HABER: YENER EKİNCİ
ADANA (BÖLGE)-Geçtiğimiz günlerde ülkemizin en çok üyeye sahip derneği olan Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Adana Şube Başkanlığına seçilen Ali Vuranay yaptığı yazılı açıklamada; Bankada parası olana yapılacak kur desteğinin zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul hale getireceğini belirterek “emekliler başta olmak üzere dar ve sabit gelirli kesime yapılacak her türlü destek piyasalara yapılan destektir ve doğrudan ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır” dedi.
“Emeklilik yaşlı kesime sağlanmış bir lütuf değildir. Emeklilik; hayatının en güzel ve en verimli yıllarını bu ülkeye hizmet etmeye adamış, en genci ortalama otuz yıllık iş tecrübesine ve en az elli yıllık hayat tecrübesine sahip olan eli nasırlı, ağzı dualı, yüzü nurlu, platin saçlı, hepimizin annesi, babası hanımefendiler ve beyefendilere tanınan Anayasal bir haktır, dahası uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınmıştır” diyen Vuranay; Emeklilere ödenen emekli aylıklarının miktarı da insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşamaya elverişli olması Anayasal bir zorunluluk olduğunu dile getirdi.
Asgari ücrete yapılan yüzde elli oranındaki artışın emeklileri de umutlandırdığını ifade eden Vuranay; “Türk Lirasına değer kazandıracak her türlü adımı koşulsuz desteklemekle birlikte Derneğimizin “yaşam ustası” olarak adlandırdığı emekliler olarak; İktidar mensuplarının bizlerin hayat tecrübesine güvenmesi ve naçizane önerilerimizi dikkate almasını bekliyoruz” dedi.
Ülke kaynaklarımızın bankada parası olana kur güvencesi olarak aktarılması yerine, emekliler başta olmak üzere dar ve sabit gelirli kesimin alım gücünün arttırılması gerektiğini ifade eden Vuranay; Kur güvencesi yerine emekliler ile dar ve sabit gelirli kesimin alım gücünün arttırılması halinde sadece dar ve sabit gelirli kesimler değil, mahalle bakkalı, kasabı, manavı, çiftçi Hasan dayısı, sütçü Fatma ninesinin yanı sıra tüccarı, esnafı sanayicisi topyekün desteklenmiş olacağı ve ekonomimize yeniden bir ivme kazandırılacağı kanaatindeyiz. Kaldı ki Türk örf ve adetlerine göre emekliler üzerlerine aldıkları ana-babalık görevlerini çocukları reşit olana kadar değil ömür boyu sürdürmektedir. Dolayısıyla; emeklilere yapılacak her türlü iyileştirme emeklilerin dar gelirli çocuklarının hatta torunların bile aile yapısına olumlu katkılar sağlayacak, Türk aile yapısına sosyal bir destek olacaktır” dedi.
En düşük emekli aylığının Bin 500 Liraya yükseltilmesinin üzerinden 21 Aylık süre geçtiğini hatırlatan Ali Vuranay; “Aradan geçen neredeyse iki yıllık süre içerisinde en düşük emekli aylığı olan Bin 500 Liraya tek kuruşluk bile artış yapılmamış olması hakkaniyetten uzaktır ve hiçbir ekonomik modelle bağdaşmamaktadır. Örneğin 21 ay önce Bin 500 Liralık emekli aylığı ile yaklaşık 250 Litre Ayçiçek yağı alınabilmekte iken bugün sadece 50 Litre alınabilmektedir. Yine aynı dönemde en düşük emekli aylığı ile daha önce yaklaşık 60 Kg. beyaz peynir alınabilmekte iken bugün sadece 25 Kg. alınabilmektedir. Durumun vehameti ortadadır. Emekli aylıkları emeklilerin gıda harcamalarını bile karşılamaktan uzaktır” dedi.
Yıllarca bu ülkeye hizmet etmiş ve hayatlarının son demini yaşayan emekliler olarak ekonomiyi düzeltmek için ‘simit yemeyi göze alan’ (!) sanatçılarla aynı ülkede yaşıyoruz. Bizler emekliler olarak bir simit parası kadar bile harçlık veremediğimiz torunlarımızdan utanır hale geldik. Biz pazar artıkları toplarken, ucuz ekmek kuyruklarında sıra beklerken hatırlanmak istemiyoruz diyen TÜED Adana Şube Başkanı Ali Vuranay; açıklamasının sonunda emeklilerin taleplerini şöyle sıraladı.
