YAMAN: SİYASİ İRADE ÇOK SESLİLİĞİN ÜSTÜNE KARA BİR ÖRTÜ ÖRTMÜŞTÜR

(HABER MERKEZİ)-24-26 Haziran 2022 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirilen Türk Tabipleri Birliği 74.Büyük Kongresi’nin açılışına Türk Diş Hekimleri Birliği Genel Başkanvekili Hasan Yaman da katıldı.
Hasan Yaman burada yaptığı konuşmada; Anayasa ve örgütlenmeye dayanak teşkil eden Kanunların, Meslek Birliklerine kamu adına görev yapma, görev yaparken de yetki kullanma gücü verdiğinin altını çizerek, ‘Cumhuriyetin 100.yılı içinde demokrasi adına kurum ve kuruluşlarını şeklen tamamlamış ülkemizde ne yazık ki bu gün siyasi irade her türlü denetimden kendini soyutlayarak yukarıda saydığımız görev alanlarında bağımsız, kamu adına görevlendirilmiş kamu organlarının yetki ve sorumluluklarını da tek başına elinde tutarak toplumda çok sesliliğin üstüne adeta kara bir örtü örtmüştür.’ dedi.
Hasan Yaman burada yaptığı konuşmada; Anayasa ve örgütlenmeye dayanak teşkil eden Kanunların, Meslek Birliklerine kamu adına görev yapma, görev yaparken de yetki kullanma gücü verdiğinin altını çizerek, ‘Cumhuriyetin 100.yılı içinde demokrasi adına kurum ve kuruluşlarını şeklen tamamlamış ülkemizde ne yazık ki bu gün siyasi irade her türlü denetimden kendini soyutlayarak yukarıda saydığımız görev alanlarında bağımsız, kamu adına görevlendirilmiş kamu organlarının yetki ve sorumluluklarını da tek başına elinde tutarak toplumda çok sesliliğin üstüne adeta kara bir örtü örtmüştür.’ dedi.
Yaman, “Sayın Divan, Değerli Milletvekilleri, Sağlık Bakanlığının Değerli Temsilcileri, Değerli Konuklar, Sayın Oda Başkanları, Kıymetli Delegasyon, Saygıdeğer Basın Mensupları, Sizleri şahsım ve Türk Dişhekimleri Birliği adına saygıyla selamlarken, Genel Kurulunuzun ülkemize, halkımıza ve insanlığa hayırlı olmasını diliyorum. Anayasamızın 135.maddesiyle belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleri olarak tanımlanan meslek örgütlerine, bu tanımlama doğrultusunda kamu tüzel kişisi olarak önemli yetki ve sorumluluklar verilmiştir. Anayasa ve örgütlenmemize dayanak teşkil eden Kanunlarımız bizlere yani meslek birliklerine, kamu adına görev yapma, görev yaparken de yetki kullanma gücünü vermiştir. Gelişmiş demokrasilerde hükumet eden yönetim erkine sınırsız bir irade verilmemiş; kuvvetler ayrılığı ilkesi benimsenerek yasama, yargı, meslek örgütleri (Sivil Toplum) ve basının da yer aldığı kamu adına senkronize bir çalışma, toplumun mutluluğu için vazgeçilmez bir koşul olarak yer almıştır. Cumhuriyetin 100.yılı içinde demokrasi adına kurum ve kuruluşlarını şeklen tamamlamış ülkemizde ne yazık ki bu gün siyasi irade her türlü denetimden kendini soyutlayarak yukarıda saydığımız görev alanlarında bağımsız, kamu adına görevlendirilmiş kamu organlarının yetki ve sorumluluklarını da tek başına elinde tutarak toplumda çok sesliliğin üstüne adeta kara bir örtü örtmüştür. Demokrasi, temsili ve çoğulcu karakteri ile seçmene hesap verilmesini, kamu makamlarının hukuka uymak yükümlülüğünü ve adaletin yansız bir şekilde dağıtılmasını da zorunlu kılar. Kimse hukukun üstünde olamaz. (Paris Şartı) Çok Değerli Hazirun, böyle bir girişten sonra izninizle güncel sorunlarımız ve çözüm önerilerimize ilişkin değerlendirmemizle sözlerime devam etmek istiyorum. Saygıdeğer Delegasyon; Tüm dünyayı ve ülkemizi de saran COVID-19 pandemisinin etkisinin yarattığı tahribatın yaraları hala tam sarılamamışken, her