YANILMAK İSTİYORUM!

- T. Erdoğan, 2019’da önce İstanbul’da sonrası yapılan seçimlerde de Türkiye’yi sandıkta yitirince, AK Saraydan ayrılmamak için plan ve planlar yapmaya başladı.
Her şeyden önce yapması gereken yapılacak bir seçimde yenemeyeceği açıkça anlaşılan E. İmamoğlu’nu yok etmek oldu. Yargıya, emniyete ve medyaya gereği için talimatlar ulaştırıldı.
Ö günden donra ülkede zaten biçilmiş olan adalet, hak ve hukuk tümüyle AK Sarayın isteklerine uyar duruma getirildi. İhbar, zorlama itiraf ve gizli tanık uygulaması, hiçbir devirde ve ülkede olmamış boyutlara ulaştı.
Elbette AK Sarayın asıl planı, Anayasa ve ona bağlı seçim sistemini değiştirmekti. Kendisine mahkûm D. Bahçeli’yi kullanarak TBMM’de çoğunluk sağlamak için DEM’i yanına alma adımını attı.
DEM ise R. T. Erdoğan’ın 2. kez düştüğü, FETÖ terör örgütüne dediği “ne istediğinizde vermedik” durumunu fırsat gördü. Bu konuda önderleri İmralı’daki artık çok deneyimli idi.
Bütün bu planların bir tarafında olan CHP’yi önce “normalleşme” uyutması ile pasifize edeceğini sandı ama geç de olsa ekonomik açıdan bitmiş-tükenmiş olan halk ve gençlik kesimi Ö. Özel’i o tuzaktan çekip çıkarmayı başardı.
Bir yandan kitleselleşen halkın direnişi öte yandan PKK’ın silah bırakma sözü(!) lafta kalırken Kuzey Suriye’deki SDG’nin federal Kürt Devletinin canlanışı, AK Sarayın planlarını ciddi şekilde aksattı.
Şimdi de yok sayarak yürütmeye çalıştığı CHP’yi planına bulaştırmaya çalışıyor. İcat ettikleri TBMM Komisyonu, bana 2015 seçimindeki CHP’yi sürükledikleri “istikşafi komisyonu” anımsattı. CHP’yi 45 gün oyaladılar ve çıkan çok sayıda can alan olaylar seçmeni korkuttu. 1 Kasım 2015 seçiminde AKP yeniden yitirdiği meclis çoğunluğunu geri aldı.
On yıl sonra bu kez Bahçeli-Öcalan’ın istediği sözde “silah bırakma, barış, demokrasi süreci”ne CHP’nin verdiği komisyon üyelerine bakınca, anladığım CHP (Genel Başkan Ö. Özel) hala Kürt kökenli oylardan beklentisi devam ediyor.
Bırakın yarın olacak ki (R. T. Erdoğan’a göre değişecek Anayasa, Yasaklı İmamoğlu, istediklerini almış DEM) ile, zamanında yapılacak bir seçimde CHP’nin bu beklentisi kalmayacak artık.
Öyleyse bize şu dileyiş kalıyor:
CHP, kamuoyuna yapıcı gözükmek için katıldı ise yarın 1. olmazsa 2. adımda ayrıldığında, arkasındaki özellikle direnen gençlik kesiminin heyecanını ortada bırakmaz!