EMEKLİNİN, İNTİBAK SORUNU BİR AN EVVEL ÇÖZÜLMELİ
2000 Yılı öncesinde emekli olanlara yapıldığı gibi, 2000 Yılı ve sonrasında emekli olanlara da intibak düzenlemesi yapılmalı, 2000 Yılı ve sonrasında emekli olanların emekli aylıklarını düşüren, “emekli aylığı hesaplama karma sistemi” aylıklar arasında eşitsizliği artırdığından çalışılan her yıl emekli aylıklarını düşüren “karma sistemden” vazgeçilmeli ve çalışılan dönemler için “tek bir aylık hesaplama sistemi” getirilmelidir.
TÜİK’İN HAYALİNDEKİ TÜFE ORANI YERİNE OBJEKTİF BİR ŞEKİLDE HESAPLANAN MAAŞ ARTIŞI YAPILMALI.
Aylıkları düşük olan emeklileri daha yakıcı bir şekilde etkileyen TÜİK’in hayalindeki TÜFE oranına endeksli maaş zamları bütün emeklileri mağdur eden bir sisteme dönüştüğünden, 5510 sayılı Kanunun 55. maddesi değiştirilerek en fazla üyeye sahip dernek olan TÜED, sosyal taraf olarak pazarlık masasında yerini almalı ve emeklilere piyasa verileriyle bağdaşır, objektif bir şekilde hesaplanan maaş artışları yapılmalıdır.
EKONOMİK BÜYÜMEDEN REFAH PAYI VERİLMELİ
Emeklilere maaş artışlarının yanı sıra ekonomik büyümeden “refah payı” verilmelidir.
EMEKLİ, NORM VE STANDART BİRLİĞİNE KAVUŞTURULMALI
Emekli aylıklarında, sosyal ödemelerinde norm ve standart birliğinin sağlanması için 506 Sayılı Kanun döneminde olduğu gibi gösterge sistemine geçilmeli ve aylık bağlama oranı (ABO) alt sınırı Yüzde 70 olarak belirlenmelidir.
EK ÖDEME ORANLARI YÜKSELTİLMELİ
Vergi iadesinin yerine getirilen yüzde 4-5 arasında değişen ek ödeme yüzdeleri, emeklilerin gıda, sağlık, giyim, haberleşme, ulaşım, aydınlatma, su, ısıtma ve barınma gibi zorunlu temel ihtiyaçlarında uygulanan KDV ve ÖTV oranları esas alınarak, Yüzde 8-10 oranlarına yükseltilmelidir.
EMEKLİYE, KATKI PAYI MUAFİYETİ GETİRİLMELİ
Emeklilerimizin ödemiş oldukları katkı payları, emeklilerimizin ödeme gücünü aşmıştır. Çalıştığı dönemlerde yüzde 12 sağlık primi ödeyen emeklilerimiz, sağlık hizmeti aldığında çeşitli adlar altında kesilen katkı paylarından muaf tutulmalıdır.
BAYRAM İKRAMİYELERİ, TÜFE’YE ENDEKSLENMELİ
Emeklilere ödenen bayram ikramiyeleri günün koşullarında yetersiz kalmaktadır. İkramiyeler serbest piyasa verilerine paralel olarak objektif bir şekilde belirlenen enflasyona endekslenmelidir.
AİLE YARDIMI YAPILMALI
Çalışırken ödenen ve emekli olunca kesilen aile yardımının emeklilik döneminde de devam etmesini sağlayacak mevzuat değişikliklerine gidilmelidir.
PROMOSYON İYİLEŞTİRİLMELİ
Günümüzde yetersiz kalan banka promosyon ödemelerin üç yıllık yerine bir veya iki yıllık periyotlarda alınabilmesi ve u şekilde bankalar arası rekabet ortamı oluşturularak günün koşullarına göre güncellenmesi ve hakkaniyetli bir artış yapılması için yasal düzenleme yapılmalıdır.
