YAŞADIKLARIMIZ YAPTIKLARIMIZIN AYNASIDIR

Bu dünyada herkes yaptığının karşılığını bulur. Kötüler er geç cezalarını çekerler. İyiler ise, türlü şekil ve yollarla mükafat görürler. İyi niyetle attığımız her adım, yaptığımız her iş, er geç yüzümüzü güldürecektir. Belki iyilik yapar ve her an iyilik bulamayabiliriz ama yaptığımız iyilik yada kötülük mutlaka zamanı gelince bize bir şekilde yansıyacaktır.
Birçokları, karşılaştıkları zorluklardan, kötü ve sıkıntılı durumlardan yakınır dururlar. Oysa tüm kötülüklerin ve acı gerçeklerin ilk tohumu insan ruhuna atılır. Yalnız kendini düşünmenin ve bencilliğinin ihtirasına kapılan insanoğlu, dünyayı kendi arzularını fazlasıyla doyurabileceği bir ganimet alanı sanır. Vicdan, irade ve eğitim, o büyük güçlerini göstermediği sürece kötülükler kara bir bulut gibi sarar dünyamızı.
Bazen işlerimizin gönlümüzce olmadığına, çabalarımızın meyvelerini alamadığımıza üzülürüz. Bunların gerçek nedenleri üzerinde duracağımıza koyu bir karamsarlığa kapılırız. İşte bizleri karamsarlığa sürükleyen bu nokta çok hassas bir çizgidir. Eğer bu noktada karamsarlık sararsa bedenimizi, ruhumuzu o zaman hayata da karamsar bakar ve asla o karamsarlığın içinde mutlu olabilecek bir şeyler bulamayız. Ancak hayat mutlu olacak kadar umut barındırmalıdır içinde ve hiçbir zamanda karamsarlığa yer verilmemelidir.
Hayatta atılan ilk adımlar, sonuçları bakımından çok önemlidir. Bu nedenle hayatta, her türlü alanda ilk adımları atarken çok dikkatli olmalıyız. Yersiz düşüncelerle, yanlış davranışlarla çevremize, dolayısıyla da kendimize zarar vermekten kaçınmalıyız. Başkalarının bize karşı iyi niyetli olmalarını istiyorsak önce kendimiz iyi
olmalıyız. Önce kendimiz iyi olmalıyız ki sonra yüzümüzü etrafa dönmeliyiz önemli olan da budur.
Her birey kendi içindeki kötülük tohumlarını yok etmeyi başardığı takdirde, bu dünyada kötülük denen şey de ortadan kalkacaktır.