadraja aldı. Kadrajda bazen yoksulluk, bazen bereketli topraklar oldu, bazen umut, bazen umutsuzluk oldu. Kimi zaman emek sığdı kadraja, kimi zaman eşitlik. Birileri geldiler, en derin şeyleri, mesela sevgiyi hayatın kadrajının dışına çektiler. Ama sinema inatla sevgiyi perdeye taşıdı” diyen Karalar, sözlerine şöyle devam etti, “Bazıları istediler ki hakikat kadrajdan uzak olsun. Sinema izin vermedi, hakikati gösterdi. Bir belediye başkanı olarak benim de görevim kadrajın dışında olanları görüp kadraja almak. Yoksulları, eşitsizliğe, haksızlığa, şiddete uğrayanları, yani gösterilmek istenmeyenleri ve birçoğunu kadrajımıza aldığımız ve onlar için mücadele ettiğimiz sürece mutlu bir ülke olacağız.”
“GÜLEMİYORSUN YA, GÜLMEK BİR HALK GÜLÜYORSA GÜLMEKTİR”
Edip Cansever’in şiirinden bir alıntı yaparak konuşmasını sürdüren Başkan Karalar, ‘Gülemiyorsun ya, gülmek bir halk gülüyorsa gülmektir.’ Halkınız gülmüyorsa siz de gülemezsiniz. Gülemeyenleri kadrajımıza alıp onların derdine derman olabildiğimiz ölçüde başarılı olacağız. Sinema bu tarafıyla da bize yol gösteriyor. Bu yılki film seçkimizi izlediğimizde nereye bakmamız gerektiğini daha iyi anlayacağız” diye belirtti.
“YAŞASIN BU İDEALE EMEK VERENLER, YAŞASIN HAYATI KADRAJA ALANLAR, YAŞASIN SİNEMA, YAŞASIN DEMOKRASİ, YAŞASIN ÖZGÜRLÜK, YAŞASIN EMEK…”
Karalar sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Altın Koza deyince sinemada akla ilk gelen şey emektir. Sinemamıza emek verenleri, emekçileri ödüllendirmeye devam ediyoruz. Adana’mızın çok önemli değeri Orhan Kemal adına verdiğimiz Emek Ödüllerini de bu yıl çok değerli sanatçılarımız Zihni Göktay’a, Suzan Kardeş’e ve Zafer Aydan’a veriyoruz. Sinemamıza ve sanatımıza verdikleri emek için ne kadar teşekkür etsek azdır. Sözlerimin son verirken Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün sinemayla ilgili söylediği sözleri hatırlatmak isterim; ‘Sinema öyle bir keşiftir ki; gün gelecek barutun, elektriğin, kıtaların keşfinden çok, dünya medeniyetinin cephesinin değiştirdiği görülecektir. Sinema dünyanın en uzak uçlarında oturan insanların birbirlerini tanımalarını, sevmelerini temin edecektir.’ Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali işte bu sevgi dolu, insanlık idealinin bir parçasıdır. Yaşasın bu ideale emek verenler, yaşasın hayatı kadraja alanlar, yaşasın sinema, yaşasın demokrasi, yaşasın özgürlük, yaşasın emek…”
“ALTIN KOZA’YA, YAKIŞAN HER TÜRLÜ TARTIŞMALARDAN UZAK, DAHA AÇIK VE ŞEFFAF BİR FİLM FESTİVALİDİR”
Törende konuşma yapan bir diğer isim olan yönetmen Özcan Alper’de şunları dile getirdi:
“Bazı dönemlerde bazı şeylerden en çok etkilenen sanat oluyor. Özellikle son on yıldır başka türkü bir etkilenmenin içinde. Umarım günümüzde var olan korkulardan kurtulup daha özel, daha özgür ve eşit bir sanat yapmak mümkün olur. Çukurova’ya Altın Koza’ya, Yaşar Kemal’e, Orhan Kemal’e yakışan her türlü tartışmalardan uzak, daha açık ve şeffaf bir film festivalidir.”