zaman olduğu gibi pandemi dönemi boyunca da zorlu koşullarda insanüstü görev yapan hekimlerimizin, dişhekimlerimizin, eczacılarımızın, hemşire ve tüm sağlık çalışanlarımızın emekleri önünde saygıyla eğiliyor, hayatlarını kaybedenleri rahmetle anıyorum. TDB olarak her zaman dile getirdiğimiz gibi COVID-19’un illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı sayılması gerektiğini bir kez daha belirtiyorum. Dişhekimleri; pandemi döneminde aktif olarak rol almış, kamudaki arkadaşlarımız sahada filyasyonda görev alırken, özeldeki meslektaşlarımız da muayenehane ve kliniklerini açık tutarak halkımızın ağız diş sağlığı sorunlarını giderme konusunda kamu görevini özenle yerine getirmiştir. Bu dönemde COVID-19 nedeniyle 38 meslektaşımızı kaybettik. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. 2 Sayın Divan, Değerli Delegasyon, Günümüzde hekim, dişhekimi ve sağlık çalışanlarının sorunları çok fazladır ve bu sorunlar katlanarak artmaktadır. Kamudaki hekim, dişhekimi ve sağlık çalışanları; Sağlık Bakanlığı’nın uygulamaları ile köleleştirilirken, özelde çalışanlar içinde hekim dışı sermaye ortaklıkları ile bir sömürü düzeni inşa edilmiştir. Biz hekimler; hastalarımızı tedavi etmek ve sağlığına kavuşturmak temel prensibi ile çalışmaktayken, bu yolla siyasi irade bizlerin sırtına yapıştırdığı keneler ile kanımızı emmekte ve emeklerimizi sömürmektedir. Yine hekime, dişhekimine ve sağlık çalışanına şiddet ve mobbing günümüzde normal hale gelmiştir. Şiddet ve mobbingi sadece kanunla, yönetmelikle çözmeyi düşünmek saflıktır. Çözüm için siyasi iradenin her şeyden önce hekime ve sağlık çalışanına saygı duyması ve bu saygıyı toplumun tüm katmanlarına davranışları ile empoze etmesi gerekmektedir. Bir diğer kanayan yaramız ise niteliksiz fakülte açılışı ve artan kontenjanlardır. Bununla ilgili hiçbir öngörü yoktur. Meslek Birliklerinin sürekli bu konuya dikkat çeken açıklamalarına karşın, devletin kurumları adeta bizimle dalga geçer gibi sorumluluğu birbiri üzerine atmaktadır. Kamuda çalışan hekim, dişhekimi ve sağlık personelinin özlük hakları konusu; TDB olarak her zaman arkasında duracağımız bir sorumluluğumuzdur. Geçtiğimiz günlerde Meclise getirilen Sağlık yasa tasarısının komisyonda görüşülmesi sırasında da belirttiğim gibi Bağ-Kur ve SSK emeklisi hekim ve dişhekimlerinin emekli maaşları utanılacak seviyededir. Bilhassa dişhekimlerinin kamuda istihdamı çok az olduğundan, bu konu bizleri üzmekte ve çıkış yolu aramaktayız. Sayın Divan, Değerli Milletvekilleri, Değerli Misafirler, Kıymetli Delegasyon, Görüldüğü gibi sağlık bileşenleri içerisinde hepimizin birbirine benzer sorunları var ve bu sorunlar kartopu gibi büyümekte. Bunlarla mücadele etmemiz, haklılığımızı sürekli anlatmamız gerek. Mücadelemiz, sahadaki tüm sağlık bileşenlerini yanımıza alınca hem daha güçlü, hem daha anlamlı olacaktır. TDB olarak hekim, dişhekimi, eczacı, hemşire ve sağlık çalışanlarının hak mücadelesini, her türlü ideoloji ve siyaset üstü kutsal bir görev olarak görmekteyiz. Bu mücadele birlikte ve KURUMSAL anlamda yürütülmelidir. TDB, bu şekilde kurumsal anlamda yürütülecek hak mücadelesinde doğal partneri TTB’nin her zaman yanındadır. Sözlerime son verirken Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “BENİ TÜRK HEKİMLERİNE EMANET EDİN” dediği siz değerli hekimleri saygıyla selamlıyor, Genel Kurulunuzun hayırlı olmasını dileyerek, saygılar sunuyorum