“BİRÇOK ÖDÜL ALDIM AMA İLK DEFA BİR FİLM FESTİVALİNDEN ÖDÜL ALIYORUM”
Konuşmalardan sonra sıra ödülleri takdim etmeye geldi. İlk olarak ödül almak için sahneye çıkan usta oyuncu Zihni Göktay, ödülünü Adana Büyükşehir Belediye Bakanı Zeydan Karalar’ın elinden aldı. Kısa bir konuşma yapan Göktay, duygularını dile getirdi:
“83 tane oyunda oynadım, her gece heyecanlandım. Ama hiçbirinde bu geceki kadar heyecanlanmadım. Çünkü birçok ödül aldım ama ilk defa bir film festivalinden ödül alıyorum. Benim kadrimi kıymetimi bilen herkese teşekkürü borç biliyorum. Adana benim için çok önemli bir şehir. Yalnız kebabıyla, narenciyesiyle değil; sanatıyla, fikir adamlarıyla, devlet adamlarıyla, sanatçısıyla ünlü bir şehirdir benim içim. 1964 yılında ilk turnemi de Adana’ya yapmıştım. Benim için Adana’nın bir önemi de budur. Ondan sonra da kopamadım ve çok kez geldim. Benim için Kemaller çok önemli; Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Mustafa Kemal… Bu güzel ödül için çok teşekkür ediyorum.”
“TEŞEKKÜR EDERİM BENİ BU AKŞAM GÖRÜNÜR KILDIĞINIZ İÇİN”
İkinci olarak ödül alan Suzan Kardeş’e ise ödülünü, şair ve yazar Ataol Behramoğlu ile Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü verdi. Kardeş, “Ne mutlu buradayım. Mesleğim adına en güzel yerde olduğumu biliyorum. Bana bu ödülü veren ve layık gören herkese teşekkür ediyorum. Lütfen meslek aşkı için setlerde var olmak isteyen, sinemanın her alanında olan, görev alan arkadaşlarımızı, ustalarımızı da görelim. Onlar setlerde görülmek istiyorlar. Onların sırtında ‘usta’ yazsın. Bu benim hayalim. Hepsi çok önemli. Teşekkür ederim beni bu akşam görünür kıldığınız için. Çünkü yok olmak istemiyorum ve camiada var olmak istiyorum” diyerek duygularını dile getirdi.
“EL BİRLİĞİYLE SEVGİYİ, DOSTLUĞU, SANATI, ÖZGÜRLÜĞÜ, CESARETİ YÜKSELTMEK İÇİN İLERİ”
Suzan Kardeş’e ödülünü takdim eden Ataol Behramoğlu’da şunları dile getirdi:
“Bu ödülün Orhan Kemal adına veriliyor olması ödül için ayrı bir değer. Çünkü Orhan Kemal ve Yaşar Kemal bu toprakların en değerli evlatları ve benim ağabeylerimdi. Yılmaz Güney ise benden çok az yaş farkıyla büyüktü. Onları mutlu edecek olan şey 20 yıldır sürmekte olan karanlığın bu ülkenin başından gitmesidir. El birliğiyle sevgiyi, dostluğu, sanatı, özgürlüğü, cesareti yükseltmek için ileri.”
“BU ÖDÜL BENİM ŞAHSIMDA BÜTÜN SİNEMA EMEKÇİLERİNİN KOLLEKTİF EMEĞİNE VERİLMİŞ BİR ÖDÜL”
Son olarak ödül alan Sine Sen’in eski Başkanı ve Sinema Emekçileri Sendikası yönetim kurulunda olan Zafer Aydan ise ödülünü DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun elinden aldı. Aydan, “Bu ödül benim şahsımda bütün sinema emekçilerinin kollektif emeğine verilmiş bir ödül. Bütün sinema emekçileri adına herkese teşekkür ederim. Bu ödülü, sette, setten eve dönerken hayatını kaybeden set emekçilerine, iş cinayetinde yitirdiğimiz emekçi kardeşlerime ve insanca mücadele için hayatını veren yoldaşlarımız için alıyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Ödül töreni Çukurova Symphonic Project ve Zuhal Olcay konseri ile son buldu.